2 Bölüm "NO LOVE! NO COMPASSION! YES REVENGE! YES HATRED!"

53 8 4
                                    

HEY MERHABA! YENİ BİR BÖLÜM DAHA. :) UMARIM BEĞENİRSİNİZ. VE BU ARADA, YAZIM HATALARI OLABİLİR. SİMGE DEĞİŞİKLİĞİ FALAN. AMA KUSURA BAKMAYIN LÜTFEN. İYİ OKUMALAR, BÖLÜM ŞARKISI MULTİMEDİA'DA VAR. AMA AÇAMAZSANIZ ; "ONE DİRECTION - TEENAGE DIRTBAG"

-NO LOVE! NO COMPASSION! YES REVENGE! YES HATRED!

"Yeni yıla son dakikalar! Dilek tutun!" Mor ineğin tiz sesi kulağıma dolarken acıyla inledim. Ne! Gerçekten çok bağırdı ama! Ve birde ben gitmeliydim. Evet çünkü iğrenç birşey bu! Yeni yıpa girmek! "Ah hayır lanet olsun ben gitmeliyim." onları beklemeden çantamı alıp, koştum. Yağmur mu? Ah hadi ama. Pardon burda bildiğiniz tsunami olmuş gibi. Hadi ama Londra! Buda neyin nesi Tanrı aşkına! Biri kolumu tutup beni kendine çekmeseydi bu suda boğulabilirdim. Evet çünkü sel gibi birşey olmuştu. Hadi ama ne çabuk! Lanet olsu- Tanrım bu ela gözler... Kırmızı veya pembe arasında kalmış bir renkte dolgun dudaklar.. Uzun kirpikler.. Ve koku. Muhteşem. Hadi ama bu o! Sus Effie! O senin düşmanın. Aşk yok! Sevgi yok! Şefkat yok! Yakınlaşma yok! "Düşüyordun Jessica." Ve bu ses.. Tamam ona düşüncelerimi kestiği için boğmuycam. Hadi ama ondan tiksiniyorsun sen Jessica! Pardon Effie. Tebessüm ettim. Karşılık verip, içeri girdim. "Ve sende beni kurtardın Superman!" İçeri girdiğimde büyük yeni yıla 1-2 dakika öne girdiğimizi anladım. Tanrım evet onun kollarının arasında yeni yıla girdim! Tiksinç. Veya değil. Tanrım sus Effie! İçeri geçip koltuklara oturdum. Birkaç saat boyunca burda onlarla vakit geçirdik. Orda işim sadece oturmaktı. Ve yapılan esprilere gülmek. Saatin geç olduğunu fark ettim. Zaten Perrie sürekli bana bakıp ‘burdan defolun’ dercesine bakıyordu. Bunu anlamamak hiç de zor değil. Onun bana öyle baktığını gördükçe daha da kalmak istiyordum. Onu çıldırtmak !! Hemde eğleniyordum burda. Fazlasıyla ! Gülüşmelerden sonra ortalığı bi sessizlik kaplamıştı. O sırada gözüm Alison’a kaydı. Tanrım Harry’ye bakıyordu. Bu olamaz. Her neyse Ali’nin böyle bir şey yapmayacağından eminim. “Eee Ash artık kalkalım mı?” sözcüklerimle sessizliği bozmuştum. “İyi olur” diye cevap verdi Alison. Ayağa kalktık ve kapıya doğru yöneldik. Hepsiyle el sıkıştık. Ama Louis bunun ‘fazla ciddi’ olduğunu söyledi. Bu yüzden sarıldık. Her yılbaşında kar yağardı bu sefer yağmur. Evimiz yolun karşısındaydı ama elbiselerimizde kuru yer yoktu. İkimizde duş alıp kurulandık. Kahve yapıp oturduk. “Ah Tanrım keşke kalkmasaydık” dediğimde Alison bana eline gelen ilk yastığı fırlatıp "Dengesiz" deyip güldü. "O cadı isteğine ulaştı ama" "Ne?" "Perrie’yi diyorum!!" "Off Effie" "Ne? Gitmemiz için bana sert bi şekilde bakıyordu." "Onu kıskanıyorsun." "NEE?!!? Hayır, asla." "Ahaha. Evet, onu kıskanıyorsun." "Neden? Neden kıskanacakmışım onu?" "Çünküüüü Zayn’in sevgilisi" " Iyy. Onla nasıl çıkıyor anlamıyorum. İkisindende tiksiniyorum!!" "Hıhı tabi." .. Ona bana attığı yastığı geri attım. Böylece yastık savaşımız başlamıştı. Sabah kalktığımda koltuktaydım ve Alison’da karşı koltuğumda. Yanına gidip birkaç kez dürtükledim. Fakat uyanmadığı için geri kalan tek şeyi yaptım. Evet doğru tahmin. 1 Sürahi buzlu suyu kafasına boşalttım. Zafer! Uyanmıştı! Sinirle bana bakıp, kaşlarını çattı. "Effie!! Ne yapıyorsun Tanrı aşkına?!" Kıkırdayıp cevapladım, "Mm, uyansaydın böyle olmazdı prenses!". Cevap vermesine izin vermeden, bahçeye gittim. Çiçeklerime bakıp, tohumlarını düzeltiyordumki arkamdan gelen soğuk bir ıslaklıkla savaşın başladığını anlamıştım. Savaş diyorum, çünkü Alison hortum ile beni ıslatmakla meşgul. Ben mi? Diğer hortumla ona eşlik ediyorum! Hadi ama kendimi ıslatacak kadar salak değilim. Karşılık desek daha doğru olur. Kendimizi öylesine kaptırmıştık ki, şu çakma sarışının bize seslendiğini anlamamıştık. Fazlasıyla üşümüştüm ve bu çakmaya şükretmeliyim. "Hey! Ashley, Jessica!" ona dönüp 'Ne?' dercesine bakış attım. "Ah merhaba Niall. Bir sorun mu var?" Ah evet, Alison benden her zaman daha kibardır. Çünkü o bir İngiliz. Ben ise Amerikan'ım. Çünkü onun terbiye alacağı bir ailesi var ben ise.. Her neyse. "Ah evet. Sorun değilde, sorum var açıkçası. Akşam bir parti vereceğiz. Gelmek istersiniz diye düşündük. Ne dersiniz?" Mm, bir parti ha? Alison'a sormadan cevapladım "Kim hayır diyebilir ki dostum. Kesinlikle evet!" Tamam kibar olamıyorum. Aklınıza sokun K-İ-B-A-R O-L-A-M-I-Y-O-R-U-M! "Öyleyse harika! Akşam 9'da Sterling Club'ta." Onu onayladıktan sonra gitti. "Mm hemen kabul etmeler, biraz daha kalmak istemeler, Perrie'yi kıskanmalar! Effie neler oluyor? Ahahah." Ah hayır. İntikam sonuçta dimi? O yüzden bunlar yani. "Asla Ali! Asıl sana neler oluyor? Harry'e bakışların! Tanrı aşkına aşk yok! Sevgi yok!"

BÖLÜM SONU. :) YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN. SINIR KOYMUYORUM. :) SİZİ SEVİYORUZ. XX

-ZEYNEP, ZEHRA. 

Revenge Or LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin