-Ahh sanırım defterimi kimya sınıfında unutmuşum.Burda bekle Emily.Hemen alıp gelirim.
E: Çabuk ol fırtına çıkmak üzere
Koşarak okula girdim ve ve kimya sınıfına hızla ilerledim.Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara kalbimi acıttı.Şaşırmış ve bir o kadar da kırılmıştım.Hoşlandığım çocuk olan Tom ve onun şu ana kadar en yakın arkadaşı olduğunu sandığım Bonnie öpüşüyorlardı.Gözyaşlarım durmuyordu.Beni görmemişler ve hala devam ediyorlardı.
Bir anda nefes alamadım.Ciğerlerim çekilmiş sanki çalışmıyorlardı.Göğsüme biraz hava girmesi umuduyla nefes almak için çırpınırken ses çıkarmış ve yere yığılmıştım.Gözlerim kapanıyor açılıyor.Ellerim göğsümün üstünde nefes alabilmek için tırnaklıyordum.
Birden Bonnienin göğsünde yatıyor şekilde buldum kendimi.Kafamı göğsüne bastırdı ve ellerimi sımsıkı tuttu.Ellerini sıkıyordum.
B: Benimle nefes al sakin ol Jenny.Nefes alışımı hisset
Sesler kulağımda yankılanıyordu ama birkaç net kelime seçebiliyordum.
T: İlacın varmı Jenny??
-Çan-ta çantamda..
Sağ tarafıma düşmüş ve içindekiler yere dökülmüştü.Gözlerimin önünde küçük noktalar beliriyordu.Aniden ciğerlerime giren taze havayla kendime geldim.ilacımı elime alıp içindeki havayı sömürürcesine üç dört defa ciğerlerime sıktım.
T: İyi misin?
-Ahh iyiyim teşekkür ederim dedim Bonnie'ye dönerek.
B: Kardeşim de astım hastası krizler geçirdiği için ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Kafamı salladım.Ve Tom'un kalkmamız için uzattığı elini aynı anda tuttuk ve ayağa kalktık.Etrafıma baktım ve çantamı toparlayıp sınıfa girdim.Defterimi ufak bir arayıştan sonra buldum ve dışarı çıktım.
- Tekrar teşekkürler
B: Önemli değil
T: Eve gitsen iyi olur fırtına çıkacak gibi
-Evet gidiyorum hemen
Koşarcasına adımlarla okuldan çıktım.Ve derin bir nefes aldım.Gökyüzünü kara bulutlar çevirmişti.Ve rüzgar delicesine esiyordu.
E: Nerede kaldın seni çok merak ettim.Fırtına çıkmak üzere hemen eve gitmeliyiz
-Üzgünüm hadi hemen gidelim.
Emily basamaklarda duran beni elimden tuttu ve koşmaya başladı.Okulla evin arasında kısa bir uzaklık olduğu için şanslıydık.Emily yan komşumuzdu.Aynı anda anahtarla kapıyı açıp içeri girdik.
-Annee! Ben geldim.
A: Hoş geldin tatlım
-Hoşbulduk.Yine fırtına çıkacak gibi.
A: Evet hadi odana çıkıp hemen üstünü değiştir ve aşağı gel seninle birşey konuşmalıyım.
-Ne konuşacağız? Hem babam nerde?
A: Sen gidip giyindikten sonra anlatacağım.
-Tamam gidiyorum.
Odama çıkıp eşofman altımı ve üstüne beyaz dar kısakollu tişörtümü geçirdim.Uzun sarı saçlarımı dağıtıp teleonumla birlikte aşağı indim.Salona geçtim annem oturmuş anlaşıldığı kadarıyla beni bekliyordu.Tam karşısındaki koltuğa oturdum.
-Ne konuşacağız?
A: Bu konuşmadan hoşlanmayacağını biliyorum ama bir an önce söylemeliyim.
-Anne uzatmadan söyleyebilirsin
A: Tatlım taşınmamız gerekiyor.
-Yine mi? Daha buraya taşınalı altı ay bile olmadı anne!
A: Biliyorum ama gitmeliyiz tatlım en kısa zamanda!
