... Mor saçlı, siyah gözlüklü gizemli kız, karanlık barın, karanlık sahnesinde, kelimelerin mor ruj sürdüğü dolgun dudaklarından dökülmesine izin veriyordu.
Ve onu dinleyenleri büyülüyordu. Gözlükleri her ne kadar yüzünün yarısını kapatmış olsada, kızın olağanüstü güzelliği görülüyordu.
Yüz hatları, dolgun dudakları ve biçimli küçük burnu onu güzel gösteriyordu. Gözleri, gözlerinin çevresi ve kaşları gözlük yüzünden görülmüyordu. Gözleri her renk olabilirdi. Mavi, yeşil, kahverengi, siyah, ela...
Beline kadar uzanan düz saçları ilk göze çarpan özelliğiydi. Rengi oldukça koyu bir mordu. Boya değil de doğal saç rengi olduğu izlenimini uyandırıyordu dikkatle bakınca. Teni açıktı.
Üstünde siyah bir bluzla beraber siyah bir blazer ceket vardı. Bunları beyaz bir pantolonla tamamlamıştı. Ayağındaysa dolgu topuk siyah bir süet bot vardı.
Şarkıyı söylerken bazen elini karnına koyuyor bazense sallıyordu.
Sahnedeki taburesinin üstünde otururken Niall gözlerini ondan alamıyordu. Her hareketini, yüzünü saçlarını ve en önemlisi sesini hafızasına kazıyordu unutmamak için. İsmini düşündü. Jessica? Alexandra? Elizabeth? Cassandra? Miranda?.. Aklına gelen bütün isimler ona yakışmadı sanki. Basitti bu varlık için. Ona tapınmalıydı. Tanrıydı o. Kraliçe arıydı... Niall ona baktı, baktı, baktı. Unutmamak üzere aklına kazıdı ve o sihirli 3.97 dakika bitti. Şarkının bitiş sözünü de söyledi ve alkışlarla birlikte yerinden kalkıp hafifçe eğildi ve tebessüm etti. Saçlarını savurup arkasını döndü ve sahneni yine karanlık arka tarafına yürüdü.
Kızın gitmesinin ardından dj hareketli bir şarkı başlattı ama Niall boş sahneye bakıyordu. Donup kalmıştı. Gerçek miydi o? Biraz önce kulaklarında onun sesi mi vardı? Bir daha duyabilecek, onu görebilecek miydi?
Sorularıyla boğuşurken bir el omzuna vurdu. İrkildi ve kendie gelip elin sahibine baktı.
"E-efendim Liam?"
"Niall. İyi misin? 5 dakikadır boş sahneye bakıyorsun. Gel artık seni biriyle tanıştırmalıyım!"
"Geleceğim dostum ama önce bir yere gitmem lazım. Hemen döneceğim! Bay!"
"Ama-!"
Niall Liam'ı dinlemeden koşmaya başladı. Ancak kafasına dank etmişti. Onunla tanışmalıydı. Onu tanımalıydı. Onu. Yaklaşık 4 dakika gördüğü, dinlediği kızı. Aşık olduğu kızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple?! (Niall Horan Fan-Fiction)
Fanfiction"Hey bekle dur lütfen!" Kız genç adamın bağırmasına ve arkasından koşturmasına aldırmadan hızını düşürmeden yürümeye devam etti. "Sadece adını öğrenmek istiyorum!" Daha da hızlandı ve köşeyi hızlıca döndü. Niye böyle davrandığına anlam veremedi ama...