5. BÖLÜM : "Ben neredeyim?"

54 4 1
                                    

Sabah olmuş , yağmur dinmişti. İrem uyanmıştı. Ama karnı o kadar açtı ki yerinden kalkamıyordu. İrem
- Kalkıp ormanda meyve aramalıyım.
İrem ormanda meyve aramak için zorla yerinden kalktı ve yürümeye başladı.
Pelin ise hayla baygındı. Kafasını kayaya o kadar hızlı ve sert vurmuştu ki yüzünün nerdeyse tamamı kan olmuştu.

İrem zar zor da olsa meyve buldu. Ve onu kulübesine götürdü. Pelin'i düşüne düşüne yemeye başladı.
Pelin uyanmıştı. Fakat ormanın içinde değildi.
- Ben neredeyim ? Burası neresi ?
Pelin'in başı bir bezle sarılmıştı. Kan temizlenmişti. Pelin eski püskü yataktan kalktı ve etrafta gezinmeye başladı. Duvarlarda kırmızı lekeler vardı.
- Bu kırmızı şeyler boya galiba. Pelin evin içindeki gezisine devam ediyordu. Bir odaya girdi. Odada o beyaz şeylerden vardı. Hem de bir tane değil. Üç beş tane vardı.

Arkaları duvara dönük değildi. Tam da Pelin'e bakıyorlardı. Hem de gülerek ve başlarını sol omuzlarına dayıyorlardı. Gözleri cin gibi açıktı. Pelin onları görünce korktu ve çığlık attı.

Hızlıca evin giriş kapısına doğru koştu...
- İmdaaat imdaaat. Demek bu şeyler getirdi beni bu korkunç eve. İmdaaat.
Allah'tan kapı açıktı. Pelin hızla kapıya koştu. O da ne ? Kapı bir anda çat diye kapandı.
- Olamaz , olamaz. Siz kimsiniz. İn misiniz cin misiniz ?
Pelin hemen başka odalara gitmeyi düşündü. Ama o şeyler Pelin'e doğru geliyordu.
- Ne istiyorsunuz benden. Ben size ne yaptım.
O şeyler Pelin'in yanına vardılar. Ve sorduğu soruyu yanıtladılar.
- Sen ve kardeşin bu ormana girmekle en kötü suçu işledi. O yüzden cezanızı çekeceksiniz.
- Ama biz bu ormana sadece kamp yapmak için geldik. Size zararımız yok ki.
- Madem kamp yapmaya geldiniz ne diye bizim evimize geliyorsunuz.
- Kardeşimle beni bir köpek kovaladı. Sonra İrem başka yere kaçtı , ve ikimizde kaybolduk. Bende yağmurdan korunmak için buraya geldim. Sizin burada olduğunuzu bilmiyordum. Ayrıca kapıyı açar açmaz kapattım. Yani içeri girmedim. Hem kardeşimin de mi...
O şeyler Pelin'in sözünü kestiler ve :
- Evet kardeşin de buraya geldi. Ama o da senin gibi içeri girmedi. Kapıyı açtığı gibi kapattığı da bir oldu.
- O zaman bizden ne istiyorsunuz ?
- Siz biz ruhları rahatsız ettiniz. Bizi rahatsız edenler cezalarını çekmek zorundalar.
- Ru ru ruh mu ?
- Evet. Biz ruhuz. Neyse bu kadar sohbet yeter. Hadi arkadaşlar , şu kızı bir odaya kapatalım. Yemek olarak da kan verelim. Ha ha ha haaa.
- Bırakın beni. Ne olur.

İrem ise herşeyden habersizdi. Hava kararmıştı. İrem uyumak için yattı ve ağlamaya başladı. Çünkü Pelin'i çok özlemişti. Ağlaya ağlaya uykuya daldı.

Korkulu KampHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin