Find Yourself//J.B

On Yedi

Touch my soul adlı hikayeme bakarsanız sevinirim.
***
Justin beni bir kafeye getirdi.
"Güzel yermiş." diye mırıldandım.
Justin, "Öyledir." dedi ve gelen garsona siparişlerimizi verene kadar konuşmadan birbirimizi seyrettik.
"Sanırım buradan taşınacağım." elimle oynamaya başladım. "Çok uzak bir yere gideceğiz, babamın işi yüzünden."
Justin'e baktım. Gözleri yüzümü tarıyordu. "Şey, pekala. Konuşuruz değil mi?"
Gülümsedim. "Tabii." dedim. "Her gün konuşacağız."
Birazdan sıcak çikolatam geldiğimde soğuk havada üşüyen parmaklarımı ısıtmak için etrafına sardım.
Justin, "Jordan işini hallettim aslında." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı.
Gözlerim bu dedikleriyle şaşkınlıkla irşleşirken yerimde doğruldum. "Ne zaman? Nasıl?" diye çıkıştım.
Justin parmaklarını, uçları soğuk parmaklarıma getirdi ve elimşn üzerini okşadı. "CD falan yok." dedi. "Hepsi bir uydurmaca. Ayrıca buradan gidip yeni bir başlangıç yapacak olman beni mutlu ediyor."
Kaşlarımı çattım. "Ben..." kelimeler ağzıma bir türlü ulaşamıyordu. "Nasıl? Anlayamıyorum."
Justin sinirle, "Alçak herif seni kandırmış, olan bu. Onu bir güzel pataklayınca konuşturabildim."
Ağzımdan hayrat dolu bir inleme döküldü. Gözlerimi yumdum. Her şeyin bu kadar basit olacağını düşünmüyordum.
"Öyleyse... artık, özgürüm." dedim.
Justin önüme düşen bir saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Zaten hep özgürdün, güzelim."
Ona minnetle baktım. "Teşekkür ederim, Justin." dedim. "İyi ki varsın."
"Önemli değil..." diye mırıldandı Justin.
***
Bir saat sonra vedalaşmak için kapının önüne geldiğimde ona sarıldım. Yaklaşık bir hafta sonra taşınmış olacaktık. Bunun için mutsuz olsam da, içimden mutlu olacakmışım gibi hissediyordum.
Evin içerisine girdim.
×××
Kurguyu daha fazla batırmak istemiyorum. Birkaç bölüm sonra final yqpıp kitabı düzenlemeye alacağım. Teşekkürler;)