1. Bölüm

52 6 0
                                    

Jessie her zamanki gibi okuldan eve geliyordu. Arkadaşları Helen, Corey ve Jonas da onunla birlikteydiler. Hep birlikte Jessie'nin evine gittiler. Okuldan verilen proje ödevleri sayesinde Jessie ve arkadaşları resmen hayattan bıkmıştı. 2 hafta sonra yapılacak olan matematik sınavını ise kimse hatırlamıyordu. Akşama kadar proje ödevinin yarısını tamamlayan başarılı grup evlerine dağıldı. Jessie annesinin ve babasının gelmesini beklerken uyuyakalmıştı. O kadar derin uyumuştu ki kapının zilini bile duymamıştı. Ee tabii anahtarda bugün Jessie'de olduğuna göre annesi ve babası dışarıda kalmamak için Jonaslara gittiler. Jonas 1.68 boylarında, baklavaları olan, tatlı, şirin, siyah saçlı, k. kahverengi gözlüydü. Tabiki Jonas fazla ders çalışmayan birisi olduğundan dolayıda kızları kesmekten başka birşey yapmıyordu. Jessie ise 1.65 boylarında, kumral ve uzun saçlı, masmavi gözleri olan bir kız. Jessie'nin annesi ve babası Jonaslara gittiklerinde, Jonas'ın annesi ve babası onları samimiyetle karşıladılar. Jessie'nin babası arada bir kapı zilini çalıyor fakat hala kapıyı açan olmuyordu. Jonas hızlıca,"Dean amca, bende sizin evin bir tane yedek anahtarı olacaktı.", dedi ve anahtarı uzattı. Buna çok sevinen Jessie'nin babası kapıyı açtı. Fakat karşısında gördüğü ilk şey Jessie'nin telefonu oldu. Yere düşmüş ve paramparça olmuştu. Buda yetmezmiş gibi merdivendeki kanlar onu iyice şüphelendirdi. Jessie'nin babası, "Ann koş! Burada kan izleri var.", diye bağırdı. Tabiki Jonas eksik olurmu, Jessie'nin annesinin hemen arkasından koştu. Buna meraklanan Jonas, Ann teyze ve Dean amca polisi ararken kan izlerini takip ederek yukarıya çıktı. Kan izleri Jessie'nin odasına gidiyordu. Kapıyı yavaşça açtı ve birden çığlık atmaya başladı. "Aaaaa..a! Dean amca buraya gelmelisin." Hızlıca merdivenden çıkan kahraman baba Dean, Jessie'nin o halini görünce yere seriliverdi. Ann teyze ise polislerle konuşuyordu. İş Jonas'a kalmıştı. Kapının tam karşısında asılı duran, güzel Jessie'yi kucaklayarak aşağıya indirdi. Tabiki Ann teyze bunu gördü ve şok geçirdi. Jonas, Jessie'yi hastaneye götürdü. Jessie'yi sedyeye yatırdılar. Jonas yanındaydı, Jessie gözlerini açtı ve Jonas'a söylediği kelimeler şunlardı,"Se..se..seni s..". Sözlerini bitiremeden bayıldı. Hemen ameliyata alınan Jessie'nin durumu kötüydü. Jonas, her ne kadar yorgun olsa da doktorlardan bir haber gelmesini bekliyordu. Sabah oldu ve Jonas uyuyakalmıştı. Telefonu çaldı,"Alo..Jonas, ben Ann teyzen.. Jessie'nin durumunu öğrendiğinde bize haber verebilirmisin?..". Gönderilen bir sesli mesajdı. Jonas'ın dört gözle beklediği doktor kapıdan çıktı. "Hastanın durumu gayet iyi evlat.. Tam zamanında getirmişsin. Şimdi istersen hasta yoğun bakıma taşındıktan sonra onu görebilirsin.." 10 dakika sonra Jonas, Jessie'yi görmeye gitti. Jessie'nin gözleri açık değildi fakat onu duyabiliyordu. Jonas hiçbirşeyden habersiz, Jessie'nin baygın olduğunu sanarak ellerinden tuttu ve,"Seni seviyorum..", dedi. Jessie her ne kadar halsiz olsa bile,"Bende..",dedi. Jonas utanmıştı. Ellerini tam çekecekti ki Jessie onun ellerini bırakmadı.

O'nun GözleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin