HÜNKAR HACI BEKTAŞ-İ VELİ

266 3 0
                                    


     Birçok önemli şahsiyetlerde olduğu gibi Hacı Bektaş Velî'nin hayatı ile ilgili olarak anlatılanlarda da menkıbe ile tarihi gerçeklik, iç içe girmiş bulunmaktadır. Bu yüzden onları birbirinden ayırmak oldukça güçtür.

   Hacı Bektaş Velî'ye, "Hacı" ünvanının atfı da onun şu şekilde vuku bulan bir kerâmetine bağlanmaktadır.
   Hocası Lokman Perende hacca gitmiş, diğer görevlerini yerine getirdikten sonra Arafat'a çıkıp vakfe'ye durmuştu.
    Lokman Perende yanındakilere; "Bugün arefe günü, şimdi memlekette bizim evde «bişi» pişirirler" demiş. Bu söz Hünkâr'a mâlum olmuş. Hünkâr hemen Lokman Perende'nin evine giderek, şeyhin hanımından; bir tepsiye birkaç tane "bişi" koyup kendisine verilmesini istedi. Tepsiye konulup kendisine takdim edilen "bişi"yi alan Hünkâr, göz yumup açıncaya kadar Lokman Perende'ye götürüp sundular. Bundaki hikmeti anlayan Şeyh Lokman Perende, arkadaşları ile beraber bu "bişi"yi yerler.

Hac dönemi bitip Hicâz'dan dönülünce Nişabur halkı, Lokman Perende'yi karşılamaya çıktılar. "Haccın kabul olsun" diyerek tebrik ettiler, elini öptüler. Lokman Perende, gelen halka Bektaş'ın kerâmetlerini anlattıktan sonra; "Esas hacı olan Bektaş'tır" diyerek onu tebrik etti. Bunun üzerine adı, "Hacı Bektaş-al-Horasan"i oldu. Bu menkıbevi anlatımın yanı sıra, onun Horasan'dan Anadolu'ya gelirken hac vazifesini bizzat yerine getirdiği de, tarihi kaynaklarda yer almaktadır.


     Bektaşî kaynaklarında Hacı Bektaş Velî için çok sık kullanılan bir de "Hünkâr" lâkabı vardır. Hacı Bektaş Velî'ye "Hünkâr" denilmesi de yine onun bir kerâmetine bağlanmaktadır.

    Hocası Lokman Perende bir gün Bektaş'a ders verirken abdest almak için dışardan su getirmesini ister. Bunun üzerine Bektaş;
   "Hocam, bir nazar etseniz, mektebin içinden su çıksa da dışarıdan su getirmeye muhtaç olmasak" cevabını verir.
     Lokman Perende ise;
"Bizim buna gücümüz yetmez" deyince, Bektaş el kaldırıp; "Duâ" eder.
    Lokman Perende; "Amin" der. Bektaş elini yüzüne vurup secdeye kapandığında, mektebin bahçesinden bir pınar akmaya başlar.
Hacı Bektaş'ın bu kerâmetini gören hocası Lokman Perende sevinçle;
"Yâ Hünkâr!" demekten kendini alamaz. Bundan sonra da Hacı Bektaş Velî'nin adı "Hünkâr Hacı Bektaş" kalmıştır.


Hararet nârdadır, sacda değildir,

Keramet sendedir, tâcda değildir.

Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs'te, Mekke'de, Hâc'da değildir.

Sakın, bir kimsenin gönlünü yıkma,
Gerçek erenlerin sözünden çıkma.
Eğer insan isen ölmezsin, korkma,
Âşığı kurt yemez, uc'da değildir.

Gönül Kabesine girmesin hülya,
Nefsine hâkim ol düşme bed huya.
Kirleri arıtan baksana suya,
Hep yüzü yerlerde, bucda değildir.

KISSADAN HİSSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin