Ben, bana arkasını dönenlerin sırtına tebessüm eden bir yüz çizip,
o yapmacık gülümsemeye bakarak kahkahalar savuran bir insanım...
Garip bir şeydir aslında mutluluk... Aramaya kalksanız hiç tereddütsüz hayatın her noktasında karşınızda bulabileceğiniz, Yaradanın cömertlik edip size lütfettiği en değerli mucizedir. Bazen bir çocuğun dudaklarının yukarıya doğru kıvrılan kısmından el sallar size. Bazen saçlarınızın bir tek telinden düşen yağmur damlasına saklanır sansürlü silueti. Bazense hiç bakmaktan bıkmayacağınız, tanık olmaktan usanmayacağınız gözlerdeki tek bir harede gizlidir bedensiz ruhu.
Ufacık şeylerin arasına tutam tutam serpiştirilmiştir aslında. Bir yemeğin anne emeğindeki lezzeti, bir bisikletin baba desteği sonucunda sağlanan dengesi, kimi zamanda bir kardeş didişmesinde kırılan bir oyuncağın bıraktığı dolu dolu gözlerde...
Ufacık şeylerden mutlu olmayı bilmeli insan. Pandomim sanatçılarının yüzündeki makyaj kadar sahtedir insanlar. Bembeyaz, ruhsuz bir ifadede gizlidir bütün gerçekler. O makyajın ardındaki saklı tendeki kadar yapmacıktır herkes. Gerçek renginizi kamufle eder o kireç gibi boya. Bronz bir yüz, buğday tenli bir suret veya marsık gibi bir sima... Gerçek anlamda o makyaj silindikten sonra anlaşılır işin asıl rengi. Bırakın herkes kendi sahnesinde oynasın; nasıl olsa senaryoyu siz yazıyorsunuz.
Mutluluk... Asıl mutluluğu bir arabanın ambleminde; asıl neşeyi bir villanın altın varaklı koltuklarında; asıl hayatı boş beleş savruşturulmuş paralarda bulan insanlardan da yoksun değildir hayat. Belki dünyanın çok azlık bir paydasını zenginlerin hacmi kaplıyor olabilir ama; büyük bir kısmını da onların gözlerini köreltip baktıkları, büyük bir tiksinti ve küçümseyici bakışlarıyla öldürdükleri insanlar oluşturuyor. Bu gözlerini görmemeye yeminledikleri kesim olmadan, resmî belgelerle kanıtlamış bulundukları finans gücünü elde edemeyecek kadar da acizdirler.
Kırmamak için önünde eğildiğim ilk insan kafamı kılıçtan geçirip kopardı. Bu yüzden kafasız bir bedenle kaybedeceklerimin hesabını yapamıyorum. Aciz olduğum şeyleri bana katilim bahşetti.
Saçlarıma sağ elimi daldırdım ve parmaklarımın arasından damlayan suyu enseme doladığım havluyla sildim. Taradığım saçlarım, tarağın dişlerinin arasındaki mesafelerin inceliğinde tel tel olurken, aynanın karşısına geçip gözlerimdeki beliren kırmızı damarlara ve beyaz kısmının hafif pembemsi bir tonla kucaklaşmasına baktım. Annemin attığı tokadın izi kendini daha da belli ederken, dudaklarım yukarıya doğru kıvrılıp acı bir tebessüme ev sahipliği yaptı.
Ellerim istem dışı yanağımdaki izde parmaklarımın aracılığıyla turluyordu. Parmaklarım yüzümdeki bu damganın üzerine biraz daha yüklenmekte çok gecikmedi. İz vardı ama üstüne basınç uygulayınca canım acımıyordu. Sadece biraz önce banyoda sıcak suyun altında haşladığım bedenim yanıyordu. Yüzüm, ellerim, gövdem, bacaklarım, gözlerim bile nasibini almıştı bu küçük kıyametten.
Gözlerim hafiften tekrar dolarken, odam önüme büyüteç tutulmuş gibi bombeli bir görünüme kavuşmuş, bulanıklaşıyordu. Kendisini özgür bırakmam için bas bas bağıran damlaya inat gözlerimi tek bir an bile kırpmamaya yeminliydim. Bir an iki parmağımı özgürlük işareti yaparak gözlerime sokup o damlayı kapı içeri etmek istedim. Evet, o tabir 'Kapı dışarı etmek' oluyor ama artık bedenimden çıkacak hiçbir parçayı bilinçli olarak defetmeyecektim. O damlada geldiği gibi geri dönecekti kendi mahzenine.
Son birkaç aydır psikolojik bir savaş verdiğim beynim, büyük bir erozyon yaşayıp tozu dumana katarak yığılmıştı bilinçaltımın ayaklarının dibine. Umutsuzca bir çığlık koparmak istiyordu dudaklarım. Ne yazık ki evi başıma toplayabilecek cesareti bulamıyordu bedenim. Hiç yapmadığım bir şey yapıp, banyo dolabındaki saç kurutma makinesini alarak geçmiştim tekrar ayna karşısına.
![](https://img.wattpad.com/cover/47475979-288-k321626.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRMENAJ
Подростковая литература"Tecrübe yaşta değil; yaşananlarda gizlidir." Herkesin kötü olduğunu düşünebilirsin ama; kendini iyi olduğun yalanıyla kandırmadığın sürece sende kötü birisin. Her insan bir şekilde, bir şeylerle imtihan ediliyor... O, bu imtihanın henüz f...