Bu bölüm ''desolatesmile'' için :) İyi okumalar...
Uyandığımda Tilda boynuma sürtünüyordu. Saatin kaç olduğunu anlamak için gözlerimi açmadan, el yordamıyla komidinin üzerinde telefonumu aramaya başladım.. Ve elimin gece lambasına çarpmasıyla lambanın yere yapışması bir oldu !! Bir küfür savurarak gözlerimi açtım. Kırılmıştı ! Fakat uyandığım gibi onu kafaya takıp moralimi bozucak değildim.
Saat 12.00 ye geliyordu! Yaptırdığım özel perdeler sayesinde güneş ışığı içeriye çok az giriyordu. (Güneş ışıkları yüzünden erkenden uyanmaktan nefret ederim de)
Yataktan doğrulup perdeleri açtım... Allahtan pencerem başka evlere bakmıyor, dolayısıyla meraklı bakışlara maruz kalmıyorum. Üzerimde bir tek iç çamaşırım ve bol bir t-shirt vardı. (Rahatıma düşkün olduğumu söylemiştim) Pencerenin önünde bir süre manzarayı izledikten sonra Tilda'nın mama kabına, en sevdiği mamadan döktüm. Sonra ise oflaya poflaya kırılan gece lambamın parçalarını toplamaya başladım... İştahım hiç yoktu. İşim bitince üzerime birşeylerim geçirip Tildanın tasmasını taktım ! Ve dışarı çıktık. Evet yanlış okumadınız, ben kedime tasma takıp onu yürüyüşe çıkarıyorum!! Kesinlikle kedileri eve hapsetmeye karşıyım. Ve bu yüzden ona şu küçük cins köpekler için olan, bedeninden bağlamalı tasmalardan aldım... İlk zamanlar yadırgasada artık halinden memnun olarak yanımda yürüyor ve çokta eğleniyor...
Mutfakta kendime atıştırmalık birşeyler hazırlıyordum... Ne yalan söyliyeyim öyle becerikli bir kız değilimdir! Fakat birşeye taktıysam onda dal bile yapabilirim! Ve şu sıralar acayip derecede cupcake'lere taktım. Ama takmamak elde değil! Onlar heryerde... Çantalarda, ayakkabılarda, kumaşlarda, dekorasyonlarda... Hele internet ortamında takılıp sürekli resim bloglarında, sitelerde cupcake resimleri gören ben çıldırıyorum!! Tumblr da sürüyle paylaştığım cupcake resimlerim var :)
İşte ben böyle mutfakta kolları sıvamış iken telefonum çalmaya başladı. Koşarak odama gittim. Tilda da heycanla arkamdan koştu.. Çılgın bu kız!
- Alo! Efendim
+Kontes hanım nasıllar acaba? Gülümseyerek cevap verdim;
-Mutfağa girmiş, kendimi nasıl zehirlesem acaba diye düşünüyordum!
+Vay canına benimde karnım acayip acıkmıştı! Desene birlikte zehirlenicez!!
-Bak heycan yaptım şimdi! Dedim kıkırdayarak..
Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık.. Hemen mutfağa geçip, daha bi özenle yapmaya başladım turtayı.. Evet diğer bi merak saldığım yiyecek ise turta! Aralarında en çok elmalı turtayı seviyorum.. Ve şuanda elmalı turta yapmaktayım.. Fırına atınca biraz dinlenmek için kendimi attığım yatağımda uyuyup kalmışım!..
Uyandığımda bir yandan kapı çalıyor, bir yandan ise Tilda miyavlayarak yüzümü yalıyor, beni uyandırmaya çalışıyordu... Fakat gerçek manada uyanmamı sağlayan, burnuma buram buram gelen yanık kokusuydu!!!
