Dean kafasını diğer tarafa çevirdiği anda, Sam onu dinlemeyeceğini anlamıştı. Arkasına baktı ve Dean'in tam da gözlerinin kilitlendiği noktaya baktı. Tahmini doğruydu. Simsiyah atkuyruğu saçları olan ve 23 yaşlarında gösteren kız, Dean'in ilgisini çekmişti.
"Ne o? Yoksa bu kızı da mı bir yerlerden hatırlıyorsun?" dedi Sam gözlerini devirerek.
"Dostum, gerçekten bu kızı bir yerde daha görmüştüm." dedi Dean kızdan gözlerini ayırmadan. Sam tekrar kıza baktı. Ona baktıklarını farketmişti.
"Tamam, büyük ihtimal daha önce güzel bir gece geçirmişsinizdir. Şimdi konumuza geri dönsek?" dedi Sam ama Dean'in onu dinlediğinden emin değildi. "Hadi ama, onu rahatsız ediyorsun."
Kız duruşunu dikleştirdi ve ona bakan adamların yanına saçlarını savura savura yürüdü. Dolgun dudakları her ikisinin de dikkatini çekmişti, "Bir şey mi vardı beyler?"
Dean ağzını açtı fakat ses çıkmamıştı. Sam onun konuşamadığını fark edince gülümsemesini saklamak için kafasını başka tarafa doğru çevirdi.
"Şey... Ben..." Ağabeyinin kekelemesi üzerine Sam'in gülüşü tüm yüzüne yayılırken kız ciddi bir tavırla onlara bakıyordu. Şuan daha çok Sam'e bakıyordu aslında çünkü gülüyor olması sinirine dokunmuştu.
"Evet?" dedi kız sabırsızlıkla. Sam her zaman vericek bi cevabı olan abisine baktı ve onun kızı süzmekte olduğunu gördü. İş yine ona kalmıştı.
"Kusura bakmayın," dedi gözlerini özür diler gibi açarak "sizi birine benzettik."
"Buna inanıyorum.. Bu arada isimleriniz neydi?" dedi ve tek elini beline koyarak kalçalarını iyice dışarıya çıkarttı.
"Ben Andy. Andy Troy. Ve o da benim kardeşim. Zach." dedi Dean yamuk gülülüşüyle kıza bakarak. Kızda ona dudaklarını ıslatarak cevap verdi.
"Hadi ama, beyler." dedi gözlerini uzun süre Dean'den ayırmadan ve Sam'e döndü "Bana gerçek isimlerinizi söyleyebilirsiniz."
"Afedersiniz ama," dedi Sam soru soran gözlerle "neyden bahsettiğinizi anlayamadık."
"Karşılaştığım ilk avcılar değilsiniz diyelim." dedi ve sırıttı. "Ben size gerçek ismimi söyleyeceğim ama. Nirvana."
"Dean Winchester. Ve o benim kardeşim Sa-" diyordu ki konuşması yarılda kesildi.
"Sam Winchester," dedi ve tekrar Dean'e döndü "Dean? O Dean?"
"Evet, o Dean sanırım." dedi gözlerini kızdan ayırmadan ve o an bir şey farketti. Nirvana'nın gözleri, gözlerinin rengi. Yok gibiydi. Dean adını koyamıyordu bu rengin. Sarı gibiydi ama baktıkça ela ve yeşildi sanki.
"Tanıştığıma memnun oldum Dean." dedi Nirvana hafifçe Dean'e eğilerek "Gözlerimin rengini henüz bende çözemedim."
Dean bir şey demedi, sadece hafifçe ağzı açıldı. Bu onu en çok seksi yapan şeydi. Nirvana doğruldu.
"Sizi tanımak güzeldi beyler. Kendinize iyi bakın." dedi ve cafe'nin kapısına doğru ilerledi. Kapıdan çıkmadan önce arkasına dönüp şaşkın Dean'e bir bakış atmayı da ihmal etmedi.
"Tamam, bu da neydi böyle?" dedi Sam Dean'e dönerek "Bu nasıl bir kızdı? Cidden onu bir yerden hatırlıyor musun?"
"Seksi,ateşli,ukela ve zeki bir hatundu Sammy." dedi Dean ve iç çekerek Sam'e döndü "Sence de öyle değil mi?" diye ekledi ama Sam'in limon emmiş gibi suratını görünce gülümsemesi söndü. "Çok namuslusun. Kızın kalçalarını görmedin mi?"
"Dean, bak.." diyecekti ama Dean konuşmasına izin vermedi.
"Evet, iş üzerindeyiz." dedi boynunu çıtlatarak "Ne diyorduk, şeytani alametler mi?"
___________________________________________
Nirvana eve geldi ve kendini yatağının üstüne attı. Ama yolda nasıl yürüdü bilmiyordu. Bacakları arzudan karıncalanıyordu. Gerçekten de nasıl oldu da eve gelmişti. Hatırlamıyordu Nirvana.
Dean'i zor olsada kafasından atarak dolabına yürüdü. Dean'in Churcill'e geleceğinden emindi. Onu uzun zamandır izliyordu. Nereye giderse gitsin... Yapacaklarını az çok kestiriyordu. Ama Dean yine de sağı solu belli olmayan biriydi. Şimdi yaptığı, iki saat önce yaptığı şeye uymaya bilirdi. Nirvana bunları düşünürken dolabından siyah bir şort ve basit siyah bir askılı çıkardı. Tam siyah spor ayakkabılarını giymeye hazırlanırken aklına takıldı. Dean'i etkileyebilirdi.
Bu düşünceleri aklından kovdu Nirvana. Ama üstünde ki tişörtü çıkarıp göbeğini birazcık açıkta bırakan dar kırmızı tişörtü giymeyi ihmal etmedi.
___________________________________________
Nirvana üç tane tekila limonu kafasına diktikten sonra yavaşça kalabalık dans pistine karıştı. Birazcık sarhoştu, ama bu onun özgür olmasını sağlıyordu. Tam o sırada radyoda Selena Gomez-Come and Get it çalmaya başladı. Nirvana club ve pop müziğinden nefret ederdi ama bu şarkıyı duyduğu an sevmişti. Şarkı başlayalı 15 saniye olmamıştı ki gözü kapıya takıldı. Aman Tanrım, Dean kapıdan içeri girmişti ve etrafına bakıyordu. Nirvana kendi kendine gülümsedi ve dans etmeye devam etti.