Derse girdim.Dersten çıktım.Eve geldim.Kısacası uzun zamandır yapmadığım şeyleri yaptım normal insanlar gibi.Kafamı normal şeylerle oyaladığım zaman ilk defa düşünmemiştim üzülmemiştim güçlü durmak zorunda kalmamıştım.İşin garip tarafı eve gelene kadar sanki hiçbir şey aklıma gelmemişti.Ve düşünmemenin en güzel tarafıda duygularımın önüne duvar koymama gerek olmuyordu.Gün boyunca sevdiğim şeyleri yapmıştım.Okula gitmeyi seviyordum çünkü istediğim bölümdeydim.Bazı kısımlarını istemesemde genel olarak yaşanılabilir bir hayatım vardı.Artık bazı şeyleri aşmalıydım güçlü dimdik durma zamanıydı artık acıları bir kenara bırakıp yeni hayatımda mutlu olma zamanıydı.Eve geldiğimde ikizler yoktu.Şaşırmadım çünkü onların okulları eve benim okulumdan daha uzaktı.Ev sessizken biraz ders çalışmalıydım.Ama sanırım önce market alışverişi yapmalıydım.Belki gece ders çalışmalıydım.Yarın ki dersim öğleden sonraydı zaten.Ani bir kararla koşuya çıkmaya karar verdim.Koştuktan sonra kafam daha yerinde oluyordu ve daha rahat ders çalışabiliyordum.Odama çıkıp üstümü değiştirdim ve koşu parkına doğru koşmaya başladım orayı özlemiştim uzun zamandır koşmuyordum ve uzun zamandır kendimi özgür hissedemiyordum.Koştum koştum koştum ne kadar koştum bilmiyorum ama yorulmaya başlamıştım ve telefonum çalıyordu.Kendimi önümdeki banka attım ve telefonuma baktım Egemen arıyordu.''Efendim Egemen.'' ''Abi yarım saattir seni arıyorum nerdesin sen.'' ''Koşuya çıktım önemli bişey varsa söyle yoksa kapat.'' ''Egehan ve ben alışverişe çıkıyoruz sende gelecekmisin?'' ''Hayır saçma sapan şeyler almayın başka birşey istemiyorum görüşürüz''dedim ve telefonu kapattım.Dışarıdan beni gözlemleyen biri beni sert biri soğuk biri sanabilirdi hatta bazı insanlar fazla asosyal olduğumu düşünürdü.Ama ben sadece sahteliğe dayanamayan bir insandım çok fazlada arkadaşım yoktu zaten ama arkadaşlarımda beni anlayan sahte olmayan ve beni olduğum gibi kabul ederdi.Kalkıp eve doğru koşmaya başladım.Ben arkadaşlığa olan inancımı ortaokuldan sonra kaybetmiştim çünkü lisede hiç karşılaşmadığım kadar sahte ve her tarfaından yapaylık akan bir sürü insanla karşılaşmıştım.Lise hayatının bana tek kazandırdığı ikizler ve iyi bir üniversiteydi.Benim küçücük bir dünyam vardı.İçine sadece kendi istediklerimi aldığım gerçeklik dostluk güven ve saf sevgiyle kendi küçücük dünyamın duvarlarını örmüştüm.Ama bu duygular sadece kendi dünyamın insanları içindi.Ama bu küçücük gezegende şimdi bir kişi yoktu ölmüştü oda kardeşimdi.Sonunda eve gelmiştim ve hava kararmak üzereydi.İkizler hala gelmemişti.Hızlıca duşumu alıp çalışmaya başladım.Çalışırken gelecekte olmak istediğim kişiyi düşünürdüm hep yine öyle yaptım.Hukuk okuyordum ve ileride gerçekten başarılı bir avukat olmak istiyordum.Bu benim çok uzun süredir hayalimdi.Avukat olmak istiyordum çünkü haksızlığa dayanamıyordum.Avukat olmak istiyordum çünkü suçu işleyenler belkide rahatça hayatına devam ederken suçsuz tertemiz insanların ömürleri boyunca uğradıkları haksızlığın acısıyla yanıp tutuşmalarına dayanamıyordum.Avukat olmak istiyordum çünkü bu adaletsiz dünyaya belki bir avuç adalet bırakarak gidebilirdim.Ayrıca babamın bana dökecek çuvallarca parası veya okumasamda ileride başına geçeceğim bir fabrikasıda yoktu.Acayip zengin değildik belki ama bu bugüne kadar kelebeğiminde benimde her istediğim fazlasıyla gerçekleşmişti.Bunun karşılığı olarak bizde her zaman sorumluluklarını gerçekleştiren çocuklar olmuştuk.Ama bizim en büyük şansımız ev hayatımız çok huzurluydu annemiz ve babamız bizimle gurur duymuştu.Bunula beraber bizim hayatımız tamamen toz pembe değildi.Bütün bunlar bana insanın hayatında daima ağır yaralar alacağını hep birşeylerin yarım kalacağını ama bunlarla baş etmesi gerektiğini göstermişti.Bugüne kadar olan hayatımı bunu bilerek geçirdim her zaman hayattan alacağım yaraları hesaplayarak adım attım.Bazı yaralarımın iyileşmesi uzun sürdü bazı yaralarımın iyileşmesi kısa sürdü bazı yaralarımsa hiç geçmedi.Ama yaralarımla yaşamayı öğrendiğim an güçlü oldum.Ayaklarımı dimdik yere bastım ve bir karakterim oldu.Ben Ares'im istersem dağları bile delerim çünkü ben kanayan yaralarıyla yaşamayı bilenlerdenim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın Tonları
Teen FictionHani canın yanar ya dünya üzerine yığılır.Yaşamak için bir amaç ararsın ama aslında o amacın tamda ortasındasındır.O amacın ortasındayım kelebeğim.Sana verdiğim sözleri tutmak için yaşıyorum.Ama verdiğim bir sözün yükü çok ağır kelebeğim.Ben aşktan...