2. Bölüm

46 3 0
                                        


"Yağız ben artık Armi'nin gerçek halini görmek istiyorum. Nolur kızımı artık şu lanet olası makyajdan kurtaralım."

Birileri konuşuyodu ama kim olduğunu çözemiyordum. Söyledikleri bile tam anlaşılmıyordu. Sesleri duyabiliyordum ama gözkapaklarım o kadar ağırdı ki. Gözlerimi açamıyordum.

"Nergiz, sakin ol! Sabret biraz daha. Eğer o uyanmadan makyajını çıkartırsak yeni halini görünce bize inanmayabilir, belkide psikolojik sorunlar yaşayabilir."

"Haklısın. Haklısın ama kızımı görmek için sabırsızlanıyorum."

Neyden bahsediyorlardı? Kimde ki makyajı çıkartıcaklardı? Söylediklerini bir türlü anlayamıyordum. Başıma neyle vurmuşlardı? Ne canımı bukadar çok yakabiliyordu?

"Yağız uyanıyor sanırım." Bu kadın kimdi?

"Su" kurumuş dudaklarımdan zar zor bu iki harfli kelime çıkabilmişti.

"Getiriyorum hemen."

Kendimi o kadar yorgun ve bitkin hissediyordumki ama şimdi bunların hiçbirini umursamadan nerede olduğumu, o konuşan insanların kim olduklarını öğrenmem gerekiyordu.

Bütün gücümü kullanarak az da olsa gözlerimi açabilmiştim

En başta ne kadar buğulu görsem de sonra hafif hafif netleşmeye başladı.

İlk gördüğüm şey üzerime doğru eğilmiş sarı ipek gibi saçları olan, en fazla 25-30 yaşlarında çok güzel bir kadındı. "Bitanem bak su getirdim. Hadi iç."

Bir eliyle kalkmam için sırtıma destek verirken diğer eliyle suyu dudaklarıma doğru yaklaştırıyordu.

Birkaç yudum su içmek cidden kurumuş boğazıma iyi gelmişti.

"Nasılsın biraz daha iyimisin?"

"Sen kimsin?" En sonunda bu soruyu sorabilmiştim.

"Bizim kim olduğumuzu zaten birazdan öğreneceksin. Ama sen ilk önce Nergiz'in sorusuna cevap ver. İyimisin yoksa kendini kötümü hissediyorsun?" Konuşmamıza yabancı bir sesin eklenmesiyle kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim.

Karşımda uzun boylu kumral bir adam duruyordu.

"Asıl siz cevap verin! Kimsiniz siz? Benim burda ne işim var? Asıl en önemlisi annem ve babam nerde?"

Cümlemin sonuna doğru sesim kısılmıştı ve ağlamaklı çıkmıştı.

"Bak benim adım Nergiz sana burda ne aradığını bizim kim olduğumuzu herşeyi anlatıcaz ama yeterki sen biraz sakin ol ve bize kendini nasıl hissettiğini söyle"

"Size ne benden? Ne yapıcaksınız beni? Neden buraya getirdiniz?"

"Bence gayet iyi gözüküyosun hiçbir sorun yok." Diyen tanımadığım adama gene çevirdim gözlerimi.

İlerdeki çalışma masasının önündeki sandalyeyi tek elini kullanarak tam önüme ters birşekilde koydu ve yüzü bana dönük olacak şekilde oturdu.

"Nergiz sen mi anlatırsın yoksa ben anlatayım mı?"

Delirmek üzereyim! Neyden bahsediyor bunlar? Ne anlatacaklar?

"Ben anlatırım sen dışarda bekle."

"Sen bilirsin." dedikten sonra adını bilmediğim adam dışarı çıktı.

"Ne anlatacaksan anlatırsın ama ilk önce ailemin nerede olduğunu söyle!"

"Bak tatlım senden tek bir şey isteyeceğim. Anlattıklarım bitene kadar birkez olsun sözümü kesme. Zaten Anlattıklarım bittikten sonra birçok sorunun yanıtını bulacaksın."

ÜÇ NOKTA...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin