Bölüm 1

17 3 1
                                    




                  

Sabah gözlerimi açtığımda baş ucumda bana sinirle bakan annemi gördüm. ''Sonunda uyanabildiniz Meriç Hanım.'' Yataktan çıktım ve lavaboya giderken arkamı döndüm ''Siz karga sessinizle şarkı söylerken uyumam imkansız Deniz Hanım.'' Önüme geri döndüğümde kafama terlik yediğimi fark ettim, anneme masum bir bakış attım ''Terlik atma yarışmaları düzenlenirse altın madalya kazanırsın cidden.''  Lavaboya girip kapıyı kapattım.

Ben Meriç, Meriç Erdinç. Deniz ve Ümit'in ortanca kızları. Ablam Yasemin üç sene önce evlendi ve bir kızı var ,Derin erken yaşta teyze oldum ama olsun. Birde on yaşında erkek kardeşim var,Alican. Buralara annemin karnından geldim. 18 senedir yaşam mücadelesi veriyorum bu zalim dünyada. Şaka bir yana arkadaş ve aile ortamımdan gayet memnunum. Her iki ortamda da sorunlarım olduğu pek söylenemez.

Yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim, babam ve Alican çoktan kahvaltıya başlamıştı. Annem her birimizin yanağını öperek işe gitti, babamın yanına gittim ''Günaydın baba.'' ''Günaydın kızım.'' Alican'ın kafasını okşadım elimi itti. ''Saçımı bozdun al işte!'' bu çocuğu daha çözemedim ''Bağırma bana. Okula götürmem.'' Önümde bulunan tostu hızlıca yedim ve hızlıca odama çıkarak okul eteğimi ve gömleğimi giydim saçımı açtım taradım ve tekrardan mutfağa gittim. ''Hadi Alican. Baba biz çıkıyoruz görüşürüz.'' Yanağımı öptü, ''İyi dersler kızım.''  Alican'ın elinden tutarak evden çıktım ve karşı dairemizde oturan ve aynı zamanda sınıf arkadaşım olan Bade'nin kapıda beni beklediğini  gördüm, ''Günaydın Meriç Hanım.'' Bana bugün 'hanım' diye seslenen ikinci kişi eğer bir kişi daha derse kafasını ısırmaya karar verdim! ''Günaydın Bade'ciğim.'' Dil çıkardı ''Hadi gidelim, sizi dinlemek istemiyorum!'' ikimizde aynı anda Alican'a baktık. ''Bağırma! Ablaya bağırılmaz, yürü.'' Alican'ın okulu bir alt cadde de olduğu için onu hemen okula bıraktık ve birkaç cadde geçtikten sonra da kendi okulumuza geldik. Sınıfa girdiğimde Çağrı'ya baktım ama yoktu bende Deniz'in yanına gittim kafasını kaldırdı ve konuşmama izin vermeden ''Çağrı okula gelmedi, merak etme hasta değil. Aklının onda kalmamasını söyledi. Euro düşmüş.'' Son söylediğini sanırım kendisi de anlamamış olacak ki yüzünü ekşitti. ''Eğer bir erkekle konuşmanı görürsem ben halledecekmişim sonra o da gelip seni halledecekmiş.'' Gözlerimi büyüttüm, ''Yani o anlamda değil, öldürmek anlamında. Bıktım sizden yeter!'' Deniz sabah sanırım yatağın kıç tarafından kalkmış. ''Deniz sen sabah kıç tarafından mı kalktın?'' ''O ne?'' bu çocuk hayattan bıkmış, her an okulun çatısına çıkıp kendini atacak hissi veriyor insana. ''Kıç tarafı yani ters tarafı ben öyle diyorum bence artık anladın.'' Elindeki telefonunu cebine koydu ''Aynen anladım. Önümdeki sıraya geç.'' Yine konuşmama izin vermedi ''Evet senin sıran orası ama Çağrı gelene kadar burası.'' Çantamı alarak önündeki sıraya oturdum, ''Çağrı hasta değilse nerede?'' ceketimi askılığa astım ve tekrar yerime oturdum ''Aslında önemli bir şey değil, alt tarafı babasından para almak için onu kaçırdılar. Eğer vermezse öldüreceklermiş.'' 'Ha iy-ne!'' Deniz kahkaha atmaya başladı. ''Meriç  sence öyle bir duruma ben burada olur muyum? Hayır. Çağrı babasıyla birlikte iş yemeğine gittiler iki gün sonra dönerler.''  Rahatladım. ''Geldi.'' Kapıya baktığımda gelenin Çağrı olmasını beklerdim ama tanımadığım bir çocuk geldi. Deniz yanına gitti, sarıldılar Ülkü-en yakın arkadaşım- yanıma geldi ''Selam!'' kulağımın dibinde bağırmasına anlam veremedim ''Selam.'' Yanıma oturdu ''Kızım bu çocuk kim? Ben daha önce okulda görmedim.'' Ağzının suyu akacaktı resmen! ''Sen okulda görmediysen ben nasıl göreyim canım en içi?'' Deniz ve yanındaki çocuk yanımıza geldi ''Kardeşim Poyraz.'' Deniz'in kardeşi mi vardı? Bence abisi. ''Evet Meriç kardeşim var. Yurt dışında okuyordu ama artık burada. Aslında benden küçük de değil. Sahi ben seni neden benden küçük gösterdim? Neyse sonuç olarak aynı yaştayız.''  Aslında bunları sormayacaktım ''Sadece selam diyecektim Deniz.'' Deniz elini ensesine koydu ''Adını öğrendiniz en azından.'' Elimi uzattım ''Ben Meriç.'' Elimi sıktı. ''Memnun oldum.'' Ülkü çocuğun elini bildiğin yuttu. ''Bende Ülkü, memnun oldum.'' Poyraz gülümsedi, Deniz Ülkü'nün elini çekti ''İnsan sevgilisinin kardeşine bu kadar yakın olmamalı. Meriç'i örnek al kendine.'' Ülkü Deniz'in göğsüne vurdu. ''Bunu sen mi bana dedin Deniz Aslan?'' ''Evet  ben sana dedim Ülkü Çınar.'' İşe el atmazsam bu konuşma uzar gider. ''Susun artık!'' telefonum titredi, Çağrı mesaj atmış;

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üç KöşeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin