Sabah uyandığımda Frank yakınlarda erzak topluyordu. ama uyandığımı fark edince yanıma geldi ve bana biraz su ve yiyecek verdi. Ben dün olanlara hala bir anlam veremiyordum. Bunu Frank'a sormaktan pek bi sakınca duymadım ve ona beni kovalayan canavar hakkında birkaç şey sordum. Bana onunda pek bir anlam veremediğini söledi. İçimden bir ses bana hareketsiz kalma diyordu. Ve bu sese güvenerek Frank'e yola çıkmamızın iyi bir fikir olacağını söledim. O güneye gitmemizin iyi bir fikir olacağını söyledi ve toplanıp güneye doğtu yola çıktık. Yol biraz engebeliydi ve bizi biraz zorluyordu. Yolda yürürken Frank ıslıkla ağzına bir şarkı tutturmuştu. Halinden memnun görünüyordu ama biraz endişeliydi. Neden bilmiyorum ama etrafına bakınıp duruyordu. Galiba etrafımızda olan kötü birşey sezmişti. Bende onun bu haline dayanamayıp ona neden böyle olduğunu sordum. O etrafımıza bakınmaya devam etmeye devam ederek bana "Etrafımızda kötü bir şey geziniyor" dedi. Nedense içimdeki ses hala beni uyarıyordu "Hareketsiz kalma! Hareketsiz kalma!" . Frank'le yürüyüşümüzü hızlandırdık. Etrafımızdaki çalışardan hışırtılar ve hırlamalar geliyordu. Biz gitgide yürüyüşümüzü hızlandırıyorduk ama pek bir faydası olmuyordu. Elim yavaşça kılıcıma doğru gidiyordu. Tam elimle kılıcıma yapışmıştımki şimsiyah bir kürkü olan dişkeri yaklaşık 20 santimetre bir canavar çıktı. Ne olduğunu anlayamadan dişleriyle kılıcımı kırdıp bir kenara attı. Frank çok telaşlıydı ama o da yayını yaratığa doğru gerip ateşledi. Yaratık için oktan kaçması çok kolay oldu. Okunu çantasından almaya çalışırken Frank'e saldırdı ama dikkatini bağırarak üzerime çektim. Yaratık benim üzerime atladı. Ona dayanmaya çalışıyordum ama çok güçlüydü. Sanki bir enerji topu gibi güç saçıyordu. Yaratığa bakınca bir gözünün olmadığını fark ettim. Bu yaratık galiba Frank'in ok attığı ve benim peşimden gelen canavardı.
Gözleri altın sarısıydı. Frank'in bana yardım edeceğini sanmıştım ama o şoka girmişti. Oracıkta donup kalmıştı. Aslan dişlerini göstererek bana hırladı. Ama bende o sırada Frank'a seslendim. Frank az da olsa şoku atlatmıştı hemen iki ok gerip fırlattı. Bunların biri ayağına biride baldırına saplandı. O an yaratık tökezleyerek Frank'a döndü kükredi ve tökezleyerek yanımızdan uzaklaştı.