●Ü.Ç 259
Ayrık Vadi'deki elfler savaşa hazırlanıyorlardı lakin ikinci bir savaşı kaldırabilirler miydi?
Ülkeleri her an savaş altına girebilirdi. Arwen tahta geçmişti ve bu olay arwen daha on sekiz yaşındayken gerçekleşmişti. Arwen, annesi ve babasının orklar tarafından,kendi ülkeleri için savaşırken öldürülmesinin etkisindeydi. Tüm krallık Arwen'e kalmıştı. Herkes Arwen'i sessizliği ve asilliği ile tanırdı. Tüm elf halkı hatta başka ırklar tarafından da sevilirdi. O asilliğin vücut bulmuş haliydi. Öyle ki isminin anlamı Soylu hanımdı.
Ailesinin ölümü üzere ittifak kurmak amacıyla Arathorn'un oğlu Aragorn ile konuşacaklardı. Aragorn'un diğer adı Estel'di. Estel umut anlamına geliyordu. Ona bu ismi annesi vermişti çünkü Aragorn'un babası Arathorn bir savaş sırasında öldürülmüştü ve annesi (gilraen) onu Elrond'a saklanmak amacıyla götürmüştü. Aragorn'un bir umut olabileceğini düşünüyordu. Aragorn'un artık saklanmaya ihtiyacı yoktu çünkü saklandığı süre boyunca güçlenmiş, olgunlaşmış ve tam bir elf beyi olmuştu. Bunca zaman sonra ilk ve son aşkına, arwen' in yanına gidip ona herşeyi anlatacaktı. Aragorn başından beri Arwen'e aşıktı. Gözlerindeki ışık ve asilliği herkes tarafından beğeniliyordu. Aragorn arwen'i ,annesinin anlattığı masallardaki kıza benzetiyordu (umut ışığı olan güzel ve akıllı kadın). Lorien'de ormanda karşılaşmışlardı fakat aragorn o zamanlar estel'di. Kim güçsüz sıradan gözüken bir oğlanı beğenirdi ki?!
Fakat Aragorn bu dönüşünde herşeyin farklı olacağını hissediyordu. Bembeyaz atının üzerine bindi ve Ayrık Vadiye yol aldı.
