İdeal evlilik

599 32 6
                                    

Herkesin kafasında bir eş profili var.. Hayalimdeki adam/kadın diye tutturmuş gidiyoruz.. Belki çok klişe olacak ama hangimiz hayallerdeki hanım veya bey/efendi olmayı başarabiliyoruz? Yazdıklarımız, söylediklerimiz ve yaşantımız ne kadar uyuşuyor.. Hayatlarına girdiğimiz insanları değiştirmekten başka gaye edinmiyoruz sanki. Kabullenmek yerine tek doğru benim doğrum mantığı ile dayatmalara gidiyoruz. Kabullenemediklerimizde de bu iş olmaz demeyi bilmiyoruz. Yalnız eş için değil bu söylediklerim elbette. Hayatın her alanında geçerli ama gönül işlerinde biraz daha baskın hale geldi..
Hanım ablamız ferace giymeli.. O feracenin ucu yerlere sürünmeli ve hatta renkli eşarp dahi örtmemeli.. O eşarbın kenarları hep önde olmalı omuzları kapatmalı.. Benim yanımda yürürken hep bir adım arkadan gelmeli. Pantolon kat'iyen giymemeli.. Okumalı ama çalışmamalı.. Benden çok kazanmamalı, hafız olmalı... Gidiyor da gidiyor bu liste.. Uzun uzadıya isteklerine sıralayan beyler hiç kendilerine soruyorlar mı bu isteklerin neresindeyim ben diye? Hep bir hödhödcülük.. Aman çok bir şey istenmesin, aman çok masraf yapılmasın, bu zamanda nerde imanlı kız, bu zamanda nerde gözü yükseklerde olmayan hanım gibi dayatılmış ve ezberletilmiş cümlelerle bezeniyor artık ilişkiler.. Ebu Cehil düğünü yapanlar Hz. Ali ile Hz. Fatıma saadeti arıyorlar..

Beylerin gözü hep yükseklerde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beylerin gözü hep yükseklerde.. Güzel olsun, itaat etsin, dili uzun olmasın, çok konuşmasın, bilgili olsun ama benim yanımda bunu belli etmesin.. Hadi hepiniz şu kör olası nefsinizi susturun da öyle okuyun bu yazıyı.. Ben bunu yapmıyorum düşünmüyorum diyen bey neredeyse yok. Her gün okuyor, duyuyor ve şahit oluyorum konuşulanlara.. Evliliklere ve ayrılıklara.. Karşınızdaki hanım sizi büyütsün istiyorsunuz. Kaç yaşına basarsanız basın benim dediğim olacak dayatmasını yapan şimarık çocuklar gibisiniz. Ayaklarınızın sağlam yere bastığı zamanlar var mı var elbet.. Var da iş işten geçmiş oluyor o zamanlarda.. Bırakın size gelen kendi yanlışları ile gelsin. O yanlışları kendi doğrularınızla düzeltmeye çalışmayın.. Bırakın bu yanlışları kişi kendisi telafi etsin. Ben bu yanlışlara tahammül edemiyorum diyorsanız o halde bu yola hiç girmeyin.. Biraz olsun anlayışlı olun abilerim.. Görgünüzü, saygınızı ve sevginizi karşınızdaki hanıma (helalinize) gösterin. Allah'ın emirlerini bilen elbet emanetinin kıymetini de bilecektir güveni ile size kapılarını açmış hanımları hayal kırıklığına uğratmayın. Bırakın tripleri hanımlar atsın. Her şeye rağmen varsanız eğer devam edin bu yolda.. Ben yaparım erkeğim, şartlar bunu gerektiriyor gibi bahanelere sığınmadan yaşayın islamı.. İsteklerimin ne kadarı makul, karşı tarafa bunlar ne hissettirir diye sorun kendinize. Yemeği acısız yap demek yerine ben acılı yiyemiyorum deyin mesela.

"Üzdüğünüz insanların kalbini tekrar kazanmak için saatlerce uğraşmak zorunda kalırsınız. Bunun yerine, yemek ile ilgili fikriniz sorulduğunda ya Peygamberimiz (sav) gibi sessiz kalınız ya da kibar bir şekilde fikrinizi söylemenin yollarını bulunuz. Mesela; 'yemek güzeldi ama belki bir dahaki sefere 'x' eklerseniz, daha lezzetli olabilir' gibi birşeyler söyleyebilirsiniz."(1)

"(1)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İslamın GüzellikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin