merhaba,hikayeye açıklama yaparak başlamadığım için beni mazur görün lütfen,sıradan ama yaşanılası hayatını açıklaması için Diana Jay'i okuyun:)Yorum bırakmayı unutmayın lütfen:))
1.Yeni yaşına hoşgeldin
Tanrım bu ayakkabıları giymemin nedeni neydi?Parmak uçlarım tamamen morarmış olmalıydı.Öyleki sızıdan onları hissedemiyordum.Avukat Heather bilmem neyle görüşmek için bu kadar resmi mi gözükmek zorundaydım yani.Ne diyorum ben?Önemli olmasaydı o züppenin benle işi olmazdı.En azından bugünlük dayanmalıydım.
Avukat Heather'ın ofisinin tanıdık tıraş losyonu kokusu beni çileden çıkarsada sessizce bekledim.Sonra ismimi tiksinerek söyledi ve içeri davet etti.Beni sevmemesinin onlarca nedeni vardı.Bunlardan bitanesi ona headshot dememdi.Tanrı aşkına o koca parlak kafasına başka hangi isimi takabilirdim.Ehehe.
Boğazını temizlemesiyle irkildim.Açıkca "çabuk bitirelim ve buradan defol" demek istiyordu.Gülümsedim.Bende burada durmaktan çok memnun değildim.O nedenle hemen söze girdim:
-Evet Bay Headsh...ıhım (kahretsin.)Bay Heather?
-Bayan Johnson öncelikle belirtmeliydim ki bu söyleyeceğim şey gerçekten iyi bir haber.
-Sizden iyi bir haber duymak benim için güzel bir duygu.Sanırsam.
-Neyse birkaç ay önce elime geçen dosyalara göre büyükbabanız Bay Benjamin size bir miras bırakmış.
-Büyükbabam mı?Bana mı?
-Evet Bayan Johnson size.
-Aman tanrım!Peki bana ne bırakmış?
-Evini .
-Büyükbabam evini miras olarak bana bırakıyor ve siz daha yeni mi söylüyorsunuz! dedim bağırarak. O jigolo kılıklı herif bunu haketmişti.Sakinleşmek için bir süre bekledim.Sonra tekrar konuşmaya başladım.
-Büyükbabam ne zaman vefat etmiş?
-Yaklaşık 3 hafta önce ve yeterli süreyi bulamadığımdan size habe..
-Herneyse nereyi imzalamam gerekiyor?
-Şurasını ve şurasını.Bu da evinizin anahtarı.
Elime tutuşturduğu anahtara baktım.Gerçek mi diye iyice sıktım.Gerçek olduğunu anlayınca bağırmaya başladım.Utanç verici biliyorum.
"Aman tanrıııım!"
Bay Headshot'ın yanından ayrıldıktan sonra ayaklarımın acıdığını unutup koşarak merdivenlerden inmeye başladım.Çıkış kapısına gelinceye kadar hala aklım başımda değildi.Sekerek yürümeye başlayınca dank etti tabi.Daha fazla dayanamayacağımı anladığım zaman taksiye bindim ve evimin tarifini verdim.Eski evimin yani.
En yakın arkadaşım Grace'in evinde kalıyordum.En kötü zamanımdan en iyi zamanıma kadar yanımda olan tek insan o ,sahip olduğum tek insan aynı zamanda.
Eve vardığımda topuklu ayakkabıları çıkarıp elime aldım ve koşmaya başladım.Bu haberi ona ne kadar hızlı verirsem o kadar çok sevinebilirdim.Evin kapısınıda hızlıca açtım ve içeriye daldım.Bağıra bağıra ve üstümdeki kıyafetleri fırlatırcasına çıkartarak mutfağa girdim.Grace evde olmalıydı ama ses gelmiyordu.En son üstümde etegim ve yarısı çıkarılmış gömleğim kalınca salona girdim ve
"Süpriz!"
Tabiki çığlık atarak odama koştum.Hemen üstüme bişeyler giydim ve geri döndüm.Bu utanç vericiydi.Ya oraya bornozla çıksaydım?Neyi kutluyorduk ki?Deli Grace hep kutlayacak bir şey bulurdu.Keşke haberim olsaydı en azından soyunarak girmezdim oraya.Gerçekten asıl deli ben olmalıydım.