Multimedya Kerem. Bu arada bu hikayem diğer Watty hikaye kurgularından uzak bir kurguda içinde aşk,macera vs. Her şey var umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum çok önemli.
Kerem eve geleli iki gün olmuştu anca. O günleri hatırladıkça kötü oluyordu. Yine gelmişti aklına o iğrenç olaylar yüzünü buruşturdu ama olaylar aklına gelmişti yine. Gözünden bir damla gözyaşı döktü Kerem. Elindeki bardak gözyaşı ile yarışırcasına yere döküldü. Kerem anıların içinde boğulmaya başlamıştı. Anılar onu içine çekiyordu yavaş yavaş4 ay önce
Babası o gece fazla içmişti çünkü işten atılmıştı. Annesi ona yemek yemek isteyip istemediğini sormuştu. Babası ayakta zor duruyordu zaten yalpalaya yalpalaya annesine yaklaştı annesine tam vuracakken annesi elini tutmuştu. Babası sinirlenmiş komodinden beylik tabancasını çıkarmış ve tetiğini anında çekmiş annesini vurmuştu ablası da babasına karşı geldiği için vurulmuştu. Kerem,engel olmak istememişti bütün olanlara. O da babasına karşı gelmişti. Babası onu da vurmuştu ama o kurtulmuştu. Kaderi,onu kurtarmıştı. O yoğun bakımda yatmış kurtulmuştu fakat ablasıyla annesi kara toprağın altına girmişti. Bir kaç hafta sonra herkes Kerem'i unutmuştu. Babası hapsi boylarken, Kerem psikiyatri servislerinde yatmıştı. O minik boğucu hücrelerde kimse onu ziyaret etmemişti. Yapayalnızdı Kerem. Arkadaşları sadece boş duvarlardı. Hastane de dört ay yatmıştı. İlk iki ay hiç kimseyle konuşmamıştı. Kendisine verilen sakinleştirici ilaçlar ile uyumuştu. Sonraki iki ay ise boş duvar ve avize ile konuşmaya başlamıştı doktoru Sami Bey farketmişti bunu. Onu o boğucu hücreden çıkarıp daha ferah bir odaya yerleştirmişti. Kerem burada daha iyi olmuştu. Hemşireler ile konuşmaya başlamıştı azar azar. Hemşirelerden su yemek gibi ihtiyaçlarını isteyebiliyordu. Doktoru durumunun iyiye gittiğini söylüyordu. Doktoru Sami Bey onun bir hastane ortamında değilde bir ev ortamında daha iyi olacağını düşünmüştü. Kerem,biriktirdiği bir miktar para ile minik bir ev tutmuştu Kerem.
Anıların arasındakı o tabanca sesi Kerem'i,geçmişe götürmüştü. Annesinin ona son bakışı, babasının tetiği çekişi,ablasının çığlıkları...
Kerem gözyaşlarını sildi. Minik evinin balkonuna yürüdü. Küçük saksının içindeki sardunyaların arasında minik bir gündüzsefası vardı. Kerem o çiçeği yolmayı düşündü ilk başta. Ellerini gündüzsefasına yavaşça uzattı. Koparmaya değmezdi. Onu hayattan koparmaya ne gerek vardı ki? Hazır hayata tutunmuşken hem de.
Balkonundan denize baktı. Deniz adeta mavi bir çarşaf gibiydi. Kımıldamadan,sessiz,usul usul duruyordu deniz. Beyninden bir yerler onu dışarı yönlendiriyordu ama kesin bir adres vermiyorlardı ona. Kerem denize baktı biraz daha. Aklına yine o anılar gelmişti. Gözünden bir damla yaşın akmasına engel olmuştu bu sefer. Altındaki eski eşofmana ve bol sarı tişörtüne aldırmadan kapıya yöneldi. Mavi spor ayakkabılarını çabucak giydi. Trabzanlarda parmak uçlarını gezdirerek alt kata indi. Kolundaki saat 06:00'yı gösteriyordu. Denize doğru yürümek gelmedi içinden. Sebebsizce yürüdü,yürüdü. Sağındaki metro istasyonuna doğru baktı. Ayaklarını istasyona yönlendirdi. Kartını okuttu. Çıkan sesten geçebileceğini anladı. Turnikeden geçti. Banklardan birine oturdu. Solundaki bankta oturan kız elindeki deftere bir şeyler yazıyordu. Bir kaç adım ilerde iki öğrenci vardı sessizce aralarında bir şeyler konuşuyordu. Duvara dayanmış bir genç kitap okuyordu. Arkasına yaslandı. Gelen ilk metroya binme kararı vermişti beyni. Raylara baktı. Halbuki ne kadar mantıklıydı raylar. Uzun bir yolu ifade ediyordu hepsi bir yerde son buluyordu. Hayat da böyle değil miydi halbuki? Bir yerde başlayıp bir yerde bitiyordu. Yanındaki kız defteri kapattı. İleriye doğru baktı. Gözlerinden acı çektiği belli oluyordu kızın. Esen bir meltem ile çikolata kahvesi saçları yana doğru biraz savruldu. Tekrar defterini açıp yazı yazmaya başladı.
