Bölüm 2

43 3 0
                                    

Apartmandan içeri girdikten sonra birinci kattaki evimizin kapısını açtım içeri ‘’Merhabaa!’’ diye seslendim ama ses gelmedi evde hiç kimsenin olmasına sevinerek içeri girdim. Direk odama girip çantamı yere attım ve yavaşça üstümdekileri çıkarmaya başladım her hareketimde inleyerek soyunduktan sonra sızlanarak aynanın karşısına geçtim sırtımdaki morluklara baktım suratımı inceledim, hepsine teker teker sövdükten sonra bornozumu alıp banyoya gittim hızlı olmak zorundaydım annem ve babam gelmeden odama geçip uyuyor numarası yapmam gerekiyordu.

Banyodan çıktıktan sonra aynı şekilde sızlanarak pijamalarımı geçirdim saçlarımı da kuruttuktan sonra masamın altından bir A4 kağıdı çıkarıp not yazmaya başladım.

‘’Anne çok yorgunum uyuyacağım aç değilim okulda yedim merak etme. Lütfen rahatsız etmeyiniz ;) muck!!’’  

Kapıma notu yapıştırdıktan sonra dikkate almaları için dua edip yatağıma yüz üstü yattım ne tarafıma yatsam acıyor en az acıtan şekilde uyuya kalmışım.

Sabah alarmımın sesini duyunca sıçradım aynı anda bütün vücudum acıdı. Alarmı kapattıktan sonra yavaşça kapımı açıp eve göz gezdirdim gitmişler şükürler olsun. Kapımdaki notun altında farklı bir yazı görünce gülümsedim birde cevap vermişler diye düşündüm.

‘’Peki minik kuşum muck!!’’

Of anne çıktım artık minik kuşluktan ya yeter yani diye sesli bir şekilde isyan ettikten sonra lavaboya gittim aynada kendime baktım sağ kaşım ve dudağım patlamıştı, sağ kaşımı o sürtük yaptı biliyorum da dudağımı hangisi yaptı hatırlamıyorum. Ah! Kızım seni yalnız yakalamiyim çok kötü benzeticem seni.

Odama gidip formalarımı giydim üstüme yine siyah kapişonlumu giyip kafama geçirdim kulaklığımı takıyordum ki ah çantamı hazırlamadım of ya. Hızlıca kitapları çantama attıktan sonra çantamı sırtıma atıp kulaklığımı taktım. Otobüs durağına yürüdüm ve beklemeye başladım Allahtan çabuk geliyorlar. Otobüse bindim ve tekli koltuğa oturdum tam o sırada Tokio Hotel ft. Kerli- Strange çalmaya başladı. Kendimi şarkıya bırakıp yolu izledim bir süre sonra okula gelmiştik inip yürümeye başladım kulaklığımı ve telefonumu çantama koyduğumda tam kapıdaydım. Hiç kafamı kaldırmadan merdivenlere doğru ilerledim, birkaç basamak çıkmıştım ki bir çift ayakkabıyla karşılaştım sağa yöneldim önüme geçti sola yöneldim yine önüme geçti derdi ne bu çocuğun? Kafamı kaldırıp kim olduğuna bakiyim dedim göz göze gelmemizle gözlerini irileştirmesi bir oldu beni bu halde görmeyi beklemezdi her halde. Sinirli gözlerle bakıp:

-Ne var? ! diye bağırdım.

Hiçbir şey söylemeden çenemden tutup yüzümü inceledi suratımı hızla çekip: ‘’ Bir soru sordum!’’ dedim. Hızla kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı nereye götürdüğü umurumda değil ama ne istiyor benden. Beni çekeleyen çocuğun okulun en belalı çocuğu olduğunu düşünürsek ve benden nefret ettiğinide dikkate alırsak yaptığı şey çok saçmaydı. Bir kapının önüne gelince okulun bodrumuna geldiğimizi anladım. Beni içeri çekip kapıyı kapattı tk kelime etmemiştim içerisi çok karanlıktı telefonunun ışığını açıp bir masanın üzerine koydu evet şimdi suratını görebiliyordum.

-Seni bu hale kim getirdi?

Kim mi kimler demelisin.

-Seni ilgilendirir mi?

-Ona ben karar veririm. Şimdi söyle kim yaptı?

-Seni ilgilendirmez dayağı yiyen benim. Dedikten sonra ani bir hareketle kapının kolunu açtım ama kolumdan tutum beni çekti sesi bir şekilde inledikten sonra ‘’Yavaş ol!’’ diye bağırdım. Tutuğu kolumun elini tutup hırkamı geri ittirdi kolumdaki morluğu görünce bağırmamın nedenini gayet iyi anlamıştı.

-Tek başına değildi değil mi?

-Evet.

-Peki kimler bunlar söyle bana lütfen.

Hadi be! Yok canım az önce Cem bana lütfen mi dedi yanlış duydum herhalde.

-8. Sınıfta bana bela olacağına söz veren bir sürt-… bir kız işte.

-İsim ver?

-Şeyma. Oldu mu gidebilir miyim şimdi?

-Tamam git.

Yaptıklarına anlam veremeden kapıyı açıp çıktım. Sınıfa doğru yürümeye başladım. Bu çocuğun derdi ne böyle benden nefret ediyor ama beni dövenin pardon dövdürenin kim olduğunu merak ediyor. Okulun ilk günü başladı nefreti hem de. Okuldaki yani lisede ki ilk günümdü Elif diye birarkadaşım da bu okulu kazanmıştı. Okuldan içeri girdim ve Elifi gördüm yanına gidip sarıldım o sıra kıyafetinden toz burnuma gelmiş olmalı ki – toza alerjim var- sesli bir şekilde hapşurdum o gün herkes dönüp bana bakmıştı o sesin benden nasıl çıktığını anlamadım ama olmuştu işte. Elifi bırakıp hızlı adımlarla müdürün odasına gitim kayıt yaptırmaya geldiğimizde görmüştüm. Müdürden sınıfımı öğrenip ikinci kata çıktım gözlerimle bütün tabelaları taradıktan sonra koridorun sonunda 9-B yi görünce rahatladım. Ama tuhaf olan şey sınıfın önünde hastanedekilere benzer banklarda oturan üç serseri tipli çocuklar vardı. Sınıfa girebilmek için önlerinden geçmek zorundaydım. Adımlarımı hızlandırıp sınıfa yürüdüm tam girecekken bir ses:

-Bayan Hapşuruk da gelmiş dedi.

Dönüp kim olduğuna baktım bu o sıra adını bilmediğim Cem di. Bu okulda ne çabuk dedikodu yayılıyor diye düşündüm. Söylediği şey sinirimi bozmuştu işte o söylediğim laftan sonra biz düşman olduk.

-Hayırdır gossip girl ün erkek versiyonu nu mu çekiyorsun?

Bütün olanları düşündükten sonra kapıyı açıp içeri girdim ve en arkadaki sırama oturdum sadece iki yakın arkadaşım vardi ve yüzümün halini görünce şoka girmişlerdi. İkisi aynı anda:

-Elvin! Ne oldu sana böyle? Dedi .

...

Bir gün içerisinde iki bölüm yayınladım çünkü reads da 2 yazıyodu o ilk iki kişinin kim olduğunu çok merak ediyorum benğendiyseniz vote yapın ve yorum istiyorum lütfeen ne düşündüğünüzü bilmek benim için çok önemli birtane yoruma bile razıyım... Okuyanlar size sesleniyorum benim için çok değerlisiniz bilin istedim :D 

Muahh!

İki Bela Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin