Mutlu Sonsuz

Okul Günü

Sinıfa ilk girdiğimde gözler tabikide ustumdeydi.
"Boş yer var mı?" diye sordum.
Saçları siyah, uzun boylu,hafif esmer bir kız yanıma gelip "Hoşgeldin. Şu sıra boş, oraya oturabilirsin." dedi. En arkanın bir önünde oturacaktım. Zaten önlerse oturmayı pek sevmezdim. Oturdum ve yanıma kumral saçlı hafif kilolu ve gayet güzel bir kız gelip elini uzattı. "Hoşgeldin benim adım Celile." deyip çantasını arka sıraya koydu. Bir kaç kişiyi gözüme kestirmiştim. İlk bakışta insanların nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayan bir tip değildim. Biraz fazla önyargılıydım. Son derse girdiğimizde yanıma Berfin adında bir kız geldi. Sınıftaki pek çok kişi o kızdan nefret ediyordu. Sebebini bilmesemde selamlaşıp yanima oturdu ve kısaca sohbet etmeye başladık. Ders ingilizceydi ve benim ingilizceyle aram iyiydi. Ortaokuldayken en yüksek dersim ingilizceydi tâki öğretmenim değişene kadar...
8. sınıftaki öğretmenim sınıftan 2-3 kişi seçip diyaloglari okutup servest bırakırdı ve biz tüm sene boyunca hiç bir şey öğrenememistik.
Dersin sonuna gelmiştik ve zil çalınca eve gittik. Evdeki herkes okuldaki ilk günümün nasıl geçtiğini sordu ve hepsi aynı cevabı aldı. "SIKICI..."
Yemek yedikten sonra odama geçtim ve telefonum çalıyordu. Arayan en yakın arkadaşım Gamze idi. Telefonu açtığımda ağlıyordu. Aklımdaki o kötü düşüncelerden sonra "Noldu?" diye sordum. Yurtta kuzeniyle birlikte kalıyordu. Ama anlaşamıyorlardı. Ben geldikten sonra gidecek bir yeri kalmamıştı. Beni özlemişti. Ayrılalı 5 gün olsada bende onu çok özlemiştim. Ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Telefonu babam aldı ve biraz konuştuktan sonra Gamze'nin sesi iyi geliyordu. Yaklaşık 2 saat konuştuktan sonra telefonu kapatıp uyuduk.