Yeni...

29 0 0
                                    

Bölüm 2

Gözlerimi açtığımda melodisini her ne yaparsam yapayım nefret ettiğim alarmım çalıyordu. Kapatıp yataktan kalktım tuvalete doğru giderken mutfaktan gelen sesleri duyunca o tarafa yöneldim. Ah! Nasıl unuturum babam bugün işe öğlen gidecekti sırıtarak lavaboya geri döndüm. Babamın öğlen gitmesi benim için bedavadan kahvaltı anlamına geliyor bu yüzden babamın öğlen gitmesini seviyorum. Lavabodan çıkıp odama gittim ve üstüme bir kot ve kırmızı gömlek geçirdim, yok hayır saçlarımla hiç uğraşamam tepeden topuz yapıp onları da hallettikten sonra odamdan çıktım ve mutfağa doğru gittim burnuma kokuları çeke çeke ilerlerken babamla çarpıştım.

-Ah! Baba yaa…

-Oha kızım önüne baksana kör müsün?

-Senin yüzünden. Yaptıkların çok güzel kokuyor ne yapayım?

-Hm bak sen.. Neyse geç otur ben ekmek alıp geliyorum.

-Dur bekle! Ben alırım.

Dedikten sonra babamın elinden parayı kapıp dışarı çıktım. Fırına varınca ekmeği aldım tam çıkıyordum ki birine yapıştım. Off ama ya bugün için fazla yani… Burnumu tam göğsüne çarpmıştım nasıl çarptıysam sızlamaya başladı. Aynı anda pardon dedik. Allahtan kibar çıktı suratına bile bakmadan bakkaldan çıktım burnumu tuta tuta eve gittim. Babam kapıyı açınca dalga geçmeden bırakmadı.

-Hayırdır ne oldu burnun düşecek diye mi korkuyorsun?

-Of baba ya dalga geçme birine çarptım hala sızlıyor.

-Geçince bir şeyi kalmaz.

Babamın en nefret ettiğim sözünü de dinledikten sonra mutfağa gittim. Çay bardaklarını doldurup masaya oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım. Bütün depomu fulledikten sonra odama gittim çantama telefonumu da koyduktan sonra odadan çıkıp kapıya yöneldim. Babama ben çıkıyorum diye seslenip her zaman ki tembihlerimi aldıktan sonra spor ayakkabılarımı giyip çıktım.

Okula vardığımda Meltem kapıda dikiliyordu.

-Selam güzelim naber?

-İyilik senden?

-Bende iyi nolsun.

Meltemle günlük selamlaşmamızı yaptıktan sonra içeriye girdik Çarşamba günlerini seviyorum çünkü ilk dersim Meltemle aynı. Birlikte sınıfa girdik yeni bir surat gözüme çarptı evet bu çocuk yeni çünkü daha önce hiç görmedim. Meltemle sıramıza oturunca gözümle çocuğu işaret edip tanıyor musun diye sordum. Benim Anadolu Haber Ajansına taş çıkartacak arkadaşım yeni geldiğini söyledi ve çocuk hakkında bütün bildiklerini anlattı. Bu kızı bu yüzden çok seviyorum ben olsam hiç bir şey den haberim olmaz ama o elinde sonunda öğrenir.

Ders bitimine doğru hocamız tenezzül edip yeni çocuğu ayağa kaldırıp kendini tanıtmasını istedi.

-Merhaba. Ben Aytun … Üniversitesinden geldim.

İsmi ilgimi çekmişti ki hocanın da çekmiş olmalı isminin anlamını sordu. İçimden hocaya teşekkür ettim.

-Aytun: Geceyi aydınlatan anlamına geliyor hocam.

Gerekli açıklamayı yaptıktan sonra Aytun yerine oturdu. Bende ayakta durduğu süre boyunca bütün vücudunu inceledim. Hayır sapık değilim sadece baktım yani ne var bunda süzmek diyebiliriz tamam sustum batıyorum git gide. Aytun benim boyuma göre-ki benim boyum kısa değildir- gayet uzun boylu bir çocuktu geniş omuzları vardı en çokta onları kıskandım diyebilirim çünkü benim hiç omzum yok. Suratına gelirsek güzel ela gözleri vardı ve açık tonlarda kahverengi saçları. Evet, kabul ediyorum bu çocuk bayağı yakışıklı.

Ders bitince Meltemle birlikte kafeteryaya gitmeye karar verdik. Toparlanıp kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım çantamdan telefonumu çıkardım kafamı kaldırmamla o ela gözlerle karşılaşmam bir oldu. Hayır ama böle olursa benim için tehlikeli bir hal almaya başlayacak ve hayır aşık olmak istemiyorum. Aytun un sesiyle tekrar kendime geldiğimde elinde benim bilekliğim vardı.

-Pardon bu senin olmalı bugün fırında düşürdün arkandan seslendim ama duymadın o yüzden bende kaldı.

...

Tek isteğim okuyan kişi sayısı artsın takınbeni lütfen umarım okuyan olur ve beğenirsiniz :) xo

Hayaller Gerçek Olsa BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin