Etrafta ki siyahlık gece olduğunun habercisi olmasına rağmen,elinde ki evden çıkmadan aldığı içki bardağını umursamadan içmeye devam ediyordu.Giydiği siyah hırkay'a sinirle bakıp elinde ki bardağı umursamadan önünü kapatmaya çalışırken bardaktan üzerine dökülen kırmızı şarap iyice sinirlendirmişti onu.Elinde ki bardağı yanında ki iri gövdeli ağaca doğru fırlatıp.Sinirle kırılıp şarabın hafiften ağaca renk verişini izledi.Buraya her geldiğinde sinirli oluyordu.Genç adam ellerini saçlarına geçirip yavaşça nefes alıp,verip sakinleşmeye çalıştı.Bu hâli yılların simgesiydi.Şuan lanetle andığı insanlar nedeniyle böyleydi.Hırkasının şapkasını kapatıp,kulaklarının üşümesini engelledikten sonra.Buradan hızla uzaklaşmak amacıyla,hızlı ve sert adımlarla ilerledi.
Belki içmeye..
Belki erkeklik hormonunu sakinleştirmeye..
Belki de eve gidiyordu.Kim bilir? Şuan kendi de tam bilmiyordu.Sakince etrafı izlerken hafiften çiseleyen yağmur,adımlarını hızlandırmıştı,bazı eski alışkanlıklarından vazgeçemiyecekti.Yağmurda ıslanmaktan nefret etmek gibi.Üniversitenin önünden geçerken kapıda genç bir kızın dikilmesi onu yavaşlattırmıştı.Bu saat bir kızın dışarda olması için uygun değildi.Başını sinirle sağa,sola salladıktan sonra yoluna devam etti.Kimseyle uğraşmak veyahut dinlemek istemiyordu.Mahalle aralarından hızla geçerek Khan konağına doğru kendine yön verdi.Biran önce eve gitmek ve ıslak eşyalarından kurtulmak istiyordu genç adam.Gözleri yorgunluk ve öfke belirtisi olan kızarıklık taşıyordu.Adımları hava'nın görünmezliği gibi,sessiz ve gizemliydi.Eve geldiğini farkedince elini cebine atıp anahtarı avucuna alınca kapıyı açtı.Bu sesten de ıslaklıktan da kurtulmalıydı.Odasına çıkarken çoktan üstündekileri çıkarıp pantolonu'nun düğmesini açmıştı.Aile ferdine selam vermeyi,onlarla oturup muhabbet etmeyi bırakalı çok olmuştu.O nedenle salondan gelen sesleri önemsemedi.Yatağına uzandığında ise bedenini çoktan kuru elbiseler almıştı.Gözlerini kapamadan önce,her zaman yaptığı gibi öfkesini yenileyip.Yarın babasının düzenlediği yetim çocuklar içi hayır gününe dinç gitmek için gözlerini kapattı.
1 saat önce
Arkamdan gelen adım seslerini umursamadan önünde durduğum okul'a baktım.Bu okul'a zorla giriş yapabilmiştim.Ve pazartesiyi bekliyemeden gecenin bu vaktinde gelmiştim.Yorgun birşekilde omuzlarımı düşürüp arkamda duran gölge gibi olan adama baktım.Ürkmüştüm,bu saat'de dışarıda işim neydi evet ama darlanmıştım,buralara veda ettiğimi de mutlu değildim,gelincede o atmosfere kapılmıştım.Buraları çok özlemiştim.Türkiye'de olanlardan kurtulmak, hasretine son vermek istediğimden de gelmiştim.Arkamda ki gölge adımlarını harekete geçirince rahat bir soluk aldım ve okulun karşısın da kalan eski banka doğru ilerleyip oturdum.Gözlüğümü düzledikten sonra örüğümden çıkan saçları kulağımın arkasına aldıktan sonra,başımı dizime doğru çektiğim dizlerime yasladım.Bugün sakin ve hassastım..Gülün kokusunu imbikten geçirip ter olarak sunan ince bir yapım vardı.Daha doğrusu hep böyleydim.
Buraya..Mumbai'ye yıllar önce gelmiştim.Ve o zamanlar ben çok daha farklı biriydim.Deli,korkusuz ve düşüncesizdim.Belkide yıllar önce buralardan ayrılırken peşimden bana hakaret eden,masum birinin dua'sına denk gelmiştim.Kesinlikle onun yaşadığı benimle denkleştirilemez di.Ben onun için sadece bir arkadaştım.Ve aniden ondan uzaklaşmam onu bozmuş olabilirdi,benim için de kolay olamış ve ona olan hislerimi kan ter içinde,zihnimden kazıyıp bir yerlerime saklamıştım.Ama benim ondan sonra yaşadıklarım çok fazlaydı.Telefonumun sesiyle irkilip,etrafa bakındım.Telefonumu nereye koyduğumu hatırlamak için kendimi zorladım.Yanımda ki çantaya uzandığımda ses daha da yoğunlaştı,telefonu hızla bulup kulağıma götürdüm.
" Saat kaç oldu,hemen eve gelmen gerekiyor"Sonam sesini yüksek tuttuğundan telefonu hafiften kulağımdan uzaklaştırdım.
" Tamam birazdan gelicem..Şey sen beni bekleme istersen"o homurdanmaya devam ederken ben ürkek sesimle onu ikna etmeye çalışıyordum.Îkna olduğunu söylediğinde telefonu kapatıp usulca yerimden kalktım.Çantamı elime aldıktan sonra yağmurluğumda cep arasamda bulamadım.Elimde ki telefonuda çantaya koyup eve doğru yürümeye başladım.Buraya geleli bir ay olmuştu.Sonam beni ev arkadaşı olarak istediğinde itiraz etmeden kabul etmiştim.Îtiraz etmemeliydim de zaten..Edemezdim de.Artık eski ben değildim.Ürkek,erkeklerden deli gibi korkan,suskun biriydim.Sesim bile yüksek çıkmazdı,eski beni içime hapis edeli olmuştu bayağı.Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıp içeriğe girdim.Sonam mutfakta yüksek sesle şarkı dinliyordu.Ona geldiğimi söyleyip odama geçtim.Çoraplarımı ve gözlüğümü çıkarıp şifonyerin üstüne koyduktan sonra yatağa uzandım.Yarın karşımda asılı duran ayı kostümüyle deli gibi,ordan oraya koşuşturduğumu düşününce uyumam gerektiğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASAM
Teen FictionYıllar önce Mumbai'nin iş adamı Saif Ali Khan'ın oğlu;ne şirketi yürütecek! Ne de erkek olduğunu belli edebilecek biriydi.Taki Babası ona deli,hırçın ve özgüven'i zirvede gizli bir akıl hocası tutana kadar. Oğlu kendine olanları anlamadan yüreğine o...