«« O »»

4.4K 288 242
                                    

Yolda yürüyorum. Çam ağacının pembe kokuları sarıyor etrafımı. Dans etmek istiyorum, alnımda oluşacak lila ter damlalarından rahatsız olmak istiyorum. İç çekiyorum, dans etmek için uçuşan notalar arıyorum ama bulamıyorum. Bastonumla yere vuruyorum, taşlardan acı sesler yükseliyor. Kıyamıyorum, bastonumu katlayıp çantama koyuyorum.

Güzel bir koku elimden tutuyor, gülümsüyor adeta mayalı koku. Bir fırına giriyorum, kadın sesleniyor bana. Duymuyorum. "Pembe kokulu ürününüzü istiyorum." diyorum. Ses gelmiyor.

Gözlerimi devirmek istiyorum. "Fırından son çıkan her şeyden bir adet istiyorum." diyorum. Kadın mutlu oluyor, en azından öyle düşünüyorum. Kadından yayılan yeşil rengi sevmiyorum, oldum olası sevmem zaten.

Parayı ödüyorum, kadın iyi günler diliyor. Bense renkli günler diliyorum. Hiç görmediğim renkleri öpmek istiyorum.

Dışarı çıkıyorum. Güneş kaşlarını çatmış, sarılıklarını yollamış kainatın en aptal yerine, evime. Su içmek istiyorum. Yavaşça eve doğru yürüyorum. Ceketim sırtımda yük oluyor. Çöpe atıyorum.

İlk sağdan dönüyorum, denizin tuzlu kokusu burnuma doluyor. Maviyi soluyorum. Saçlarım hırçın dalgalar gibi alnıma çarpıyor. Rüzgar hoyratlaşmış, sanki kızgın gibi bana. Anahtarımı çeviriyorum. Kapı açılıyor. Mezarlığıma geliyorum. Tüm renkler gömülü burada.

Mutfağa ilerliyorum, artık ezbere biliyorum evi. İlk günler duvarlarla sevgiliydim. Kırmızılarım akmıştı alnımdan her kucaklayışımda sevgililerimi.

Ev tozlanmış, burnumu gıdıklayan mınzırlardan anlıyorum. Azra'yı aramak şart oluyor.

Fırından aldığım kokularda ölmüş, çehremi aydınlatmıyorlar. Çıkartıyorum poşetten, pembe kokunun naaşını arıyorum. Bulduğumda elimle okşayıp, sarılıyorum. Beni terk etmeyecek rengi arıyorum.

Mutfaktan ayrılıyorum. Her katil gibi, cinayet yerine geri döneceğimi biliyorum. Şu an için değil diyorum kendime, örmem gereken renkler var diyorum.

Koltuğa oturuyorum. Kumandayla televizyonu açıyorum. Ev hiç olmadığı kadar sesli. Arkadaşlarım varmış gibi. Gülüyorum, hiç yalnız değilmişim gibi.

Azra'yı arıyorum. On dakikaya oradayım diyor. Gülümsüyorum. Azra mor kokuyor. Onu kaybetmek istemiyorum.

Sigara yakıyorum, bu sefer duman yeşil çıkıyor. Sinirlenip, tablaya basıyorum. Sigara ağlıyor, son nefesini verirken. Katil oluyorum, suratımda hastalıklı bir gülüşle.

Kapı çalıyor. Açıyorum yavaşça. İçeri giriyor, morluğunu bana yaslıyor. Sarılıyorum. Sarılmak hoşuma gidiyor. Yanağımda bir ıslaklık hissediyorum. Azra ağlıyor.

Koluna girip, koltuğa yürüyorum. Kalbim ağrıyor, yutkunuyorum. Ne oldu diyorum, sesim çatallanıyor. Azra'nın ağlamasını istemiyorum. Sıcak iyice basıyor. Kıravatımı bir köşeye atıyorum.

Azra iyice sokuluyor bana. Dolgun dudaklarını boynumda hissediyorum. Hafif dokunuşlarla yakıyor boynumu. Sırtını sıvazlıyorum. Damlaları yanağıma düşüyor. Gıdıklanıyorum ama gülümseyemiyorum.

"O gitti." diyor. Kimden bahsettiğini iyi biliyorum, Yeşil Herif'ten bahsediyor. Yumruğumu sıkıyorum. "Beni terk etti."

Yüzünü avcuma alıyorum. Tombul yanaklarını hissediyorum. Yeşillerden kurtarmak istiyorum, yavaşça dudaklarımı dudaklarına değdiriyorum. Kaçmıyor. Seviniyorum. Onu öperken morları örüyorum. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyor.

Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.

Öncelikle bu hikâyeyi iki yıldır yazmayı hayal ediyordum fakat yazım stili nasıl olmalı emin değildim. tearsofbelial sayesinde emin oldum. Bana ilham verdiği ve Kavramların Cenazesi adlı muhteşem eseri hayatıma soktuğu için teşekkür ediyorum. O olmasa, bu hikâye olmazdı. O yüzden ithaf ona gidiyor.

Kapak için çok uğraşan oldu. Wattpad Türkiye'de hem kapak hem isim için bana yardım eden herkese teşekkür ederim. prikaijin'e muhteşem kapağı için teşekkür ederim. Multimedia'da yapılan başka bir kapak var. Hepsine minnettarım.

Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum.

Renkleri Ördüm Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin