Varlığın Gidişini Yazdırır

140 1 0
                                    

Uykusu kaçmış gözlerinin gecesiyim .Sol yanımda yıldızlar sırnaşır.

Işıldayan güzelliğinle hayalleri rüyalara teslim ediyorum.

-Birbirimizi bulduğumuzun ruhsal enerjinin devinimlerinde uyandırma beni.Bu uykuyu sevdim. Kadınsılığın ışıltıları yatağa sinmişti.Kokun yüreğime kadar inmişti. Aşk, sevdiği kadının omzuna yatarak aşkını

sabaha kadar uykuya salmasıdır.

Şimdi içimdeki masma köprülerden uyur gezer olarak geçiyorum.Uyumadan önce gözlerine bakışının fotojenik anı yansır ruhumdaki senli demlerin resim sergisine.

-Bu sevda uykusundan uyanmak istemezken, busen yağdı dudak uçlarıma.İşte bir kere daha öpmen için hep uyanmak istedim Şehrinaz.

“İyiki Varsın” diyebilmenin deyişçisiyim. Varlığına şifresiz sevda yayınım var.Gönlümün bütün kanallarını uydusuz .Her yerde, yarde, serde, harda, canda varlığının filmi vardı. Birisi için yaşamanın rolünü oynamaktı hayat.

Yapyalnızlığımızın vadilerinde sevginle yeşeren her şeyde bir hoşluk kokuyor.İçsel baharlarım başlıyor.Huzurun temellerinde büyüyor içimimdeki çocuk.Seninle doyumlara yaslanıyor hayatım.

-Masalsız , meselsiz kalmadı yazamadıklarımın. Seni koparttı cümlelerim.

Bana gelişini müjdelemeyen havaların içinde saklandım. Nefessiz kalışı bekledim.Sevgine boğulmanın anında kendime kayboldum.Işığın yayıldı kutsiler gibi . Mistik bir derinliğin içinde içimi pakladı, ruhumu hakladı, şanımı öndeş eyledi.

Bizim masalımız uzun olsun. Aşkla her şeyi kapsasın. İyi insan olmak yetmez, yüksek ruhluluğun merdivenlerinde tırmanmalıyız. Yüksek ruhluluğun ruhunu taşıyıp kötülüklere karşı kötülük yapmadan iyilerin ilmiyle en iyilerin yüreğine üst benliğin pınarlarını sağalalım.

-Ki iyiliğe karşı iyilik her insanın harcı, önemli olan kötüye karşı en iyilerle onun yaptığu kötülüğü iyilerle ödetip onu iyilerin yoluna, güzelliklerin soluna getirmektir.

Şimdi güzellik çiseliyor seninle. İyilerin sağanaklarında ıslanıyor vicdanım. Gidişin bile huzur veriyor. Bana vuslatın en güzelini sunuyor.

-Öfkenin demir ağlarında değilim. Kinlerine keneler yapışmış gene benden nefretler savuruyorsun.Oysa kenelerin zehrinden arınmalısın.

-Sevmek gibi değil sevdiğini nefret etmek.Öncelerini çok sevdiğinden nefret etmek normal bir durum değil, ruhsal bir hastalığın belirtisi.

Sevdiğin içinde can kırıkları oluşturmuş olabilir, kötülükler zinciri kurmuş olabilir.İncinmişsindir. Oysa seninle yüksek ruhluluğun zirvesindeydik. Sen iyiliğin ürkek ceylanı, ben bütün kötüleri kaçıran ve iyileri koruyan sevda aslanı. Peşindeydim. Belki senin gibi ürkek olmayan ceylanların haz gecelerinde pazılarımı sunmuş olabilirim. İyiliklerime zarar gelsin diye değil, ertelenmiş kulluk sınavına hazırlanmak ya da nefsine yenik düşüşlerde kendini yeniden bulmak savunusudur.

Bu aşkın tezgahından satın aldın benlik ve tutku malzemelerini.Sevdin.Sevdiğin meyveler gibiydi aşk. Severek yaptığın yemekler gibiydi. Aşk, severek yaptığın yemeği sevdiğine yapmaktı bazen. En güzel yemeğini , en çok sevdiğine sunmaktı. Kendi ellerinle yedirdiğin o leziz yemeklerin tadı içimde dimağın magması gibi.

-Yemekler güzeldi, senin güzelliğinle yapılınca.Şimdi senli lezzetlere alıştığım o senin meşhur yemeklerini nerede yesem,kim yapsa aynı lezzeti bulamıyorum.

-En ünlü aşçının mutfağında denedim;ama aynı lezzet yoktu.Aşk ve sevginin sindiği ve severek bir de beni severek yaptığın o yemeğin

t’anımsız, tadını aradım.

-Dilsiz kaldı gerçekler. Dile geldi söylenemeyenler.

…:Tutku iki sevene sonsuz tatlar verir. Yemek değil ki sadece. Öpücükler, sarılışlar, beraber uyumalar, gezmeler, insana ait bütün eylemler özel bir tat, şekil, ruha bürünür. Sevdikçe, yaşadıkça , huzura, aşka, özel anlara taşır.

Şimdi sezgilerinin ,ezgilerinin, ilgilerinin, algılarının sonsuzluk kıyısında son sözlerin dile gelir. Konuşur sevgiler. Tutkunun iç mimarı yapar içsel hesaplar.

Sensizlik öncesi sessizliğidir sessiz harflerin çığlığı. Seni bulmanın dalgaları arasında kalmış umutlarım.Köpük köpük pişmanlıklarımı duruluyorlar. Temiz bir ben sunuyor sana hayatın geri kalanı.

Ritmi kesilmiş güzel günlerimizin hünerini sunar kavuşmak.

Çoktan ,yitirdiklerimizi toparlar. Kapısını can kırıklarıyla kırdığımızı gönül sarayına aşktan kapılar yaparak yeniden girmeliyiz.

-Sen Belkıs gibi o anlatılmaz rüya sarayında beklemelisin.

Ben Simurg gibi derslerden gelmeliyim. Bütün derslere çalışan,sonra bütün dersleri anlatan bir maşuk gibi sana geldim.

-Bakışlarına kumrular konar, gülüşüne bülbüller, sarılışına kırlangıçlar, öpüşüne serçeler. Şimdi seninle aynı sevginin ormanında tanımsız anları düşleme serintisindeyiz. Alışamadığım sensizlik şehri yıkılsın.Bayrağını diksin özlemlerim.Salına salına gelince dalgalansın içimde.İçsel sevilerimin şehrisin Şehrinaz…

Varlığın Gidişini YazdırırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin