1. BÖLÜM: Yaw he he. :D

44 3 1
                                    

Merhaba 😊. İlk bölüm geldi. İnşallah beğenirsiniz. Multide Buğlem'in en yakın arkadaşı Burçak (Selena Gomez) var. İyi okumalar canişlerim 😊😇.

Buğlem'den

Yaz günü yağan yağmurun tadı bi başka oluyor. Bisiklete binmiştim üzerimde bir kısa şort ve kolsuz bir tişört vardı. Yanıma ne olur ne olmaz diye sırt çantamın bi kenarına sıkıştırdığım ince, kapşonlu hırkamı üzerime giydim ve kapşonunu kafama çekip sahile doğru bisiklet sürmeye devam ettim. Kulağımda kulaklık, 'Gökhan Türkmen- Sen İstanbul'sun' şarkısı çalıyor, yaz yağmuru altında sahilde bisiklet sürüyorum, hava ılık, deniz günbatımıyla renklenmiş harika bir manzara var karşımda. Her şey öyle mükemmelken birden telefon çalınca o büyü bozuldu; şarkı kesildi, irkilip bisikletten düşme tehlikesi geçirdim, gözüm manzaradan telefona gitti, yani her şey mahvoldu. Ve arayan; ohaaa, Toprak arıyooorr! Önce kendimi bi toparlayıp öksürerek boğazımı temizledim. Sonra telefonu açtım:

Buğlem: "Alo canım, naber?"

Toprak: "İyiyim güzelim, sen?"

B: "Ben de iyiyim. Noldu? Bi'şey mi oldu?"

T: "Yoo"

B: "O zaman neden aradın?"

T: "Aramam için illa bir şey mi olması gerek? İstediğim zaman istediğim kişiyi arayabilme hakkım var sanıyordum ben. Canım istedi ve aradım."

B: "Ayy, uzatma tamam yaa."

T: "Uzatan ben değilim bebeğim."

B: "Off Toprak, neyse ee napıyorsun?"

T: "Evdeyim oturuyorum, sen?"

B: "Sahilde bisiklet sürüyordum."

T: "Hmm iyiymiş. Ya şey diyecektim ben sana yaa.. ımm sizin or-"

B: "Güya canın istediği için aramıştın." Bunu söyledikten sonra biraz güldüm ve sinirleneceği ihtimalini unutmuştum, uufff.

T: "İyi demiyorum sana bi'şey, hadi bay."

B: " Ya Topra-"

Telefon kapanmıştı. Ya bunun şu huyundan nefret ediyorum. Bu ne ya en saçma şeylere sinirleniyor ama bazende hiçbir şeye kızmıyor. Gerçekten dengesiz. Ama çok tatliş yaa yirim onu...

Acaba bana ne söyliyecekti? Bisikletle bunu düşünerek eve doğru gitmeye başladım.

Yağmur dinmişti ben eve geldiğimde. Garaja bisikleti bırakıp kapıyı çalmak için elimi tam kapıya yaklaştırdığımda bir ses duymam beni durdurdu. Bir kadının bağırma sesiydi sanki. Ama değişik bir şekilde. Farklıydı yani, anlam veremedim. Televizyondandır diye düşündüm ve anahtarla kapıyı açmaya karar verdim. Kapıyı açıp içeri girmemle tekrar dışarı fırlayıp koşarak uzaklaşmam bir oldu. O gördüklerim gerçek miydi? Hala inanamıyorum. Nasıl olur bu? Ben gördüklerimi kendime bile açıklayamıyordum daha. Nasıl ya nasıl?! Kafayı yemek üzereyim. Deli gibi koşuyorum aynı zamanda ağlayarak.

Gidebilecek şu an için bir tek yer olarak; ben ve en yakın arkadaşım Burçak'ın ne zaman istersek gittiğimiz herkesten gizli olan birlikte aylarca uğraşarak yaptığımız bir ağaç ev vardı. Oraya gittim. Gece ne yaparım bilmiyorum ama eve asla dönmem. Tek bildiğim bütün insanlardan nefret ettiğim ve iğrendiğim.

Belki şuan yanımda Toprak olsaydı daha mutlu olurdum. En azından ona anlatırdım ama anlatamazdım ki. Ben daha kendime bile açıklayamıyorum. Allah kahretsin yaa!

Off bu nasıl olur? Gerçekten anlam veremiyorum. Ağlamaya başladım. Bu kadarını yapmamıştır dimi? Ya yapmaz, yapamaz!!

Ben hep ağlayıp hem söverken yanıma Burçak geldi. Birden panikledi:

Bi Damla Gözyaşı'nHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin