The Moon

29 3 3
                                    

   Tam karşımda hilal var. Hem güzel hem de çok çirkin. Keşke rengi soluk hardal gibi olmak yerine inci beyazı olsaydı. Tam şuan inci beyazına dönse keşke rengi. İşte o zaman tam sevdiğim gibi olacak;kocaman bir gece lambası gibi.
Şuan aklıma geldi de, kaldığım yerin balkonu dolunayı görmüyor ve bu berbat bir şey. Oysaki ayın en sevdiğim hali dolunaydır. Gerçek bir gece lambası gibi. Tüm geceyi aydınlatan bir lamba.
Keşke gece gibi,hatta daha ondan da karanlık olan şeyleri aydınlatsa ne güzel olur. Herhalde öyle olsa insanlar aya tapmaya geri dönerdi. Sonuçta o kadar saçma sapan şeylere tapılmış ki zamanında aya tapmak kulağa  daha hoş geliyor. En azından bana göre insanı büyüleyen bir havası var.
Ama şuan karşımda olan şeyin büyülemek kelimesi ile alakası yok. Başta bir anda karşıma çıkması beni etkilesede onu inceledikçe beni hiç etkilemediğini farkettim. Hatta tiksindim ondan. 
Bana inci beyazı,kocaman,yuvarlak bir gece lambası gerek ki içim biraz da olasa aydınlansın. Biraz da olsa beni mutlu etsin, içimi huzurla doldursun. Birazcık değil tam anlamıyla büyülesin beni. Hayatımdaki güzellik kavramının tanımlarından biri olsun benim için. "Dolunay" dendiği zaman kimsenin anlayamayacağı, sadece bana özel anlamlar oluşsun içimde.
Sadece bana özel olsun.

YazılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin