Dilara aslının yüzünü işaret ve baş parmağıyla tuttu. Aslı elini çekmesini söyledi ama yanakları içe doğru Dilara'nın parmakları tarafından itilince sesi peltek çıkmıştı. En sonunda canı yanmış olacak ki elini kaldırıp Dilara'nın elini itti. Dilara sert bir bakış atıp,"Bana bak, duyduğuma göre yeni gelmişsin. Bana ait olan bir şeye gözünü dikersen, bana karşı çıkarsan, sonu kötü olur. Bana ait olan hiçbir şeye o koca gözlerinin ucuyla bakmayacaksın. Anlaşıldı mı?" dediğinde sesi bariz tehdit taşıyordu.
"Sen kim oluyorsun?"
Aslının yüzünde en ufak bir korku kırıntısı bile görmek mümkün değildi. Korkunun aksine öyle bir cesareti vardı ki tüm sınıf bize odaklanmıştı.
"Yanındaki ineğe sor bence"
"Birincisi onun ismi Dolunay, ikincisi bir daha ona inek demeyeceksiniz, üçüncüsü bir kez daha bana ve ona bağırmaya cüret edersen pişman ederim"
"Küçük hanıma bak sen, bana kafa tutuyor" dediğinde Kumsal ve Zeynep'ten gürültülü bir kahkaha yükseldi. Ben hala olanları idrak etmeye çalışıyordum. Aslı böyle birine benzemiyordu.
"Evet, senin gibi bir karaktersize kafa tutuyorum. Şimdi sıramı terk et!"
"Kızım senin başını önceden ezmem gere..."
Fizik öğretmeni Derya hoca sınıfa geldi(tabi biz daha farketmemiştik).
"Neler oluyor burada?"
"Arkadaşlarla tanışıyordum hocam. Çok komik kızlarmış, sevdim onları şimdiden"
Dilara ve arkadaşları yerine geçmişlerdi bile. Aslının söylediklerine karşılık olarak bize sert ve tehdit kokulu bakışlarını yönelttiğinde Aslı sadece tebessüm etti. Ders başlamıştı, herkes-ben, Aslı, Dilara ve arkadaşları hariç herkes- dersle ilgileniyordu. Normalde olsa ben de ilgileniyor olurdum ama şuan mümkün değildi. Dilara bakışlarını bir an olsun bizden çekmiyor, oldukça sinirli ve gergin görünüyordu. Şimdiye dek kimse Dilara'ya böyle davranmamıştı. Ben de dahil. Aslı herkesi şaşırmıştı. Uzun süren bakışmanın verdiği sessizlik sonrası Aslı konuşmaya başladı."Bu kız hep böyle midir? Yani herkese böyle mi davranıyor?"
Derya hocanın duymaması adına fısıltıyla konuşuyorduk. "Evet, bana da okulun ilk günü böyle yapmıştı."
"Gerçekten mi? Daha dokuzuncu sınıfın başında bu kimliğe nasıl bürünebilirler?"
"Hayır, aslında ben de buraya bu sene geldim. Yani, dokuzuncu sınıfı başka bir okulda okudum. Orada böyle şeyler yoktu. Onuncu sınıf mı farklı yoksa bu okul mu bilmiyorum."
"Neden bıraktın ki o okulu? Seviyormuşsun işte."
"Daha sonra anlatsam olur mu?"
"Tamam, bu hafta sonu bir planın var mı?"
Nasıl yani? Daha bir gündür tanıdığım kızla mı geçirecektim hafta sonumu? Tamam, kabul ediyorum. Çok sevecen ve sempatik bir kız, hem beni de korudu ama yine de tanımalıydım. İnsanlara zor güveniyorum.
"Şey, aslında bu hafta sonunu kendime ayırmayı düşünüyordum."
"Pekala, tabi senin kararın, daha sonra yaparız bir şeyler. Hem, ilk günden güvenmek zorunda değilsin."
Aslının bakışları resmen güven kokuyordu. Kelimeleri şefkat doluydu sanki. Bir o kadar da sevecen ama bu zamana kadar kimseye güvenmemiştim. Anneme bile.
"Anlayışın için teşekkür ederim" dedim tatlı olmasını umduğum bir ses tonuyla."Önemli değil canım, gerçekten sevdim seni. Bana şu Dilara ve arkadaşlarının derdi ne anlatır mısın?"
