İslamın Güzellikleri

Aman Orucun Bozulmasın!

Geliyor işte, ayların en mübareği. On bir ayın sultanı. Geliyor işte Ramazan! Herkes bir koşuşturma içerisinde. Kimi evini temizliyor, kimi mukabeleden mukabeleye atlıyor, kimi hatmini tamamlayıp Ramazan hatmine başlıyor, kimisi Ramazan programını hazırlıyor. Çünkü Resulullah amin dedi, Cebrail [a.s.]'ın " "Ramazana kavuşupta, ibadet yapmayarak günahlarını affettirmeyenlerin burnu yere sürünsün." duasına.

İyi hoş şeyler kardeşler, Ramazan'ı hakkı ile geçirmek. Fakat Ramazan sadece hatimle bitmez bu işler. Evet, Ramazan Kur'an ayıdır lakin ondan önce yapmamız gereken daha önemli bir şey var: Teknolojiden uzak durmak. Neden peki teknolojiden uzak durmalıyız?

1) Anasayfamızda veya sosyal medya hesaplarında dolanırken her türlü müstehcen görüntü, yazı vs. şeylerden kaçınmak için.

"Aman, benim anasayfamda çıkmaz öyle şeyler!" demeyin sakın! Hiç ummadığınız bir anda, hiç ummadığınız bir yerden karşınıza çıkabilir. Özellikle yalnız kaldığınız zamanlar, şeytan sizlerle daha çok uğraşır ve kendi iradenize hakim olamayarak, kendinizi kaptırırsınız.

2) Kabe'yi Yıkmak

"Şimdi Kabe'yi yıkmanın internetle ne alakası var?" dediğinizi duyuyorum. 21.yüzyılda yaşanan en çok intihar vakalarının altında yatan asıl sebep sosyal medya oluyor. Özellikle genç kardeşlerimizin, internet üzerinde kendilerine söylenen/yazılan kalp kırıcı ve üzücü cümleler yüzünden strese, depresyona vb. sıkıntılar yaşadıklarına şahit oluyoruz. (Kendimden biliyorum hatta!) İnsanız, haliyle nefsimizi bolluğa alıştırdık. Bolluğu aniden kesince, nefsimiz azıyor ve vücudumuzun da zayıf kalmasıyla beraber sinirleniyoruz. Böyle bir durumda iken sosyal medya da istemeyerek de olsa bir mü'min kardeşimizin kalbini kırabiliriz. Ne demişlerdi? "Mü'min kalbini kırmak, Kabe'yi yıkmak gibidir." Kabe onarılır ama gönül onarılamaz.

3) Zaman İsrafı Günahtır

Sosyal medya vakit öldürmek için ideal bir ortamdır. Bireylerin günde en az bir saatlerini harcamaları, onu da faydalı bir iş için kullanmalarına bir şey demem. Fakat günlük beş- altı saatin bilgisayar ve telefon başında geçmesi zaman israfından başka bir şey değildir (Zaten bir kimsenin gün içerisinde beş saatten fazla internet kullanması, "İnternet Bağımlılığı"dır.) Telefon başında geçen dakikalarımızı bir daha asla kullanamayacağız, o vakitleri geri alamayacağız. Ahirette bir faydası olmayacak. Onun yerine oturup bir Rahman suresini ezberlesek, Bakara suresinin mealini okusak, hadis-i şerif okuyup sünnetleri uygulamaya çalışsak; gönlümüz daha ferah olmaz mı?

عَنْ بْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا :قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : نِعْمَتَانِ مَغْبوُنٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ اَلصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ

Hz. Abdullah b. Abbas (radıyallâhu anh), Resulullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurduğunu naklediyor:

"İki nimet vardır ki insanların çoğu bunlar hususunda aldanmıştır, kıymetini takdir edip onları değerlendirmekten mahrumdur. Bu iki önemli nimet; sağlık ve boş vakittir."

(Buhari, Rikak, 1, 60; Tirmizi, Zühd, 1; İbn Mâce, Zühd, 15; Müsned, 1/344)

4) Riya Orucun Sevabını Götürebilir!

Özellikle Tumblr/Facebook gibi ortamlarda paylaşılan yemek resimlerinin altına "Oruçluyuz ya, yapmayın şöyle şeyler." diyerek yorum yapmayın. Belki sizin kalbiniz de hardal tanesi kadar riya bulunmuyor olabilir o esnada, fakat "İBADETİN GİZLİSİ MAKBULDÜR." Sizin oruçlu olduğunuz herkesin bilmesine gerek yok kardeşler. Kırk yılda oruç tutsanız, çenenizi tutmadıktan sonra o orucun sevabı ne kadar kalır?

Allah'ım bizi Ramazan'a ulaştır!