Bölüm 3

22 0 0
                                    

-Pardon bu senin olmalı bugün bakkalda düşürdün arkandan seslendim ama duymadın o yüzden bende kaldı.

Dedi ve ben o sıra trans a geçtim bugün bakkalda olanları tekrar yaşamışım gibi hissettim evet bilekliğimi çarpıştığımızda düşürmüş olmalıyım.

-Ah! Teşekkür ederim. Düşürdüğümü fark etmemiştim.

Elindeki bilekliği bana uzattıktan sonra sıkmam için elini uzattı memnun oldum ben Aytun dedi.

-Hazal. Bende memnun oldum.

Dedikten sonra sıcak bir gülümseme gönderip kapıya doğru ilerlemeye devam ettim ta ki Meltem koluma yapışana kadar gözlerinden ne anlatmam gerektiğini anlayabiliyordum. Fırında olanları anlattım. Sanki çok büyük bir şey birine çarptım ve yeni sınıf arkadaşım çıktı ne var yani abartacak.

Meltemle birlikte kafeteryaya vardığımızda bizimkiler ordaydı müzik grubumuzdan bahsediyorum.

Serkan ve Ali bu çocukları gerçekten seviyorum çok içtenler hiç yapmacık halleri yok.

İçeri girip oturmamızla Meltemin konuyu açıp Aytun’dan bahsetmesi bir oldu. Yavaş olmasını beklemem hataydı zaten anlatmazsa içinde kalırdı.

Serkan her zaman ki gibi kendine malzeme çıkarmayı başarmıştı tabi ki de.

-Evet, Hazal okula yeni gelen birine çarpan kişi olarak seni günün şanslısı ilan ediyorum.

Küçük bir kahkaha attıktan sonra,

-Ah! İnanmıyorum ne kadar da şanslıyım teşekkür ederim lordum. Dedim

Bunun üzerine hepsi birden güldüler. Ali okul çıkışı bir şeyler yapalım diye ortaya bir fikir attı. Herkes olumlu yönde cevap verdi tabi bende bunu uzun zamandır yapmamıştık .

Diğer derslerime girmek üzere kafeteryadan ayrıldım. Girmem gereken 3 ders vardı. Merdivenleri hızlıca çıkıp sınıfa doğru ilerledim o sırada Hakan hocanın sesini duydum evet galiba bana sesleniyor.

-Hazal!

-Efendim hocam?

-Hazal ders notları programlarla dolu dosyalar var düzenlemek için senden yardım isteyecektim öğretmenlerinden rica ettim kabul ettiler.

-Zaten her şeyi halletmişsiniz hocam bana sadece düzenlemek düşer.

-Teşekkür ederim Hazal, gel benimle.

Dosyalarla odaya girdiğimizde şok geçirecektim. Bu nedir ya bu kadar birikene kadar azcık düzenleseydin be adam ben burada kağıtlar içinde kaybolmak zorunda kalmazdım.

-Hocam burada çok dosya var hepsini nasıl bitircez? Benim 3 saat sonra gitmem lazım.

-Biliyorum çok dosya var sanırım bir gönüllüye daha ihtiyacımız var. Gidip birini bulup gelebilir misin?

-Tamam hocam.

Kapıyı açıp dışarı çıktım tanıdık birine denk gelmek için yalvarmaya başladım lütfen yoksa sınıflardan birine girmek zorunda kalacağım. Bütün katı dolaştım ama hiç kimseyi bulamadım hayır ya bur bir haksızlık dosyaları düşündükçe içimi korku sarıyor. Merdivenlere yöneldim tam aşağı inecekken tanıdık bir sima ile karşılaştım. Evet bu Aytun! Yaşasın daha fazla gezinemem birini aramak için.

-Aytun!

-Efendim Hazal?

-Ya senden bir şey rica edebilir miyim?

-Yapabileceksem neden olmasın?

-Yaparsın herhalde olimpiyat rekoru istemiyorum Hakan hocanın dosyalarını düzenlemeye yardım eder misin diyecektim?

-Olur tabi rekor kırmam gerekmediğine göre yaparım.

Alaylı bir gülümseme gönderdikten sonra elimle gel işareti yapıp ilerledim beni izledi ve odanın kapısına geldik kapıyı açıp içeri girdim Hakan hoca dosyalardan kafasını kaldırıp bize baktı bende Aytun u ona sunar gibi gösterdim.

-Merhaba hocam ben Aytun yeni geldim.

-Memnun oldum Aytun gel bakalım teşekkür ederiz yardım ettiğin için.

-Önemli değil hocam.

Onlar konuşurken altıma sandalye çekip dosyaları karıştırmaya başladım.

^^2 Saat Sonra^^

Artık parmaklarım bir birine girmeye başladılar ve hepsi isyandalar ve tabi bende, parmaklarımı teker teker çıtlatıp başımı tekrar dosyaya gömdüm saate baktım bir saatim kalmıştı tam bir saat sonra bu işkenceden kurtuluyorum. Milyonuncu kez acaba kabul etmese miydim diye düşündükten sonra kafamı kaldırıp tavanı izledim çok meraklı değilim tavana, boynum ağrıdı.

Aytun a kafamı çevirdiğimde oda Hakan hoca gibi dosyanın içinde kaybolmuştu. Kafasını kaldırınca göz göze geldik. Kafamı aniden çevirince boynumdan bir ses geldi acıyla inledim boynumun isyan seslerini duymuştum galiba. O sıra Hakan hoca kafasını kaldırıp bana baktı.

-Hocam galiba bayılacağım parmaklarım boynum ve gözlerim neye uğradıklarını şaşırdılar mola şansımız var mı?

-Ooo… Hazal ne çabuk pes ett- demesine kalmadan telefonu çalmaya başladı hızlıca yerinden kalkıp ‘’Çocuklar siz biraz mola verin bakmam lazım gelirim birazdan’’ dedi ve çıktı.

Aytun a bakıp derin bir oh çektikten sonra yerimden kalktım, pencereyi açıp temiz havayı içime çektim son iki saattir kağıt kokusu çekiyordum çünkü.

Aytun da yerinden kalkıp yanıma geldi.

-Hazal bana biraz kendinden bahsetsene seni tanımak istiyorum. Dedi

-Sen sor ben cevaplıyayım öyle anlatamam.

-Peki. Burcun ne?

-Akrep. Senin?

-Yengeç.

-iyi anlaşacağız yani.

-Evet galiba. Ne olmak istiyorsun?

-İngilizce Öğretmeni. Sen?

-Seninle olmak istiyorum.

Ne!? Az önce ne dedi bu çocuk ya da ne saçmalıyor. Aklımdaki düşüncenin her ne kadar yanlış olmasını istesem de içimdeki ses doğru olduğuna yemin ediyordu. Yok artık bana aşık olamaz değil mi?

Hayaller Gerçek Olsa BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin