5 Yıl önce
Güne her zamanki gibi bir telaş içinde başladım. Ancak bu öyle her zaman tanık olduğum ufak telaşlardan değildi. Yarın beni istemeye geliyorlardı! Kendimden 12 yaş büyük bir adamla evlendirilmeye zorlanıyordum.
Her zaman ki gibi hayat bana yine ters köşe yapmıştı. Doğuştan amatördüm fakat bu kadarı benim için bile fazlaydı. Her zaman başkalarının mutluluğu ile avutmuştum kendimi. Ancak bu kadarı yetmiyordu mutlu olmama.
Annem ve babama hep saygılı oldum. Benden ne istediler ise eksiksiz yerine getirdim. Kız okutulmaz, okula gitme dediler gitmedim. Tamam öyle ahım şahım bir istek yoktu içimde okul gitmek için fakat onların benim elimden tutup zorla okula götürmeleri gerekmez miydi ? Şimdi ise kendimden tam 12 yaş büyük biri ile evlenmemi istiyorlardı.
Annem şen şakrak evin içinde cıvıldıyordu. Bu mutluluğuna alma veremiyordum. Beni hiç mi sevmiyolar? Bu kadar mutlu olduklarına göre tabikide seni seviyorlar. Ne de olsa herkes kızını kendinden fersah fersah büyük bir adam ile evlendirmek ister değil mi? İç sesim yine haklıydı kim kızını kendinden büyük bir adam ile evlendirmek istesin ki? Tabiki de beni sevmiyolardı.
Beni sevmemelerinin tek nedeni ise cinsiyetim idi. Onlar hep erkek bir evlatları olsun istemişlerdi. Ben onların hayal kırıklığıydım sadece.
Bu gerçeği anlamam için beni zorla evlendirmeleri gerekiyormuş da haberim yokmuş. Evet biraz zor algılamıştım fakat asla beni evlemdirmelerine izin vermeyeceğim gerçeği vardı ortada. İşte bu yüzden bugün Mardin'den gidiyordum. Kendime yeni bir hayat ve düzen kurmaya ihtiyacım vardı.
Düşünceler ile boğuşurken erkenden gidip kendime bir bilet almam gerektiğini hatırladım. Yorganı hızlıca üzerimden savurdum. İlk iş banyoya gidip yüzümü yıkadıktan sonra, dişlerimi fırçaladım. Odama geri dönüp gardolabın kapaklarını sonuna kadar açtım. Elime geçen ilk kıyafetleri üzerime geçirdim. Üzerimi giyindikten sonra yere attığım yorganı alıp yatağı toparladım. Akşam hazırladığım çantayı yatağın altından çıkarıp sırtlandım.Biriktirdigim paraları da cebime şıkıştırınca bir şey unatmadığıma emin oldum. Tabii bu paranın bana yetmeyecegini bildiğim için gizlice babamın kasasından hatırı sayılır bir miktar para almayı unutmamıştım.
Dikkat çekememeye çalışarak kendimi dışarı attım. Ana caddeye çıkıp dolmuş beklemeye başladım. Gelen ilk dolmuşun çok fazla dolu olduğunu görünce onu es geçerek arkadan gelen dolmuşa bindim. Merkeze çok uzak olmamamız ilk defa işime yarıyordu. Aksi takdirde evdeki yokluğum belli olurdu.
Terminale yaklaştığımızda oturduğum yerde doğruldum ve inmeye hazırladım kendimi. Durakta durduğumuz da beklemeden indim hemen. Metro yazısını gördüğüm de hızlı adımlarla o tarafa yöneldim. Cam kapıyı ittirip içeriye girdim. İçerisinde dışarıya göre daha serin olması beni memnun etti. Güneşin altında pişmiştim.
Çalışanların olduğu yere ilerledim ve boş olan birine en yakın seferin saat kaçta olduğunu sordum.
"Nereye gitmek istiyorsunuz?"
Karşımdaki genç adamın sorusuna düşünmeden cevap verdim.
"Nereye olursa olsun farketmez."
Dilimin ucundan dökülenlere biraz kafa yorduktan sonra ne kadar aptal olduğumu fark ettim. Tabii bunda genç adamın bakışlarının da etkisi büyüktü.
" Yani şey ben sadece buradan en yakın zamanda uzaklaşmak istiyorum da." Uydurduğum yalana kendim bile inanmazken gülümsemeye çaba gösterdim. Yüz kaslarım taş kesilmişti zira ne gülebiliyor ne de en çok yapmak istediğim şeyi yapıp ağlayabiliyordum.
" İstanbul uygun mudur? Saat 1 de."
Şuan seçme hakkım olduğunu hiç sanmıyorum. Sadece biran önce bu şehri terk etmem gerekiyor. O yüzden İstanbul tabii ki de uygun.
"Bir tane bilet alabilir miyim?"
Adam bileti uzattığında pantolonumun cebine sıkıştırdığım parayı uzattım. Hatırı sayılır bir miktar para üstünü alıp tekrar cebime şıkıştırdım. Şuan ihtiyacım olan en önemli şey para.
Hiç vakit kaybetmeyip otobüse bindim.
İstanbul'a gittiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Önce kendime küçük beni idare edecek bir ev tutmam gerekiyordu. Ardından bir iş bulmam ve kendime yeni bir telefon almam lazımdı. İlk günlerin zor olacağı şimdiden belliydi ama tüm bunları düşünmemeye çalışarak gözlerimi yumdum. Otobüs henüz hareket etmediği için içimi bir huzursuzluk kapladı ve gözümü yumak ile açmam bir oldu. Sanki her an bir yerden tanıdık biri fırlayacak gibi hissediyordum.
Sonunda otobüs harekete geçmişti. Yanına gelen muavine biletimi uzattım. Yola çıkmış Mardin'den uzaklaşırken hala içim rahat değildi. Fakat yinede uykunun beni esir alamasına izin verdim. Güzel günlere uyanmak umuduyla uykuyu kucakladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bomba Etkisi
RomanceDünyaya gözlerini açar açmaz mağlubiyete uğratılmış bir genç kız. Peki ya işler değişir ve rayından çıkarsa ? Kız kendini birden bire film sahnelerini aratmayacak bir olay karmaşasında bulur. Hayatının en önemli sahnesinde baş rol oyuncusu olan bi...