Ufak bir ses giderek büyüdü ve metronun geldiği anlaşıldı. İstasyondaki kalabalık sadece bir kaç kişiden ibaretti. Fakat metronun içinde birkaç kişi de vardı. İstasyondakiler metroya doğru yöneldi. Kerem koltuğa oturdu ve etrafı incelemeye başladı. Solundaki bankta oturan kız defterine yine bir şeyler yazıyordu. Bir ara gözlerini Kerem'e doğrulttu. Sonra tekrar defterine yazı yazmaya başladı. Kerem metronun camlarından dışarıyı izledi. İçi biraz olsun rahatlatmıştı. Ama sonra birden aklına iş bulma konusu geldi. Öğretmenliğe yeni atanmıştı halbuki. Olaylar olmasaydı bir hafta sonra sınava giricekti. Başını ovuşturdu Kerem. Metro durmadan,yorulmadan,hızla ilerliyordu. Metro bir istasyona yaklaşıyordu. Yavaşladı ve durdu. Kapılar hızlıca açıldı. Genç kız,Kerem'e bir kez daha bur bakış attı daha sonra elinde tuttuğu gizli defteri çantasına hızlı bir el hareketiyle attı. Fakat defteri yere düşmüştü. Kerem yerdeki defteri aldı. Kızın arkasından seslendi ama kız duymadı. Metrodan inmek için kapılara koştu ama kapılar çat diye kapandı yüzüne. Kerem'in dışarı çıkıp defteri sahibine ulaştırmasına izin vermediler. Kerem elinde tuttuğu defteri evirdi çevirdi daha sonra tekrar bir yere oturdu.
***
Metro bir istasyona daha yaklaşmıştı. Kerem kapıya doğru yöneldi. Metroda ki yaşlı adam, Kerem defteri aldıktan sonra sürekli ona iğneleyici bakışlar attı o adam iğneleyici bakışlar atmasaydı, Kerem birkaç istasyon daha gidecekti. Yaşlı adam Kerem'in arkasından birkaç söz bağırdı fakat Kerem hiçbirini duymamıştı. İstasyondan çıktı ve deniz kenarına yürüdü. Yol boyunca etrafına hiç bakmamıştı. Arnavut kaldırımlara bakarak yürüdü hep. Bir süre sonra kafasını kaldırdı. Küçük bir çocuk babasıyla balık tutmaya çalışıyordu. Kerem, yine anılara boğuldu. Ama sefer gözyaşlarına hakim oldu. Kafasını çevirerek yürümeye başladı. Pek kimsenin olmadığı bir köşeye oturdu elinde sımsıkı tuttuğu defter; eskimiş,kenarları yıpranmış ve kabı pullarla kaplıydı. Kerem ilk sayfasını açmaya çalıştı. Ama sonra hızlıca kapattı. Başkasının defterini karıştırmak istemiyordu. Ama merakına engel olamadı. Defterin kapağını yavaşça kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metro
RomanceKapılar hızlıca açıldı. Genç kız elinde tuttuğu gizli defteri çantasına hızlı bir el hareketiyle attı. Fakat defteri yere düşmüştü. Kerem yerdeki defteri aldı. Kızın arkasından seslendi ama kız duymadı. Metrodan inmek için kapılara koştu ama kapılar...