Bu gün gök kan ağlıyordu güneş o kapkara halinden daha da karaydı.
Sonra bağırdı melis
Melis
-Mert dur. Yapma..
Mert
- Çekil yolumdan melis canını yakmak istemiyorum..
Mert melis i dinlemez kılıcı kalkanı ve zırhını kuşanıp yola çıkar..
Vardığında mağra girişini bekleyen 2 tane zodgampol. Merte saldırır mert kılıcını çeker ve ikisinin de birer hamlede boynunu kopararak mağaraya doğru koşar....Bu sabah herşey yolundaydı. Tam vaktinde kalkmış uykusunu tam olarak almıştı.
Fakat arkadaşları mete ve emre erken kalkmıştı, o yüzden mert yine geç kalmıştı.
Mertin acil çıkması gerekliydi annesien seslendi
Mert
-Anne benim çıkmam gerek...
Mert 18 yaşında uzun boylu, yakışıklı, buğday tenli,siyah parlak saçlı mavi gözlü, dik burunlu kaslı bir çocuktu.
Hayatı dibine kadar yaşamayı her şekilde zevk Almayı sever en üzgün anında bile mutlu olabilirdi.
Etrafındaki insanlara pozitif enerji saçar yerinde duramazdı.
Gitar çalmayı ve şarkı söylemeyi çok severdi..
Mert daha 4 yaşındayken babası onu ve annesini nedensizce hiçbirşey söylemeden terk etmiştir. Mert Baba hasreti çektiği gibi aynı zamanda babasından nefret ediyordu.
Annesi nurgul hanım tatlı, çok iyi ve çok sıcak kanlı 43 yaşında olgun bir bayandı
Saçları siyah mı siyah ve parlaktı mavi ve orta büyüklükte gözleri Mertin gözlerini andırıyordu tek farkı yılların verdiği tecrübeli derin bakışlar.
Burnu küçük ve sivri ayrıca Mertin burnu gibi yukarıdoğru diktir.
Hafif balık etli ve ılımlı bir insandı.
Nurgül hanım merte 4 yaşından beri hem annelik hemde babalık yapmıştı.
Onu çok sevdi hayatındaki en değerli varlık oydu.
Başka bir erkeğe yer yoktu artık gönlünde biricik oğlu mertten başka.Arkadaşları mete ve emre ile Nurgül hanımın taini maksatı ile taşındıkları o güzel şirin insanları ılımlı ve sıcak mahalle de tanıştılar.
*Akçabel mahallesi*
Mert mete ve emre 1. Ve 2. Sınıfa kadar hiç bir araya gelmezlerdi.
Hatta mert emre den pek hoşlanmazdı.
Sonra 3. sınıfın 2. Dönemi 5. Sınıf öğrencisi bir çocuk mertten para isteyerek sokakta onu kıstırıp yere yaptırmıştı emre ve mete hemen oraya koşarak çocuğu tehdit ederler ve çocuk gider o zaman bu zaman dır asla ayrılmadılar.
Çok ama çok iyi ve sıkı dost oldular.
Herşeyi birlikte Yapıp asla ayrı kalmadılar. Onlara kimse bişe yapamaz asla deviremez di.
3 ü birlikte ayakta ve dimdik duruyor asla koymuyorlardı.
Birbirleri ile en kavgalı oldukları zamanda bile Başkalarına karşı hep korudular birbirlerini.
Herşeyleri aynıydı zevk aldıkları herşeyi birlikte yaparlardı.
Birlikte kavga ederler.
Ortak yanları çok fazla
3 ü de dumandan başka grup sevmez gece gündüz duman dinlerler ve mert gitar çalarak çoğu gece ateş karşısında duman ın şarkılarını söylerdi.
Mahallede isimleri çıkmıştı mahallelenin çetesi onlardı.
Ne olsa ne bitse mahallede herkes onlardan bilirdi.
Onlara kimse sataşmak istemez di.
Çünki buna pişman olacaklarını bilirlerdi.
Ama onlar güçsüz ün yanında kendini savunamayan ları hep kollarlardı.
14 yaşından 17 yaşına kadar sigara içtiler ama 17 yaşında ne kadar gereksiz ve adiice bişeyl olduğunu anlayınca 3 ü birden bırakma kararı aldılar.
Hiçbir kötü alışkanlıkları yoktu...
Sonra annesi seslenir.
Nurgül
-Oğlum kahvaltı yapmadan çıkma.
Mert
- Anne acelem var çıkmam gerekiyor.
Nurgül
-Bekle sandeviç yapıp vereyim aç aça bırakmam.
Mert
-Tamam anne.
Sonra sandeviçi alıp çıkar.
Emre kızgın şekide söyler.
Emre
- Lan oğlum ağaç ettin bizi burda.
-yaa abi siz erken geldiniz yine ne yapıyım?
Mete ekler devamına
- Tamam baylar bayanlar. Uzatmanın anlamı yok! Bayanlar ı emre için söylüyorum.
Der ve pis pis sırıtır. Mert basar kahkahayı
Emre
- Yılışma lan geç kaldık zaten hadi uzayalım.
Mert
- Aynen hadi beyler düşün peşime
Der ve yürümeye başlarlar.
Emre esmer tenli, hafif sarıya dönük saç rengi, kahve rengi gözlü ve sivri burunlu zeki ve sempatik bir yakışıklı
Mert ten daha kaslı aklı hertürlü bilgisayar donanımına çalışan bir mert kadar uzun boylu bir gençtir.Mete soğuk ten renkli, yeşil gözlü tombul burunlu sempatik ve komikti
Kassız zayıf ama çok hareketli orta boylu bir gençti.
Bu gün 18 nisan 2016.metenin doğum günü onu Kutlamak için kafeye gidiyorlardı.
Kafeye giderler ve doğum günü çocuğu mete frambuaz lı ve çikolata lı pastasının mumlarını üfleyerek
Mete
- 18 ime uçan tekme attım.
Der ve emre yapılan espiri karşısında fenalık geçirir. :)
Pastayı yedikten sonra kafede bşr süre takıldılar.
Mertin gözüne bir çocuğun kolundaki dövme takıldı.
Aklına süper bir fikir gelmişti.
Mert
- Lan oğlum bizde simgemizi dövme yaptıralım.
Enre başta karşı çıkıp babasının kıracağını iddia etse de ikna oldu.
Sonra birlikte dövmeciye gittiler.Simgelerini çizimi iyi olan mert bir kağıda çizerek dövmeciye verdi.
İki tane yan yana ince çizgi yanında bir kalın çizgi ve tekrar 2 tane ince çizgi ve onları içine alan ince çember çizgi ve onu içine alan bir kalın çember
Mahalledeki mekanları olan * AYAFA*
Simgenin adı da AYAFA dır ve girdikleri çoğu boş eve grafiti olarak çizerek kendilerini belli ederler di.
Artık AYAFA 3 ünün kollarında ve artık hep orda olcak tı arkadaşlıl bağları 1 kat daha artmıştı.
Maçları vardı bu akşam Fenerbahçe Galatasaray maçı.
Mert Fenerbahçe yi tutuyor emre Galatasaray ı mete de Beşiktaş ı 3 ü ayrı takım tutmalarına rağmen 1 kez bile maç ve takım tartışması yapmadılar. Aslında 3 ü de ilk 11 lerini ve diğer yedekleri sayabilicek kadar fanatik ama maç yüzünden asla birbirlerini kırmadılar. Arada ufak espirili sataşmalar hariç.
Maç berabere bitti ve bizim 3lü artık yoruldu eve dönme zamanı gelmişti.
Eve geldiğinde mert masanın üzerinde yemekleri görünce annesinin uyuduğunu anlamış ve bişeyler alıştırıp yatağa atmıştır kendini.
Kulaklığı alır ve duman *haberin yok ölüyorum * açtı ve uykusu gelmeye başladı.
Fakat ters giden birşeyler vardı.
Oda da sanki birşey kıpırdıyor bir sağa bir sola gidiyordu.
Sonra mert takmadı ve uyumayı tercih etti.
Tam dalmıştı ki birden karşısına şeytani yüzlü korkutucu ve ürkünç gözleri olan bir yaratık gördü.
Şok geçirmiş ne yaptığını bilmediği için dengesizce bağırarak. Sağa sola dönüyor du.
Mert
- Laaaaaan. Laaaaan, laaaaaaaaaaaaan
Sonra aniden nurgül hanım telaşlı bşr şekilde odaya daldı
Nurgül
- Meeeert ne oldu oğlum.
Mert
- Anne çok korkunç ordadı.
Diyerek odanın köşesini işaret etti
Nurgül hanım merte sarılarak ona sakin olmasını geçtiğini sadece bir rüya olduğunu söyler mert sakinleştir ve annesi odasına gider.
Mert korktuğu için uyumaktan vaz geçer fakat bir süre sonra uyuya kalır
Odayı aniiden bir soğuk basar.
Ve mert kendini çok garip bir yerde bulur.
Gök yüzü kıp kızıl toprak gri güneş kapkara ürkütücü biryerdi.
Ağaç yok kurak ve iğrenç kokulu bir araziydi.
Fakat bir sorun vardı bu normal bir rüya diildi nasıl kokuyu alabilirdi ki.
Sonra bütün kontrol ün de onda olduğunu fark etti evet bu normal bir rüya dildi yoruluyor ve acıyı da hissediyordu.
Sonra ileride aşağı yukarı 15 20 kişinin bir arada olduğu bir grup fark etti ve onlara doğru koştu.
Vardığında aralarında mete ve emreyi de görünce çok şaşırıp onlara nasıl geldiklerini sordu fakat onların da hiçbirşeyden haberi yoktu.
Sonra onlar da ilerde ellerinde kılıç ve kalkan olan saşçı görünümlü onlara doğru koşan 4 kişi gördüler arkalarından birisi bağırdı.
Yabancı
-Dikkat ediin
Grup arkasına döndü ve dev gibi ejderha görüntülü korkunç bir yaratık onlara doğru geliyordu
O adam zıpladı diğerleri peşinden gitti bir süre mücadele edip yaratıkla savaştılar ve boynundan keserek öldürdüler.
Yabancılar tam Mertler döndü bu tarafa gelirken birisi bağırdı.
*Meeeeert uyaaaaan *
Mert
- Höööö
Etti
Nurgül
- Hadi oğlum bu gün pazartesi kalk okula geç kalıyorsun.
Sonra mert uyandı.
-Ohh beerüyaymış
dedi.
Okul yolunda düşünmeden edemiyordu o nasıl rüyaydı öyle.
Gerçek gibiydi tıpkı ama imkansızdı
Sonra okula gelince derse geç kaldığını anlar ve kapıyı çalar.
Hocasından özür dileyerek mete ve emre nin yanına en arkaya gider.
Mert
- Sizle bişey konuşmam gerek.
Der ve olan biten herşeyi anlatır.
Mete ve emre şaşkın bir şekilde aynı rüyayı gördüklerini iddia ederler.
Mert mete ve emre buna çok şaşırıp ne olup ne bittiğini çözmeye Çalışırkqr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYANIŞ
FantasyDehşet dolu ve soğuk geceler artık çok yakında, ölüm onlara bir nefes kadar daha yakın. Yapacak bir şey kalmadığında en iyi şekilde savaşmak zorundalar...