İçimden düşenlerin anısı yazdıklarımda saklıydı, bu yüzdendi gözlerime bakamayışın. İnsan hevesi kırılgandır, o yanlış bildiğiniz umut da tam tersi, avucunda tuttuğunda özğürlüğü hissedersin kaçırdığında cehennemi. Bazen beklemek fırsat vermek başkalarına, bazen ölümün yeryüzü hali. Aslına bakarsanız ne hayrını gördüm ama şerri'nde öldüğüm çok oldu benim.İnsan içi ne kadar alabilir derdi sıkıntıyı ? Kimseyle paylaşmadan nasıl çıkar o zifiri gecelerden güneşli sabahlara ? Kaçında saklanıp hangi kimsesizlikte kaybolabilir ? Ne kadar anlatabilir öldüğü şeyleri yada kaldıramazken gördüğünü ? İzahatı olmayan duyguların tercümanı gibi hissediyorum kendimi, dertlerle beraber uyuyup sıkıntılarla beraber uyanmaya da alıştım.