-Siz gidin ben biryere gelmiyorum. dedim ve sinirle ayağa kalkıp annemin seslenişine aldırış etmeden hızla sahile doğru koşmaya başladım.
Bugün olanlar fazlaydı.Hayallerimin erkeğini en yakın arkadaşı ile birlikte öpüşürken yakaladım.Krizim tuttu.Ve şimdide taşınma işi.Yeter artık!
Rüzgarın arkamdan estiğini hesaba katarsak çok hızlı koşuyordum.Sokaklarda nerdeyse kimse yoktu.Ve şiddetli bir fırtına çıkacak gibiydi.Açıkçası umurumda da değildi şu durumda.Hayatım mahfoluyordu.Denize karşı durdum.Dalgalar çok güçlü vuruyordu kıyıya.Rüzgar sürekli arkamdan eserken sahile gelince suya doğru esmeye başladı.Sanki beni denize sokmak istiyordu.
Biraz yürümenin iyi geleceğini düşünerek sahil boyunca yürümeye başladım.Bir anlığına belkide bir saniyeliğine gözümü inanılmaz bir mavi ışık kapladı.Ve sonrasında kulağımı dolduran inanılmaz gök gürültüsü beni ürküttü.Rüzgar öldürürcesine delice esiyor ve dalga boyu metreleri aşıyordu.Sanki tsunami gibiydi ama değildi.Su çıldırmış gibiydi.Suya göz gezdirirken bir anda gözüme takılan bir siyahlık çarptı.Suyun içine batıp çıkıyordu.Biraz daha dikkatli bakınca bunun bir insan olduğunu farkettim.
-Heyyyy!!!
+Yardımmmm edinnnn!!!
Kafası suya girip çıkıyordu.Düşünmeden suya doğru ilerledim ve eşofman altımı çıkarıp suya atladım.Dalgaların aksine suda çok rahat yüzüyordum.Ve bunun nedenini bende bilmiyordum.Biraz yüzdükten sonra çocuğa ulaştım.Göğsünden tutup kıyıya sürüklemeye başladım.Ama çocuğun bağırmasıyla karşıma baktığımda yaklaşık 10 metrelik dev bir dalganın bize doğru geldiğini gördüm.Bundan asla kurtulamazdık.Çocuğa sıkıca tutundum.Ve kıyıya çekmeye devam ettim.Ama dalga bizden 5 kat daha hızlı geliyordu.Aramızda yaklaşık 10 cm kaldığında gözlerimi sıkıca kapattım.
Bir anda ne olduğunu anlamadığım bir mavi ışık siyah görüntüyü kapladı.Bir kadın görüyordum.Mavi kıyafetler içerisinde kanatları olan bir kadındı.Peri gibiydi.Bana elini uzatıp gülümsedi.Tereddüt ettim ama elini tuttum.Gözlerine bakınca göz bebeğinden yayılan mavi ışığın vücudumu sardığını ve bana kuvvet verdiğini hissettim.Gözlerimi açtım dalgayı tam karşımda gördüğüm an o kuvvetle sağ elimi kaldırdım.Ne yaptığımı bilmiyordum.Ama metreler boyu olan dalga karşımda suya gömüldü.Yaptığım şey karşısında hayretle elime baktım.Bunu ben yapmıştım.Bunu biliyordum.Çocuğun sesiyle kendime geldim.
+Ahh!..
Onu hemen kıyıya götürdüm.Ve kumlara yatırdım.Gözleri açıktı.
-Sen kimsin? Bu fırtınada orada ne işin vardı?
Çocuk yardımımı almadan kumların üstünde oturdu.Ve bana hayretle baktı.
+Sen son su bükücüsün!
-Neyim?!!!..
EVET KAYIP KRALLLIK İLK BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ.OY VERİP YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM.RESİMDE JENNY VE SUDA BOĞULAN ÇOCUK VAR . ADINI HENÜZ SÖYLEMEYECEĞİM :) ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP KRALLIK (ASKIDA)
FantasiaSıradan bir hayatı olan Jennifer'ın geçmişiyle ilgili öğreneceği hayatını tam anlamıyla değiştirecek olağanüstü gerçeklerle yüzleşmeye hazır mısınız?