Alec daha 16 yaşındaydı yaklaşık 1.75 boylarında 70 kilo iri yarı yakışıklı bir çocuktu ailesi ile arası iyi olmadığı için eve uğramayı sevmezdi en son eve uğradığında ise olanlar olmuştu
Saat 22:00 da Alec evin tek oğluydu hiç kardeşi yoktu,yarı baygın bir halde evin kapısını açtı,anne babasının gürültüsü sokağın başından duyuluyordu
"Lanet olsun Conner bu kaçıncı kadın beni aldatmandan bıktım usandım"
Conner Alec'in babasıydı uzun boyu ve kazıtmış saçlarıyla gerçekten korkutucu görünüyordu gömleğinin altından çıkan kasları formda olduğunun göstergesiydi
"Beni rahat bırak Kate" sesi umursamaz bi halde çıktı sanki zorla konuşuyordu
"Senin bu umursamaz tavırların beni deli ediyor, yeter buna bi son ver!"
Alec bu kavgalara alışmıştı artık korkutucu veya heyacan verici bir hali yoktu yukarı çıkmaya odasına gitmeye karar verdi ve evin girişindeki düz koridordan odasına yöneldi
Evleri 2 katlı ve gayet konforluydu duvarlarındaki parlak boyalar ve detaylı tablolar gayet şıktı mahallesindeki tüm evler böyleydi birinci sınıf insanlar bu evleri doldurmuştu ama Alec'in ailesi o insanlardan ayrıydı sürekli kavgalar, bağırışlar,tabak ve kaşık fırlatma sesleri mahalle sakinleri önceden uyarmaya gelseler bile artık onlarda alışmıştı paige ailesine
Koridoru tamamlayıp merdiven basamaklarını ikişer ikişer çıkmaya başladı sanki ardındaki bağırışlardan kilometrelerce uzaklaşmak istercesine hızlıydı,birkaç adımda odasının önündeydi kapısının metal kolunu açtı ve içeri girdi.Sırtındaki çanta sanki bir cesetmiş gibi ağırlaşmıştı artık dayanılmaz bir hal almıştı hemen odanın arasında herhangi bir yere fırlattı ve yatağına uzandı.
Yatağı da evi gibi gayet rahat ve büyüktü ama ailesi neden böyleydi neden diğer aileler gibi şakacı,hafta sonu babası ile birlikte neden balık tutmaya gitmiyordu.Zaten babası bu teklifi hiç etmemişti etse bile Alec gideceğini sanmıyordu bu hayata alışmıştı.Ailesini umursamıyordu sadece arkadaşlarından güç buluyordu onlar olmasa sanki bir boşlukta gibiydi.
Alec düşüncelerinden birden uyandı ve yattığı yerden doğruldu,aşşağıdaki bağırışlar birden kesilmişti bunu anladığı ne kadar zaman olmuştu? Ne zamandır düşünceleriyle bereberdi? Yarım saat mi? 2 saat mi? Yoksa 15 dakikamı? Alecin ailesi bu saatte uyumuş olamazdı,daha önce bu kadar kısa kavgalarıda olmamıştı.
Alec korkmaya başladı,yüzünün bembeyaz olduğunu görmek için aynaya bakmaya gerek yoktu,yatağından kalktı,kalbi o kadar hızlı atıyorduki sanki 1 km maraton koşmuş gibiydi,göğsü acıyordu,kapının metal kolunu bir kere daha açtı ve dışarı çıktı,merdivenlerin başına geldi yavaş yavaş aşağı inmeye başladı.
Merdivenlerin orta basamaklarına geldiğinde bir ağlama sesi duyuldu,Alec'in korkusu ikiye katlandı bu annesiydi bu Kate'ydi.Alec duraksadı ağlama sesini dinliyordu, aşağı ineceğinden emin değildi,ama başka çaresi yoktu aşağı inip neler olduğunu görmek için meraklanıyordu,ve sonunda marakı korkusuna baskın çıkıp merdivenleri hızla inip sağa döndü.
Bütün salon görünüyordu,beyaz koltuk takımları sanki 2 litre vişne suyu dökülmüşcesine kırmızıya dönmüştü,televizyon yerdeydi ve açıktı,televizyonun Işığı sayesinde yerde yatanın kim olduğu seçiliyordu o babasıydı Conner'dı,gözleri annesini aradı Alecin,salonun en köşesinde sırtını duvara yaslamış dizlerini göğsüne kadar çekmiş ağlıyordu.
"Anne ne yaptın sen,yerde yatan babammı" Alecin sesi titriyordu bu cümleyi nasıl kurdu onu bile bilmiyordu,çok korkuyordu.
