Yıldızsız gecenin karanlığında düşüncelerimde boğuluyorum. Annem ve babam boşanıyor. Reşit olmadığım için ayrı eve çıkamıyorum ve bu yüzden kimde kalacağıma karar veremiyorum. 'Yat zıbar' diyen iç sesimi dinlemek daha cazip geldiğinden uyumaya karar verdim.
Sabahın köründe mahkememi olur diye bir yandan sövüp bir yandan da geç kalmamak için elime geçen ilk şeyleri giydim. Merdivenleri ikişer üçer inerken düşmediğim içinde dua etmeyide unutmadım neticede imanlı kızım.
Hakimin zırvalıklarını dinledikten sonra annemle kalıcağımı söyledim mahkeme sonunda Zümra yanıma geldi. Bizimkilere birşey söylemeden salondan çıktım, bu ortamdan kurtulmaya ihtiyacım vardı. Annemin 'Tuana' diye bağırışlarını aldırmadım, onlar yüzünden bu haldeydik!
Kapıda bekleyen taksiye bindik. Kafamı cama yaslayıp gözlerimi yumdum sonsuzluğa yumar gibi. Mutlu olmak diye bişey yoktu aslında tebessümü bile mutlu olmak zanneden insanların uydurmalarıydı. Biz ise kuklaydık bu uydurmada, o anki psikolojiye göre oynatılıyorduk.
Zümra'nın dürtmesiyle geldiğimizi anlamıştım, etrafıma bakındım Saros' a gelmiştik. Burası canımızın sıkkın olduğunda geldiğimiz biryerdi. Uçurum kenarına oturup ayaklarımızı sallandırdık. Öylece bakıyordum boşluğa bakar gibi ve çaresiz gibi. Savaş'ın sesiyle irkildim. Yanımıza gelip oturdu;
-"Burda olacağınızı biliyordum" diyip elindeki biraları gösterdi, gülümsmeye çalıştım. Savaş üç senelik arkadaşım ama çocukluk arkadaşıymışız gibiyiz, Zümra ise çocukluk arkadaşım aslında herşeyim beni benden daha iyi tanıyor diyebilirim. Elindeki birlardan birini açıp bana diğerini ise Zümra'ya verdi. Kafayı bulduğumuz anlarda yaptığımız ekşınların sonunda arkamızı toplayan hep Savaş olurdu. Bu yüzden biz içerken o içmezdi. Elimdeki biraya bakıp bir yudum aldım.
-"Babam, annemi aldatıyor" dedim ve gözümden akan yaşlara engel olamadım. Usulca süzüldü yanaklarımdan çeneme doğru, anatacaktım herşeyi nefretimi ve içimde sakladığım günden güne büyüyen acımı.
-"Annemde babamı aldatıyor ve en kötüsüde ikisininde birbirinden haberi var." derken bir yudum daha aldım. İki çift şaşkın gözün üzerimde olduğunu hissederek devam ettim. -"Sürekli kavga ediyolar bundan nefret ediyorum." dediğimde Zümra bana sarılmıştı, buna ihtiyacım vardı. Yaklaşık beş dakika sarılı kaldıktan sonra ayrıldık. Ellerimle göyaşlarımı silip birayı elime aldım. Bu şişe bitmeli kafasıyla elimdeki birayı kafama diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM KENARI
Roman pour AdolescentsMutlu olmak diye birşey yoktur aslında, tebessümü bile mutlu olmak zanneden insanların uydurmalarıydı. Biz ise kuklaydık bu uydurmada, o anki psikolojiye göre oynatılıyorduk.