Tam anlatmaya başlamıştım ki Derya hoca bizi farketti.
"Aslıcım yeni geldin ama arkadaşlarınla fazla kaynaştın herhalde, dersle ilgilen."
"Tamam hocam" dedi Aslı yüzü asılarak. Ben de yazarak anlatmak istedim. İlk defa biriyle konuşmayı bu kadar çok istiyordum. Sanırım Aslı diğerlerinden farklıydı. Yazmaya başladım. Dilara'nın güzelliğiyle birçok erkeği kullandığını, kızları da bu gücün altında ezdiğini, herkesin resmen ona iteat etmesini istediğini yazdım. Bana zorla ödevlerini yaptırdığını, notlarımı aldığını anlattım.
Okuduğunda gerilmeye başlamıştı bile, gözlerinden anlıyordum. Sonuna yaklaşırken iyice sinirlendiğini hissettim. Bir anda bağırdı, "Nasıl izin verirsin bunlara?"
Dilara ve Zeynep'in kıkırdadığını duyar gibi oldum. Derya hoca "Kim neye izin vermiş Aslı? Ne oluyor?" diye çıkıştı.
"Özür dilerim hocam kendime hakim olamadım."Aslının suratına mahcupluk hükmetmişti. "Çıkın sınıftan! Dolunay ve Aslı, müdürün yanına. Daha ilk günden başladınız!"
Derya hoca çok kızmıştı, sanırım ilk defa benden böyle bir davranışı gördüğü için olacak ki bir o kadar da şaşkındı. Aslı ile konuşmaktan dersi dinlememiştim. Kendimi yeterince suçlu hissediyordum. Belki de anlatmamalıydım. Aslı, korkusuz ama üzgün bir surat ifadesi takınarak ayağı kalktı ve yürümeye başladı. Ben de onu takip ettim. Müdürün odasının kapısı önüne geldiğimizde fazlasıyla gerilmiş ve korkmuştum.
"Bu kadar korkma bir şey yapmayacaklardır."
"Nasıl korkmayayım? İlk defa bir şikayetle giriyorum bu odaya..."
"Anlıyorum, ama kendinden emin olup üzgün olduğunu belirtirsen sorun çıkmaz. Güven bana"
Güven bana... Ne kadar yabancı geliyordu bu cümle...
Küçük bir nefesi öksürükle bıraktım. Aslı odanın kapısına, uzun ince parmaklarıyla birkaç kez hafifçe vurdu ve odanın kapısı tok bir sesle açıldı. Aslı olanları ve üzgün olduğumuzu anlattı. Müdür pek ikna olmuş gibi görünmüyordu. Hani güvenmem gerekiyordu?
"Kızım isimlerinizi söyleyin"
"Dolunay Uluhan hocam"
"Ben de Aslı Türkoğlu"
Aslının ismini duyduktan sonra müdürün ifadesi değişti, yumuşayan suratında korku da hakimdi sanki.
"Se..sen, Yılmaz Türkoğlu'nun neyi oluyorsun?"
"Kızıyım efendim"
"Tamam kızım ben halledeceğim bu durumu. Bir daha böyle bir vukuat işlemezsiniz umarım"
Aslı başını sallayıp arkasını döndü, ben de onu takip ettim yine. Sınıfa girdiğimizde Derya hoca daha farklı davranıyordu sanki. Aslı'nın kim olduğunu öğrenince neden her şey bu kadar değişti ki? Ayrıca bana da farklı davrandılar. Sanırım bu gün hayatımın en güzel günlerinden biriydi ama bir korku parçası vardı içimde. Görmezden geldim, henüz yeni başlıyorduk.
Arkadaşlar yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Tamam, yorum yapmaya üşeniyor olabilirsiniz ama yıldız tuşuna basmak bu kadar zor olmamalı :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçindeki Tehlike
Teen FictionDışarıdan sürekli derslerle ilgilenen ancak içindeki fırtınaları yansıtmayan sıradan bir kız. Arkadaşı yok denecek kadar az olan bu kızın hayatı düşünüldüğü kadar sakin değildi... Belki de bu nedenle arkadaşı yoktu. Sanmıyorum.