Annesi sanki o yokmuşcasına ağlıyordu ve kahkaha atıyordu
Alec bu sefer sesini yükseltti "lanet olsun kadın ne yaptın sen" kendinden emin bir tonda söylemişti,annesi başını kaldırdı ve fısıldamaya başladı
"O bunu haketmişti 5 dakika sonra o mezara ben hapise sende çocuk hakları yurduna gidiceksin" ve bir kahkaha patlattı sanki bir korku filmindeki kötü cadının attığı bir kahkaydı.Alec'in kafası allak bullak oldu hemen bi şeyler yapması gerekiyordu,sosyal hizmetler denen o aptal yurda gidemezdi,evin yatak odasındaki kasa aklına geldi elini çabuk tutması gerekiyordu hemen yatak odasına koştu gardolabı açıp eğildi.
Heyecandan kasanın anahtarı babasında olduğunu unutmuştu.
Bir cesede dokunabilirmiydi?hemde babasının cesedine? Zaman kaybedemezdi. Polislerin gelmesi an meselesiydi.
Doğruldu ve salona doğru koşmaya başladı. Babasının cesedi yüzüstü yerdeydi.
"Lanet olsun şimdi ne yapıcam ben lanet olsun Conner"
Alec çok korkuyordu, heyecenlanmıştı, yerler birikmiş kanla doluydu, etraf sessizdi sadece açık televizyonun tiz sesi vardı. Odanın köşesine baktı annesi yoktu. Bunu nasıl fark edememişti. Sanki hiç bu evde olmamamış gibiydi. Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Artık kalbi bu kadar heyecanı kaldıracak gibi değildi.
Babasının yanına gitti kolundan tutup çevirmeyi denedi. Biraz güç sarfederek bunu başardı. Babasını çevirdiğinde kusma dürtüsüne engel oldu. Conner'ın göğsünde yaklaşık 7-8 bıçak darbesi vardı her yaradan kanlar akıyordu.
Alec yaralara bakmamaya çalıştı,hemen elini babasının cebine attı. Gözlerini kapatmıştı, bunu yapmammayı diledi, ama başka seçeneği yoktu. Sokaklarda beş parasız dolaşamazdı anahtarı bulduğu gibi ayağı kalktı ve yatak odasına doğru koşmaya başladı.
Hemen gardolabın önünde durdu ve kasaya yaklaştı anahtarı sokup,kilidi çevirdi. Kasanın kapağını açınca gözleri büyüdü çok para vardı fazlasıyla çok. Çantasını almaya karar verdi parayı çantasına dolduracaktı acele etmesi gerekiyordu.
Hemen odasına koşmaya başladı, merdivenleri üçer üçer koşarak çıkıyordu, odasının metal kapı kolunu açtı, gözleri hemen çantayı buldu ve içine eşyalarını koymaya başladı. İşi bittiğinde odasının kapısını açıp yatak odasına koşmaya başladı. Merdivenlerden o kadar hızlı indiki az kalsın düşücekti. Yönünü yatak odasına çevirdi çok hızlı hareket ediyordu kalbi çıkıcakmışcasına hızlı atıyordu vücudu ağırlaşmış kaskatı kesilmişti.
Yatak odasına girdi gardrobun içindeki kasanın önüne eğildi hemen çantasını önüne koydu tüm paraları aldığından emin oldu fermuarını çekip ayağa kalktı, çıkış kapısına yöneldi. Son kez salona baktı.
Babası hala bıraktığı yerdeydi,fakat annesi nerdeydi neden kaçmıştı polisi o aramış olmalıydı. Alec'in kafası allak bullaktı bir an önce şu lanet yerden çıkmak istiyordu.
Çıkış kapısına yöneldi,kapıyı açtı. Mahallenin başındaki polis arabalarının ışıkları giderek yaklaşıyordu. Alec sokak lambalarının ışıklarından gitmeyi aptallık sayıyıordu. Evlerin gölgelerinden koşarak kaçmaya karar verdi. Ve koşarak evinden uzaklaştı.
Saat yaklaşık 02:00 gibiydi evde olanlardan sonra zaman kavramı kalmamıştı. Alec artık ne yapacağını bilmiyordu sanki konuşmayı unutmuştu. Evde olanlardan dolayı konuşmadığını fark etti. Artık ne yapması gerektiği hakkında karar vermeliydi.
Çok parası vardı, ama ailesi yoktu ne kadar kavga etseler bile sığınıcak bi evi vardı önceden. Şimdi ne bir ailesi nede bir evi vardı.
Artık evi ve ailesi bu karanlık sokaktı. İstese de istemesede artık herşey değişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sokak
AdventureBir hayat ne kadar zor ve çekilmez olabilir ki.Kiminin hayatı toz pempe iken kimi hayatlar karanlıktır.eğer sokaklarınız karnalıksa hayatınızında karanlık olmakatan başka bir çaresi yoktur.