MULTİMEDYADA SARA VAR
-saraaa hadi kalk artık geç kalıyosun saat 9
Evet yine insanların beni küçümseyeceği bi güne uyanmak zorundayım.Ben sara yalçın ailemi bi trafik kazasında kaybettim bu yaşıma kadar teyzem ve evlatlığı hazalın yanında büyüdüm.Teyzemide geçen sene kaybettik hala acısı çok taze,hazalla beraber daha küçük bi eve çıkmak zorunda kaldık.İkimzde bi mağzanın satış elemanlığını yapıyoruz
-tamam kalktım on dakikaya hazırım
Hemen dolaptan siyah lakosu ve pantolumu alıp üstüme geçirdim.Sonra evden çıkıp otobüse bindik herzamanki gibi çok kalabalıktı ayakta durmak zorunda kaldık
-Patron yine çok kızacak kovmassa iyidir.
Hazalın Sesi endişeli çıkmıştı bu iştende kovulursak naparız bilmiyorum.bu güne kadar bi çok işten kovulduk daha doğrusu ben kovuldum hazalda bana destek olmak için işten çıktı.bu derin düşüncelerin içerisinden çıkaran bi ses duydum
-sara hadi yürü geldik
Hangi ara geldiğimizi fark etmemiştim,hemen otobüsten indim hızlı adımlarla yürüyoduk mağzanın kapısını açıp içeri girdiğinizde birden patronumuz murat bey önümüzde belirdi herzamanki gibi takım elbisesi çok şıktı uzun boylu mavi gözlü kirli sakallı bi adamdı
-Yinemi geç kaldınız yeter artık sizi..
Diye gürledi sesi çok kızgın geliyo hazal hemen sözünü kesti
-Özür dileriz bidaha olmıcak
Bizim patronumuz olması bize böyle bağırma hakkıni vermez topu topuna 1 saat geç kaldık tam ağzımı açıcaktımki bay takım elbise yani patronumuz bu lakabı ona ben taktım çünkü takım elbiseden başka bişey giydiğini görmedim
-Ooo kimleri görüyorum
Yüzündeki o küçümseyiş ve kızgın ifade yoktu artık onun yerini yılışık 32 dişini gördüğümüz bi gülüş vardı herhalde mağzaya gelen müşteri epeyi fiyakalı biriydi,bakmak için arkamı döndüğümde bi çift yeşil göz gördüm uzun boylu kirli sakallı biriydi yüz hatları çok güzeldi üstünde saks mavisi bi takım elbise vardı gömleği çok dar olmasada vücut hatlarıni belli ediyodu,oturup günlerce bu adamı izleyebilirdim .Hazalın kolumu dürtmesiyle baktığım adamdan gözlerimi çekebildim
-Neye bakıyosun 1 saattir yürüsene
Arkama baka baka müsterilerin bizi çağırdı yöne giderken bay takım elbise bana bakıp gel işareti yapıyordu hazaldan kolumu kurtarıl o yöne doğru yürüdüm
-Sara şurdaki rafları düzelt
Birden yüzüm düştü o gözleri güzel müşteriyle ilgileneceğimi sanmıştım.ismini bile bilmediğim adamın kabine girdiğini gördüm otarafa yaklaşıp elime koyu yeşil bi takım aldım ve kabinden çıkmasını bekledim 2 dakika sonra çıktı aynada kendine bakarken yanına gidip aynadaki yüzüne bakarak
-Bu size çok yakışacaktır gözlerinizin güzelliğini ortaya çıkarır
Yavaşça dönüp yüzünde çözmediğim bi ifade oluştu ama onla ilgilenmem onu rahatsız etmişti bana doğru birkaç adım atıp
-sen kim oluyosunuzda bana ne yakışıp ne yakışmayacağını söylüyosunuz senin gibi birinden fikir alıcağımımı sandın
Yüzüne küçümseyen bi sırıtış vardı
-Asıl sen kim oluyosunda benimle böyle konuşuyosun
Ağzımdan çıkanlara ben bile şaşırdım işte kendi sonumu kendim getiriyodum kısa bi kahka atıp aynaya baktı yüzünde soğuk bi ifade vardı
-bu mağzaya bidaha adımını bile atmıcaksın
Ne yani beni kovdurta bilirmiydi içime bi endişe kapladı kovulursam çok kötü olurdu bidaha iş bulabilirmiyidim bilmiyorum adamdan özür dilemek zorundayım ama burda çalıştığım için bana bu sözleri söyleyemezdi yinede hazal için özür dilemem gerekiyodu tam ağzımı açacakken elini kaldırıp
-özür dilemen bişey değiştirmicek
Ağızım açık kalmıştı adam sanki ben hiç yokmuşum gibi kabine girip kendi kıyafetlerini giydi ve mağzadan çıktı ama patronun yanına gitmedi herhalde bidaha yapmamam için beni korkutmaya çalıştı hem o kimki beni kovduruyo. Akşama kadar soluksuz müsterilerle ilgilendim eve gidip kendimi yatağa atmak istiyorum. Hazalın sesini duyar gibi oldum
-sara patrondan izin aldım çıkabilirmişiz
Herhalde bu gün duyduğum en güzel cümle buydu.hemen hazalın yanına gidip çantalarımızı toplayıp durağa geçtik otobüs tam 1 saat sonra geldi gelende tıklım tıklım doluydu neyseki bu seferki şöfor biraz hızlıydı otobüsten inip evin önüne geldiğimizde hazalın,anahtar arayaşını tamamlayıp içeri girdik evimiz 1oda 1 salondu ama bize yetiyordu mutfağa geçip, sandiviçle kahve yapıp yedik saat çok geç olmuştu ayıcıklı pijamalarımi giyip yatağima yattım ve kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım