merhaba,yorumlarınız benim için çok önemli,yorum bırakmayı unutmayın lütfen. :)
2.Kahrolası bozuk biralar
Sabah o lanet olası alarmın tiz sesiyle uyandım.Saatin 8.30 olduğunu görünce önce bir duraksadım sonra bugünün cumartesi olduğunu hatırlayıp derin bir nefes aldım.Kış geldiğinde benim yataktan kalkma isteğimde kaybolmuştu.Daima rahat yatağımda kalıp rahat olabilirdim.Ah keşke!
Banyoya girip sıcak bir duş aldıktan sonra Grace uyanmadan ona güzel bir kahvaltı hazırladım.Bu saatte uyanması imkansızdı.Bunu bildiğimden kahvaltının yanına birde not yazdım.Bugün büyükbabamın bana bıraktığı eve bakmaya gidecektim.Belki biriktirdiğim paralarla odamıda dizayn edecek şeylerde alabilirdim.Tam bir mimarım değil mi...
Saçlarımı kurutup üstüme kalın bir şeyler giyip arabama doğru yol aldım.Bu arada sizi benim ikinci dostumla tanıştırmadım.Arabam Fıstık Ezmesi.Evet adı aynen bu.Birazcık külüstür ama beni çok iyi idare eder kendisi.Büyük ve geniş bir kamyonet.Ve içi hep fıstık ezmesi kokar.Fıstık ezmesini severim.
Elimde Bay Headshottan aldığım dosyalarla sıcak araba bindim ve yola koyulmaya başladım.Eğer ev yaşanılacak durumdaysa hemen taşınmayı düşünüyordum.Değilsede yavaş yavaş tamir edebilirdim.
Evi elime koyulmuş gibi buldum.Yalnız emin olmadığım şey ise evin bu kadar güzel olabileceğiydi.Büyükbabamında mimar olduğunu hatırlıyordum ama bu kadar güzel bir ev hayatımda ilk kez görüyordum diyebilirim.Orta büyüklükte dublex bir ev olmasına rağmen dış görünüşü gerçekten harikaydı.Daha fazla bekleyemeyerek evin içine girdim.
Evin içini dışı gibi beklemiyordum.Daha çok eski tarzda bir dekor hayal etmiştim.Büyükbabam beni şaşırtmıştı.Ev beklenilenin aksine oldukça ferah ve moderndi.Fazla eşya olmamasına rağmen oldukça bakımlıydı.
Annemi kaybettikten sonra büyükbabam beni görmek istememişti.Nedenini bilmiyordum.Onun nasıl bir insan olduğunu neredeyse hiç hatırlamıyordum.Ona bu evde ait olan tek şey evdeki küçük kütüphanelik olmalıydı.Orayı çalışma odam yapabilirdim.Hatta onun çalışmalarına bakabilirdim.Onu hatırlamaya çalışabilirdim.
Telefonumun cebimde titremesiyle bakıştığım kütüphaneliği kısa süreliğine bıraktım.Arayan Graceti.Başka kim olabilirdi ki?
"efendim Grace?"
"ne oldu eve gittin mi?nasıl bir ev?"
"evet evdeyim ve Grace bu ev müthiş,fazla eşya yok sadece kendime ait oda eşyaları almam gerekli ama"
"senin için sevindim o zaman biraz daha inceledikten sonra eve gel William bira almış sanırım bunu kutlamalıyız."
"aman tanrım bu sefer neyi kutluyoruz hamile misin?"
"oha,tabiki hayır.Yeni evini kutluyoruz."
"ha,tamam."(ehehehehe.)dedim ve telefonu kapattım.Grace bu kadar sevgi dolu olmasına karşın anne olmaktan korkuyordu.Kim bilir...Tanrım nasıl kim bilir evin içinde bağırarak ağlamaları kimin aklına gelse bu korkunç olur.Küçük sevimli yaratıklar.
