Kendini ifade etmek için öncelikle kendilik kavramına nail olmak gerekir..
Peki insanın "Kendi olması" nedir?
Ya da şöyle sorayım : Kendinize ne kadar yakınsınız? Zihni zifiri karanlığa hapsedilmiş, başkalarının "sen böyle düşün" dediği ve buna tepkisiz bir halde hayatın nemli bodrum katlarında yaşayan insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz ve böyle insanlarla dolu bu dünyada, kendinizde bile kendinizi bulamıyorken, başkasında kendinizi nasıl bulabilirsiniz? ya da bulabilir misiniz? Muamma ama imkansız değil. Aşk oyununda oscarlık performans sergileyenler bulduğunu sananlar sadece.. Milyarlarca insan, milyarlarca düşünce ve milyarlarca kişilik demek.. Bunların arasında farklı ülke yada farklı düşüncelere sahip insanları da elediğinizi düşününce ortaya pek dar bir yelpaze çıkıyor. Mesele "bulabilmek" değildir elbet. Kısmet deyip geçmek aslında kaderiniz haline geldiği için bu öğrenilmiş çaresizlik içinde en iyi (en mantıklı) olduğunu düşündüğünüz insana sarılmanız bir yabancıya sarılmak değil midir? Peki ya mantık aşkın neresine dahil? Sevmek, duygusal bağı mantığın tacizinden kurtardıktan sonra oluşturulabilirse anlamlanabilir bir süreç olabilir. Velhasıl hanımefendi ve beyefendiler, dışarısı elleri birbirine kenetlenmiş ama yürekleri birbirinden kilometrelerce uzakta olan insanlarla dolu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendilik Mertebesi
De TodoKimi insanlar kendi olur kimisi kendinden feragat eder. Hangisisin?