Bir perşembe günü, beni ne kadar zorlayabilir ki... En azından sadece arkadaşımla konuşmak için dışarıdaydım. Ama hesap etmediğim bi şekilde gerizekalı bi çocuk araya girdi. Sinirlerimi bozan şey ise canımın yanmasıydı. Selinle konuşmak için okuldan çıkıp, selinle beraber can acısı çekmiştim. Her şey o çocuğun suçuydu. Ve bunun acısını çekmeliydi. Çok kısa saçları vardı ve ben buna rağmen canını acıtmayı başardım sonra pişman olacağını bilemezdim bu yüzden gözünden yaş gelene kadar ona bi cadılık yaptım. Sinirim biraz geçince selinle bu çocuğun kim olduğu konusunda konuşmaya başladık çünkü abartmıştım ve sonra pişman olmuştum. Bilmiyorum belki de... Hayır. Olamaz. Bu çocuk yakışıklı değil ve sarışın da değil.
Fakat o çocukla bir şekilde iletişime geçmek istedim bu sebeple teneffüste gidip ondan Özür dileyecektim. Yaptım da ama sonrasında yanından ayrılmak istemedim konuşacak bişeyler bulmam gerekiyordu o ise işinin olduğunu ve gergin olduğunu belli ediyodu .
Ben bu çocuğu daha önce okulda görmüştüm. Hatta daha önce de bana bakarak bi arkadaşına bişeyler söylediği için ona çok gıcık olmuştum.Bu sıralarda onunla çok vakit geçirmek istedim. Bana etrafimdaki bütün insanlardan daha yakın ve sevgiyle yaklaşmıştı. Değişik bi insandı o ve okuduğum kitaplardaki çocuklar gibiydi ilgimi çekti belki de hoşlanmistim ama olamazdı. Bu çocuk çok garipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğum...
ChickLitİki genç. Oldukça saf ve hayatında aksiyon olmayan, ailesinden ve derslerinden başka ilgilendiği işi olmayan bir genç kız ve hayatı aksiyondan kurtulmayan, hayatı çok da umursamayan bir erkek...
