Aşk-ı Lâl (BERDEL) 《Askıda》

Bölüm 1 (Kader)

Düzenlenmiş bölüm

Mardin, acımasız şehir. Güzelliğiyle herkesi büyüleyen eşsiz şehir. Törenin asil şehri Mardin. Yine toplanmıştı aşiret, yine kurban verilecekti bu acımasız şehre. Yine yürekler yanıp kavrulacaktı. Soykan aşiretinin öfkesi bu sefer Soydere aşiretinin üzerindeydi. Soykanların nazlı kızı Berivan, Soydere aşiretinin asi genci Botan'a kaçmıştı. Tabi iki saat sürmüştü kavuşmaları yakalamışlardır iki aşığı. Birbirlerine doyamadan silah dayanmıştı alınlarına. Yusuf Ağa can parçasının, canını alacaktı. Kıyabilecek miydi kardeşine? Babasının yüzüne baktı yardım istercesine. Salih Ağa'nında canı yanıyordu oğlu gibi ama başka çare yoktu. Gözlerini Yusuf'tan kaçırdığında bir kız ilişti gözüne ve aklına gelen fikirle hemen oğluna çevirdi gözlerini;

"Yusuf, dur oğul." dedi Salih Ağa heyecanla ve umutla baktı aşiret ağalarına. Herkes kendi aralarında konuşmaya başlayınca Salih Ağa tekrar konuştu.

"Bu kan dökülürse iki aşirette durduramaz bu kanı. Kaç evladımızı feda ederiz bu kan gölünde. Ben berdel olsun isterim ağalar. Oğullarımdan birine Soydere aşiretinden bir kız isterim."

Soydere aşiretinin ağası Akif Ağa, Salih Ağa'ya bakıp ;

"Botan'ın bir kız kardeşi yoktur Salih Ağa bilmez misin?" dediğinde, Salih Ağa bakışlarını tekrar o kızın olduğu yöne çevirir;

"Botan'ın kardeşi olmayabilir ama Soydere aşiretinden bir kızda olur ağalar. Akif Ağa senin kızın değil midir o?" diye işeret ettiğinde Akif Ağa kızına çevirir bakışlarını. Konağın terasında oturmuş hiç bir şeyden haberi olmayan yiğeniyle oynayıp gülen canından çok sevdiği, karısının emaneti olan ay yüzlü kızına baktı Akif Ağa.

"Benim kızım daha küçüktür Salih Ağa." dediğinde Salih Ağa diğer aşiret ağalarına bakıp onların ne söyleyeceğini bekler.

Diğer ağalarda kan yerine berdeli kabul eder. Akif ağa çaresizce kabul eder ay yüzlüsünü berdele kurban etmeyi. Diğer ağalar gittiklerinde Salih Ağa, Akif ağa ve onun kardeşi Ali Ağa kalmıştır konakta. Birde oğulları. Berivan kızarmış gözlerle babasına bakıp elini öper. Salih Ağa kıyamadığı ceylanına baktı. Kırgındı ona ama kıyamıyordu işte. Ali Ağa oğlu Botan'a bakıp işaret etti, Salih Ağa'nın elini öpmesi için. Botan çekinerek elini öptü. Salih Ağa, Botan'ı sevmesede kızı için kabul etmişti Botan'ı damatlığa. Konağın kapısı açılıp Murat içeri girmişti. Öfke saçıyorsu adeta;

"Baba, duyduklarım doğru mu? Berdel olacak dedi ağalar. Baba kardeşimi bu şerefsiz için kurban etmem ben." diye kükredi adeta Murat. Akif Ağa oğlunun huyunu biliyordu. Sinirlenince gözü kimseyi görmezdi. Ali Ağa, yiğeninden çekinerek bir iki adım geriledi. Akif Ağa, Murat'a bakıp;

"Ne zamandır törenin verdiği karara karşı gelmeye başladın oğul." diye kükredi ama Murat hiç çekinmemişti.

"Töre hiç bir suçu olmayan kardeşime el uzattığı zaman karşı gelirim baba. O senin ay yüzlü kızın nasıl kurban edersin onu?" dedi. Akif ağa herkesin içinde bu konuşmaya son verip Salih Ağa'ya döndü.

"Berivan'ı alın gidin. Bir hafta içinde düğün olacak iki kızda baba evlerinden gelinlikler çıkacak." Salih Ağa da onayladıktan sonra Berivan hazırlanıp babasının yanına gitti. Gidecekleri sıra Akif Ağa tekrar konuştu.