Evin üst katına çıktığımda 3 tane odanın var olduğunu gördüm bunlardan bitanesinin kapısında bir yazı vardı.Yazıyı okumak için eğildiğimde gözlerimin ultra hipermetrop olmasından korktum.Kapının üstünde "Diana'nın odası yazıyordu" al işte.Aman tanrım.Sanırım ya ben kör oluyorum ya da büyükbabam benim için her şeyi düşünüp ölmüş.Ne diyorum ya ben?Çektiğim o kadar çilenin ardından bir evim ve benim adımın yazılı olduğu bir odam oluyor.Ben ne yapıyorum peki?Salak gibi ağzım açık odaya bakıyorum.İşte mantıksızlık başa bela.
Odanın içinde herhangi bir eşya yoktu sadece bir duvarında Hep güzel rüyalar gör yazıyordu.Görmeliyim diye düşündüm.Bu kadar şeyden sonra görmeliydim.
Oda oldukça büyüktü.İçinde birde banyo vardı.Benim için harika olan şey ise kendi banyomun olmasıydı.Grace ile aynı banyoyu kullanıyorduk ve her an basılma olasılığınız çok yüksekti o nedenle...
Evin kapısını kitleyip arabama doğru yürürken arkadan gelen bir sesle irkildim.
"Hey!"dedi biri.
"bana mı dediniz?"
"evet senden başka biri yok sokakta"dedi bay ukala kertenkele.Evet karşımda deve boyunda genç bir adam vardı.
"herneyse ne söyleyeceksiniz."
"eğer o eve bakmaya geldiysen boşuna gelmişsin,satılık değil."
"satılık olmadığını biliyorum ora büyükbabamın evi"dedim hüzünlenerek.Bay ukala devemsi kertenkele ise şaşkınla gözlerini büyüttü.Görseydiniz anlardınız çocuğun kocaman mavi gözleri vardı.Aslına bakarsanız Hollister mankenlerine benziyordu ama ukalaydı.Kim ilk tanıştığı insana bu kadar kaba davranırdı.Hıh.
"Sen Ben amcanın torunu musun?"Ben Amca mı dedi o.
"evet galiba."dedim emin olmayarak.Aynı adamdan mı bahsediyorduk acaba.
"Aman tanrım sen Dianasın."
"evet Dianayım sen benim adımı.."
"senden söz ederdi ,küçüklüğünden yani,ah bu arada kabalık yaptığım için üzgünüm.Ben Chris,memnun oldum."
"önemi yok,bende memnun oldum.Yalnız sen büyükbabamı nerden tanıyorsun?"
"yan evde kardeşimle beraber yaşıyorum,komşuyduk yani."
"anladım,neyse...Benim gitmem gerek tanıştığımıza memnun oldum Chris"dedim yalpalayarak.
"Burada mı yaşayacaksın?"
"evet yakın bir zamanda taşınmayı düşünüyorum fazla seçeneğim yok."dedim.Niye boş boş konuşuyorum ki?Neden bu kadar çok açıklama yapıyorum ...
"yardıma ihtiyacın olursa haber ver. Ben amcanın torununa herzaman yardım ederim"dedi gülümseyerek.
"tabi teşekkürler."dedim ve yürümeye başladım.Soğuktan popom uyuşmuştu.Neredeyse nefesim buz tutacaktı.Bu nedenle koşarcasına arabama yürüdüm.Biran önce eve gitmek istiyordum.
...
Eve vardığımda içeriden müthiş kokular geliyordu.Muhtelemen Willy enişte yine mutfaktaki hünerlerini sergiliyordu.Midemiz bayram edecekti anlaşılan.Eve geldiğimi belli etmek için şarkı söyleyerek içeri girdim.İkisi mutfakta harıl harıl yemek yapıyorlardı.
"heyt be!Kimin arkadaşları!"dedim dalga geçerek.İkiside kendileriyle övünmeye başladılar.Bende gülerek masa hazırlığına başladım.Ufak tefek birtakım şeyleri hallettikten sonra Willy eniştenin hazırladığı o mükemmel yemekle karnımızı doyurduk.Sonrasında ise Grace biralarımızı getirdi ve sıcak bir sohbete başladık.
"ee ev nasıldı anlatsana!"dedi Grace.
"Aslında ev..."birayı ağzıma aldığım anda Willynin suratına tükürmem bir oldu.
"Lanet olsun William kahrolası biralar bozuk!"diye çığlık attım.