Elimden tuttu ve beni lunaparka götürdü. Işte geldiiik.
Emin: Hadi gel atlı karıncaya bindireyim seni.
Nil: Ya ben çocuk muyum? Dicem şimdi ama genelde tüm çifterin buluştuğu yer dimi?
Emin: Evet aşkım hadi gel.
Elimi sımsıcak elleri ile tuttu. Atlı karıncaya bindik. Beni ata bindirdi kendi ayaktaydı.
Emin: Bi kız bu kadar mı güzel olur ya?
Nil: Teşekkür ederim yakışıklım :)
Emin: Seni seviyorum prensesim.
Nil: Bende seni seviyorum prensim.
Evet şuan birbirimize prensim prensesim diyoruz. Ya atlı karınca çok romantik. Sonra dönme dolaba bindik.
Nil: Ya aşkım biz şimdi dönme dolaba bindik ama beni yükseklik korkum var .
Emin: Aşkım ben yanındayım. Hem bu manzaranın neresinden korkulur? Gel bi bak.
Nil: Aşkım beni korkutan manzara değil.
Emin: Tamam aşkım. Şimdi gel bi bak ben senin elinden tutacağım.
Yavaşca manzaraya doğru baktım. Bir yandan denizin mavisi bir yandan lunaparkın gece görünümü çok güzeldi. Yanlışlıkla gözüm aşağı kayınca her şey değişti.
Nil: Ayy.
Emin: Ne oldu aşkım?
Nil: Aşağı baktım.
O sırada birden dönme dolap durdu ve benim korkum arttı.
Nil: Emin ne oluyor?!
Emin : Aşkım dönme dolap durdu. Bekle bi soriyim.
Ben panik!!! Içimdeki ses '' İMDAT!'' de diyor ama kendimi tutuyorum.
Emin: Aşkım kısa devre yapmış. 5 dakikaya düzelir diyorlar.
Nil: Off kaldık burda 5 dakika.
Emin: Benimle yalız kalmayı istemiyor muydun hiç?
Nil: Ya aşkım olur mu öyle şey? Aşk olsun yaa.
Emin: Aşk oldu zaten aşkım.
Nil: Yaaa oduun :)
Bir ara bakıştık. Ama çok güzeldi.ben ona o bana bakıyordu. Sonra bir anda dönme dolap çalışmaya başladı.aşağı indiğimizde Ela ve Berk ordaydı.
Nil: Aa ne işiniz var burada?
Ela:Ya o ne biçim soru? Biz de vakit geçirmeye geldik.
Ela ve Berk gülmeye başladı.
Nil: Sizde başka bir şey var. Ne yaptınız yine?
Ben biraz düşündüm veeee......