Bir Ömür

32 1 0
                                    

Mehmet 1.70 boylarında, koyu kahve gözlü, kumral, geçimini hayvancılıkla saglayan bir gençti. Hanım ise 1.60 boylarında, sarışın, ela gözlü bir kızdı.

Mehmet 15, Hanım ise daha 15 yaşında görücü usulü evlendirilmişti. Her konuda toyken, hayatın zorlu şartları altında, henüz çocukluk dönemini geçirmeden atılmışlardı. Beraber geçirecekleri 80 yılın hesabını yapmadan her konuda omuz omuza, sırt sırta vererek aşmaya çalışmışlar ve bunuda en iyi şekilde yapmışlardı.

Evlendiklerinden 5 yıl sonra, Hanım daha 18 yaşındayken tüm aile fertlerini kaybetmişti. Üzüldüğünde gidebilcek ne bir annesi, ne de bir sorunu olduğunda başını omzuna yaslayabileceği bir babası kalmıştı. Zaten tek çocuktu, artık kalabalığı Mehmet'ti.

Aradan 1 yıl geçmişken , 19 yaşındaki Hanim' ın Bir oğlu olmuştu. Şimdi Mehmet'in yanında: hem hayat arkadaşından hemde kendinden bir parça bulunduran oğlu İbrahim vardı. Ancak Mehmet geçimlerini hayvancılıkla sağladığı için Hanim' ın yanında pek bulunamıyordu. Fakat elinden geldiğince Hanım'a her konuda yardımcı olmaya çalışıyordu.

Zaman su gibi akıp giderken, Hanim' ın geçirdiği rahatsızlıktan dolayı başka çocuğu olmamış, tek oğluyla yaşamını sürdürüyordu. Fakat ibrahim'de artık büyümüş ve evlenme zamanı gelmişti. İbrahim fazla beklemeden evlendi ve şehir merkezine gitti. Hanım ile hayat arkadaşı Mehmet, Ibrahim'le uzak kalmak adına, merkez gürültüsüne de katlanmamak için merkeze yakın bir ilçede küçük bir ilçeye taşındılar.

Artık yaşlanmışlardı elden ayaktan çekilmeselerde kendi hallerinde yaşıyor, zar zor olsada hayatlarını sürdürüyordı. Birlikteliklerinin 76. Yılıydı. Yaşamları boyunca sadece ikisi vardı. Her zorluğa birlikte göğüs germişlerdi. Ancak 77. yıllarında Mehmet hasta olmuş yatağa düşmüştü. Mehmet'in bu hali Hanım'ı çok üzüyodu. Fakat belli etmiyor , elinden geldiğince Mehmet'in iyileşmesi için uğraşıyordu. Her fırsatta dua ediyor, asla Mehmet beyin ölceği ihtimalini vermiyordu.

79. yıllarıydı , Mehmet küçük camın önündeki sedir şeklindeki yatakta ölümü bekler olmuştu. Hanım ise hayat arkadaşının bu haline her seferinde ölüp yaniden diriliyordu.

Kış ayları gelmişti 79. yılları bitmek üzereydi. Onlar farkında değildi ama birlikte geçirdikleri ömürleri tükeniyordu.

Bir gün Hanım dışarıya çıkmıştı. Aradan çok geçmeden hayat arkadaşı Mehmet'in yanına, eve döndü. Fakat birşeyler ters gidiyordu. Hayat arkadaşının başı sağadoğru yavaşça yatıyor, gözleri kayıyor, sesi çıkmadan ağzını oynatarak "su" diye yalvarıyordu. Hanım o telaşla dışarı çıkıp Mehmet'e ağıt yakmaya başlamıştı. Sesi nerdeyse kaldıkları köyün tamamı tarafından duyuluyordu. Hanım'ın sesini duyan köylüler akın akın geliyor ancak Hanımın bu haline bir çare bulamıyorlardı. 92 yaşındaki Hanım, kocasına yalvarıyordu "Gitme " diye diye...

Sesleri duyan köyün imamı Hüseyin Bey, Hanım ninenin evine gelmeden ambulansı ve oğulları Ibrahim'i aradı. Gelen ambulans ile hastaneye gittiler.

Mehmet Bey'i yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakımdan çıkan her doktara yalvarır duruma gelmişlerdi. Doktorlarsa sadece "bekliyoruz" diyorlardı. Hanım ümidini kaybetmeden, her gün birazdaha üzülerek Allah'a dua ediyordu.

2 ay 15 gün olmuştu. Mehmet Bey hala yoğum bakımdaydı. Hanım ondan aldığı güçle yoğun bakımın önünde tam 2 ay 15 gündür yarım yamalak uykuyla onu 79 yıllık hayat arkadaşını bekliyordu. Onsuz gitmeye niyeti yoktu. Sanki 92 yaşındaki kadın genç bir delikanlıdan daha dinç bir şekilde hayat arkadaşının ona eskisi gibi bakmasını bekliyordu.

80. Yılın ilk günüydü, doktor oğulları Ibrahim'e "Artık son saatlerin oldunu son kez görmek isteyenlerin gorebilir" dediler. 95 yaşındaki adam gidiyordu ama tek mi?

Hanım ile oğlu içeri girdiler. Mehmet Bey'in gözleri hafif açık ona bakıyordu. Hanım nine , Mehmet Beyin elini tuttu. "Ona sadece kalk evimize gidelim" diye bildi sonrası sanki film şeridi gibiydi. Uzun bir "dıt" sesi ve doktorlar içeri girdi. Mehmet Bey'in gözleri kapanmış, eli düşmüştü. Hanım ile oğlu dışarı çıkarıldı. Doktorlar son kontrollerini yaptı "Ölüm saati 15:42 . O sırada bir ses daha "Mehmet Bey" diye duyuldu ve Hanım ninede bir anda bayıldı. Hemen bir odaya alındı. Yaklaşık 13 14 dakka geçti. Doktorlar odanın kapısını açıp gittiler. Ibrahim Bey babam demeden annesini kaybetmişti. Doktor Hanım nineyi kaybettik ölüm saati 15:54 dediler. Ibrahim yıkıldı yapacak hiçbir şeyi yoktu o da artık bitmişti. Cenazeler yıkandı ve yavaştan kefenlendi. Artık son yolculuk arabaya bindirildiler. Evinin kapısına gelen cenazeler son kez tüm sevenleriyle helalleştirildikten sonra cenaze namazı için camiinin oraya getirildiler. Namaz kılındı ve tabutlar omuzda mezarlığa doğru yola çıktılar. Mezarlar yan yana eşilmişti o karanlık yerdede yan yanaydılar. Mezara yavaştan koyuldular. Onlar için 80 yıllık hayat bitmişti. Hayatları boyunca birbirlerinden başkası olmayan bu iki insan birbirlerine öyle kenetlenmislerdiki 80 yılda ölüm bile onları 14 dakikacık ayıra bildi.

-SON-

Aşk, yaşayabilen için bir ömürdür.

Bir Ömür AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin