1.Bölüm

4.6K 93 26
                                    

Fotoğraftaki Ekin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğraftaki Ekin...

Hayat bu kadar zordu işte. Beyazı sevmeme rağmen karanlıktan kurtulamayan ben. Her seferinde bunları yaşamaktan bıkmış olmama rağmen, hala yaşayan ben. Hayat, kader...hepsi bana tersti. Sanki bana kin ve nefret doluydular.

Üvey babamın son darbesinide aldıktan sonra yavaşca kalktım. Ayaklarım titriyordu. Bitmiştim ben artık. Nefes alamaz olmuştum. Her seferinde bunu yaşamaktan bıkmıştım. Ben suçsuz bir kurbandım. Bunları yaşamayı istemiyordum. Bağlanacak, beni ayakta tutan hiçbirşeyim kalmamıştı. Annemi kaybetmiştim. Karnında kardeşim varken. Birinin yasını tutsam diğerinki kanıyordu.

Odama çıkıp yavaşça yüz üstü uzandım. Sırt üstü yatarsam vurduğu kemer izi olan yerler acıyacaktı. Diğer bir iz geçmemişken yenisi ekleniyordu sırtıma. Bir anda yataktan kalkınca sırtımın acısıyla boğuk bir çığlık attım. Sadece dayağından değil, bana yaptığı tacizlerden de bıkmıştım. Artık en son ne zaman güldüğümü hatırlamıyorum.

Bugün patronum üvey babam yüzünden işten kovmuştu beni. Kalmıştım artık sap gibi ortada. Şimdi annem olsa izin vermezdi böyle bir hayat yaşamama. Benim annem güçlü kadındı. Ezdirmezdi kendini. Benim annem masumdu. Ölmüştü artık o. Sadece o değil doğmamış, Dünya'ya merhaba bile demeden ölmüştü o da. Bırakmıştı artık ikiside beni.

Banyoya gidip kemer izlerine krem sürdüm. Her sürüşümde daha fazla yanıyordu. Bu da gözümden ardı kesilmeyen damlalara sepep oluyordu. Nefesim kesiliyordu. Herşeye rağmen güçlü kalıyordum. Ama bununda bir sınırı var. Her güç bitmez diye bir şey yok. Benim ki her salise de tükeniyordu.

Biran önce iş bulmam lazımdı. Üzerimi giyinip büfeden gazate almaya gittim. Belki iş ilanlarından birşey bulabilirdim. Eve geri döndüğümde çok şükür o adam yoktu. Sessizce odama çıkıp, ilanları karıştırmaya başladım. Pasta, temizlikçi falan filan işleri yoğunluktaydı. Ama ben o tür işler yapmak istemiyordum. Tam gazeteyi kapatacakkek ilanlarım en sonunda sekreterlik ilanı vardı. Telefonumu alıp hemen numarayı tuşlayıp aradım. Biraz çaldıktan sonra "Kozan Holding buyrun efendim?" Demek sekreterlik ilanı KOZAN HOLDİNG'e aitti. "Merhaba ben gazatede iş ilanını gördüme onunla ilgili aramıştım." Kadın biraz homurdansa da "Yarın iş ilanı için gelin. Bir çok kişi var. Siz yarın gelin olur mu?" Bir sürü kişi mi, o kadar kişi arasında nasıl seçilecektim ben? Ama en azından denemeliydim. "Peki iyi günler" kadının cevap vermesini beklemeden kapattım telefonu. Peki ya seçmezlerse beni. Gene üvey babamdan dayak yemek istemiyordum. Bu işi ne yapıp ne edip almak zorundaydım. Biraz daha dinlendikten sonra kendimi sıcak bir duşun altına bıraktım. Su, belki dünyada ki herşeye bedeldi. Herşeyin çözümüydü.

Banyodan çıktıktan sonra üzerimi giyindim. Tişötrümü giyerken resmen ölmüştüm. Tek duam kemerlerin acısının yarına kadar biraz geçmesiydi. Soğuk yatağa girdim. Yatağın soğukluğu sırtımın acısına bir nebzede olsa iyi geliyordu.

TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin