WonHo ellerini hissettiği yumuşak şeyden çekip gözlerini ovdu ve esnedi, fazlasıyla rahat ve yenilenmiş hissediyordu.
Her zaman ki dağınık yatma özelliği bugünde kendini göstermişti,kafası yastıktan çok uzakta duruyordu.
Bir kaç saniyelik o güzel histen sonra her şey karardı,başına müthiş bir ağrı girmiş ve şakakları zonkluyordu.
Etrafa bakıp her durumda yedekte bulundurduğu ağrı kesicileri aradı ama odanın kendi odası olmadığını farketti, burası HyungWonundu,yatakta yan tarafa baktı ve zayıf bedene baktı, dün gece olanlar aklına geldi ve kıpkırmızı oldu.
Ama baş ağrısı daha ağır geliyordu,ilaçların bulunduğu plastik kutuyu açıp ağrı kesiciyi içti, ve arkasında ağrı hissetmediği için diğeri için yiyecek bir şeyler su ve hapı tepsiye koydu.
HyungWon mîrıldanarak doğruldu,uşümüs olacak ki örtüyü üstüne çekti, WonHoya baktı bir kaç saniye.
"Günaydın."
"Günaydın a-"
"Lanet olsun senin burada ne işin var?!"
HyungWon yastığını kavrayıp WonHonun başına defalarca kez vurdu,WonHo Onu ifadesizce izlerken iç çekti.
"Acımıyor."HyungWonun gözleri doldu.
"Ama benim acıyor!Bunu nasıl yaparsın?!"
"Önce sen başlattın!"
"Siktirip gidemedin mi?!Aish!"
HyungWon ağlamaya başlarken WonHo tepsiyi onun kucağına koydu.
"Gidemedim...çünkü beni sevdiğini söyledin. "
HyungWon pirinç dolu kaşığı ağzından boş bir şekilde çıkarıp gözlerini sildi,hazır değildi ama WonHo yine de sordu.
"Dün gece...ciddi miydin?"
"Ne değişecek ki?Bir erkekten hoşlandığını insanlara soyleyebilecek misin?"
WonHo bunun ne demek olduğunu iyi biliyordu ve hayır bunu yapacak cesareti yoktu ama bu çocuğu seviyordu.
"Shin WonHo cevap vermeyeceksen git."
WonHo başını sallayıp etrafta giysilerini aradı, boxerını geçirdi ve pantalonuyla gömleğini de giyip ceketini koluna aldı, HyungWon sessizce onundekileri yiyordu.
WonHo hiç bu kadar uzulmedigini hissederek küçük iki oda evden çıktı,HyungWon o gittiğinde hıçkırıklara boğuldu,başını yatak başlığına
yaslayıp yanağına ve opulmekten şişmiş dudaklarına akan yaşları sildi.Bu küçük evde yalnızdı çünkü ailesi köyde yaşıyordu ve bir kaç gün sonra onların yanında olması gerekiyordu,üniversite sınavının sonucunu bekleyecekti,eğer üniversiteside WonHodan farklıysa artık görüşmeleri için sebep yoktu.
Artık mezunlardı.
WonHo kafa dağıtmak istiyordu ve böyle zamanlarda arayabilecegi iki kişi vardı, biri HyungWon diğeri KiHyun.
KiHyun bu gece barda çalışacağı için onu bara davet etti,WonHo gün boyu salak gibiydi,HyungWon onu bir kaç kez aramıştı ama açmadı ve bara gitti.
WonHo bar sandalyesine oturdu ve KiHyunun önüne koyduğu viskiyi eliyle itti.
"Bir daha içmem hayatta içmem."
"Noldu dün gece?"
"HyungWon ve ben...yattık."
"Bir dakika sen ciddi misin?!Bu-bu komik değil."KiHyun gülmeye çalıştı ama WonHonun gülmediğini farketmişti.
KiHyun kendi kendine bir şeyler mirildanip ona döndü.
"Siz arkadaştınız ama..."
"Dostum noluyor?"
WonHo ona bakıp yüzünü buruşturdu,buna pek mutlu olmuş görünmüyordu.
"Jooheon onu sevmiş,bunu ogrenirse..."
"Onu sevmesi farketmez,HyungWon bir kaç gün içinde köyüne geri dönecek."
"Yanlış biliyorsun bugün gece uçuşuyla dönecek."
"Ama bana haber vermedi."
"Seni aradığını söyledi bana."
"Lanet olsun!"
WonHo ayaklandı ve saatine baktı, gece uçağının kaçta kalkacağı hakkında bir fikri yoktu, sorar gibi KiHyuna baktı.
"Kaçta kalkacak?"
"Saat 11.45te."
Saat henüz 11 olmasına rağmen havaalanı pekte yakın sayılmazdı ve arabası olmadan en az 30 dakikada oraya ulaşabilirdi,KiHyun ona eski model arabasının anahtarlarını attı.
"Sana et alacağım dostum."
Koşarak bardan çıktı ve arabaya binip çalıştırdıktan sonra gaza yüklendi,HyungWonu bulması gerekiyordu,onu kaybetmek istemiyordu.
Gay olduğunu kabullenmiyordu çünkü onu seviyordu,sadece onu seviyordu diğer erkeklerin vücutları onu ilgilendirmiyordu ama kadınlarında.
O sadece HyungWonu arzuluyordu,ona hergün dokunabilmek istiyordu.
Yüksek hız yaparken polise yakalandı ama durmadı havaalanına gidip park edilmeyecek yere park etti ve HyungWonun uçağını aradı.
Guvenliklere sorarak yerini buldu,HyungWon telefonuna bakarken girişin ucunda duruyordu.
"HYUNGWON!"yüksek sesle bağırıp ona koştu ve sarıldı, nefes nefese kalmıştı.
"WonHo sen nasıl? "
"Gideceğini niye söylemedin."
"Günler önce söyledim ya!"HyungWon romantik havayı bozup onun başına okkalı bir tokat geçirdi.
WonHo çekilip ona bozulduğunu belli eden bir bakış attı.
"Burada kal, beraber yaşayalım."
"Ev arkadaşı mı ?"
"Hayır sevgili, sevgilim ol HyungWon."
"Shin WonHo bir gay öyle mi?"
WonHo onun belini kavrayıp gülümsedi,dudakları dudaklarına sürttu.
"Shin WonHo yalnızca seni seviyor."
HyungWon kıpkırmızı kesildi.
"Bende Shin WonHoyu."
WonHo gülümserken arkasından çekildiğini hissetti,bir süre sonra iki güvenliğin kolundaydı.
"Polis takibindeymişsin seni onlara teslim etmeliyiz."
WonHo nedense mutlu hissediyordu,HyungWona göz kırptı.
"Bu actionlu hayata hazır mısın? "
"Pekala hazırım."
Güvenlik WonHoyu havaalanından çıkarırken HyungWon onu bavullarıyla takip etti.
Onları nelerin beklediğini kim bilebilirdi?
Baya yüklü bir trafik cezası dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunk!-hyungwonho 🔚
Fanfic"Lise bitince sarhoş olacağız.Mezuniyette" HyungWon serçe parmağını uzattı ve WonHo güldü. "Ilkim olacak." "Benim de öyle." WonHo gülmeye devam ederken başka bir konuya geçildi. Mezun oldukları günün ertesinde ikisi de zonklayan kafalarını tuta...