Avutmalar

Avutmalar 2. Bölüm SON

Berk’in daha kaybedecek zamanı kalmadığından..

Nur: "Yoruldum oğlum biraz oturalım mı?" 

Berk: "Olur anne, oturalım.."

Masa’ya yakınlaştığında, Mehmet(baba’sı) alkışlıyordu, Berk ve annesini..

Mehmet: “Vay be! Benim yakışıklı oğlum büyümüşte anne’sini dansada mı çıkarırmış bak sen..” deyip gülümsedi.

Berk: “Baba, bari burda yapma, ben koskoca erkek oldum artık. Tabi ki, prensesimi dansa çıkaracağım!” deyince masada kahkaha rüzgarları esti.

Çağla bir kız arkadaşı ile salondan çıktılar.. Berk ise bir bahane bulup onun arkasınca gitmesi gerekti.

Berk: “Gençler siz eğlenin, ben biraz dışarı çıkıp hava alacağım bunaldım azcık. Geliceğim 10 dakikaya kalmaz.” Diyerekten, ailesinin razılığı ile dışarı çıktı.

Berk bu gece çok şanslıydı açıkcası, Çağla da düğün salon’unun önündeki bankta oturmuş arkadaşı ilr bir şey konuşuyordu.. Ve onlar Berk’in geldiğini fark etmedi. İstemeyerek kulak misafiri oldu..

Çağla: “İrem! Çok heycanlıyım o da burda, ellerim titriyor heycandan ne yapacağımı bilemedim onunla göz-göze geldiğimizde. Çok heyecanlıyım ne yapıcağım kızım?! Bir yol göstersene.”

İrem: “Sakin ol, kim orda? Anlatsana azıcık.”

Çağla: “Hani ben İzmir’e gitmiştim ya. İşte dönüş yolunda uçakta bir çocuk gördüm, çok tatlıydı ve çok yakışıklı.. Yolculuk esnasında hep bana bakıyordu, bende ondan etkilenmiştim, kaç haftadır o aklımdan gitmiyor. Ne tür bir illet bu böyle?”

Berk bunları duyunca şaşırmıştı, bir taraftan onu anlatınca, kızın her “O” diyişinde kalp atışları hızlanıyordu. Artık zamanı yoktu, yanına gitmesi gerekti ve cesaretini toplayıp hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi oraya gitti. İlk hiç görmemiş gibi yaptı ve sağa dönünce Çağla’yı görür gibi yapmış ve.

Berk: “Selam Çağla, seni yine görmek ne güzel. Seni burada göreceğimi hiç sanmazdım. Arkadaşına da Selam.”

Çağla: “Selam, aynen, evet. Bende çok şaşırdım seni burda göreceğimi hiç sanmamıştım.”

Berk: “Salona geçelim mi? Gelin ve damadın dansı olucakmış birazdan..”

Çağla: “Güzel olur, gidelim dedi..”

Gelin ve damat güzel romantik ve slow bir şarkıda dans ederken. Berk, Çağla’nın gözlerine bakıp elini tuttu..

Berk: “Gece’nın en güzel kızı bu dansı bana lütf eder misin?”

Çağla’nın gözleri gülmeğe başlamıştı.

Çağla: “Tabi, neden olmasın?!”

Berk, Çağla’nın belinden tutup dans’a başladılar. İkisi de öyle mutluydular ki, gözlerinden okunuyordu. Ve o an sözler yavaş-yavaş dillerden dökülmeğe başladı..

Berk: “Hep seni düşündüm biliyor musun? Seni ilk gördüğüm o dakikadan şu saniyelere kadar hiç aklımdan çıkmıyorsun, resmen “büyülenmiş gibiyim” ne oldu bana böyle? Diye çok sorguladım kendimi”

Çağla’nın yanakları kızarmıştı çoktan..

“Bende seni düşünüyorum o uçak yolculuğundan beri, hoşlandırmadır diye kendimi “avutuyorum” unuturum diyordum, ama olmadı yapamadım, çok denedim olmadı..”

Berk gülümsedi..

“Biliyor musun ben Aşk’a inanmazdım. Şimdiye kadar hiç bu hissi kimsede tadmamıştım. Neydi böyle.. Neyse, o havalimanindan sonra ben hep “avuttum” kendimi, aynı senin gibi düşüncelere kapıldım ama bir değil, iki değil. 2 haftadır seni düşünüyorum devamlı. Şimdi kollarımdasın, benim kadınım olmaya ne dersin? Benim hayatımın anlamı olmaya? Annem’den sonraki, prenses ve melek olmaya? Benim aşkımı tadmaya ne dersin?”

Çağlamutluluktan havaya uçacak gibiydi artık..

“Evet, evet, evet, bin kere, milyon kere evet ben sana aidim. İlk görüşte aşık ettin, kendine sıpa” yavaştan Berk’in burnunu sıktı.

Ve şarkı bitti, herkes alkışlıyor ve bunlar ise bir-birine sımsıkı sarılıyorlardı...

“Hiç bir zaman kendini avutiyim deme, her şey olacağına varır. İnsan kendisinin avutması bir nevi başkasına kötülük yaptığı gibi kendisine de, aynısını yapmaktadır. Yapmayın etmeyin derim..”

-Atilla Mamedov.

Şu Berk ve Çağla çiftini bir örnekalın, hiç tanımıyorlardi bir-birilerini ancak, kader onların yollarını kesiştirdi. Ve çok mutlular. Mutlulukarı gözlerinden okunuyordu kendilerinin...

SON.

Okuduğunuz için çok ama çok teşekkür ederim.