1. bölüm (Şüpheler)

12 1 0
                                    

Saat 00:00
Saat 02:00
Saat 02:35

Son üç saatdir, "u-yu-ya-mı-yo-rum" yani uyuyamıyorum. Yatakta bir sağa bir sola dönüyorum. Sanırsın yatakta daha hiç çıkmayan dünya savaşı üç çıkmış. Artık neden uyuyamadığımı değil, uyuyamadığım için başka soru işaretleri ve şüpheler doldurmuştu. Delirecektim, kalktım ve yatağımda otururdum. Kucağıma aldığım yastığımı sıkıştırıp yumrukluyordum. "Offf..fff".

Ayağa kalkıp pencereye doğru yürüdüm. Benim için bir sene içinde çok önemli olan bir pencere aslında kendisi. Biz bu eve bir sene önce taşınmıştık, ve bütün odalar arasından bu odayı çok benimsemiştim. Ay ışığı perdelerin arasından sızıyordu. Perdeyi iki taraftan sessizce kenara çektim. Şimdi ay ışığı tüm odayı aydınlatıyordu, pencere kolunda düğmeye batırıp yukarı kaldırdım ve hafifçe yittirdim. Gözlerimi kapadım ve nefesimi içime çektim. Yıldızlar belirgindi, ilkbahara girdik gireli havalar ısınmaya başlamıştı.

"t-tak, t-tak, t-tak..".
Bir anda gözlerimi açtım ve pencereden geri çekildim. Yürüme sesleri, hemde gece saat 02:45. Korktum. Dalıp gitmiştim oysa. Merak ettiğim için tekrar pencereye yürüdüm ve kendimi belli etmeden pencerenin sağ tarafından aşağıya yola baktım. Birisi, yürüyordu, kimdi ki, "h-hhk.....yukarı baktı".

" Deniz..zz..?"
Öyle bir havaya hopladım ki beni göremesin diye. Geri çekilmeye çalışayım derken, sen gel yatağın ayağına takıl daha sonra kay ve düş. "Yaa-aa ama".

İçerden bir ses geldi, "tak tak" sesizzlik "tak tak", kapıydı, benim kapım?. Kapı bit anda açıldı ve ablam aralıktan kafasını içeri soktu.

"ne yapıyorsun..?"
" tuvalete gidecektim abla"
"peki neden yerde yatıyorsun?"
"takılıp düştüm"
"ahahaha..tamam."
"iyi geceler abla"

Kapıyı kapattığı anda kalktım ve kendime gelmek için odadan çıkıp tuvalete doğru ilerledim. Yüzümü yıkadıktan sonra geri odama geçtim.

Hiç düşünmeden tekrar pencereye yürüdüm, 1-2 dakika boyunca dışarı baktım ve gördüklerime, şüphelerime cevaplar bulmak için gördüklerimi tekrar sahne sahne canlandırdım kendi kafamda.

Deniz di ve emindim. Yukarı baktığı an onu gördüm. Hayal olamazdı. Ama böyle birşey mümkün değildi. Odanın içinde dönüp dolandım. "Dur Eylül, dur...... Off, delirecem" dedim kendime.

Deniz her sabah sırtına o "koca" çantasını takıp yürüyordu bizim evden en fazla 30 dakika uzak olan ormana doğru. Tamam bu olabilir. Peki ya neden yine sabahken degil ama gece 02:45 de?

En sonunda uyumaya karar verdim, yatağıma girip yorganı üzerime çektim. Daha sonra dalıp gittim.

Deniz di o, yoksa değil miydi?

Kafası Karışık Kız : MaceraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin