Toğrul ve zeynep Düyünler nişan kına gecesi derken artık karı koca olmuştular
Evlendikten sonra babasından kalan koyunlarını satan toğrul baküye gitmeyi kafasına takmıştı
Eve gelerek cebindeki paraları masaya attı
-Zeynep hazrılan taşınıyoruz
+nereye? bu parada ne?
-Baküye babana söz vermiştim
Koyunları sattım atıda hatta evide
+ne delimisin sen bana neden demedin?
-Böyle gerekti tamam az konuş toparlanmaya başla
+tamam
-Noldu yoksa gitmek istemiyormusun?
+istiyorum tabiki de ama ben çocuğumuzun burada böyümesini çok isterdim
-Ne çocuğumuzmu yoksa hamilemisin?
+evet hamileyim
-yaşasın baba oluyorum hheyt be
zeynebin karnına dokunarak oğlum senin baban bir boz kurt sende benim boz kurtum olucaksın sana söz veriyorum bir kahraman gibi büyüyüceksin.
1 hafta sonra baküye taşınıyorlar
Şehire baya bi miktarda parayla gelen artık 22 yaşı olan toğrul kendine iş kurmak zorundaydı çünki ilk defa baküye geliyordu burası büyüdüyü laza kasabası gibi deyildi insanlar farklıydı her milletden insan vardı toğrulun en iyi becerdiyi iş silahlardı
kanuni olarak silah satmak aklına gelen ilk şey oldu silahları seven genç adam için. nihat adında bir ahıska türküyle arkadaş olup birlikte işe koyuldular
bütün parasına türkiye ve İsrailden
Silah getirtip büyük bir dükkan açtı
6 ay içerisinde büyük bir şirket kuran toğrul artık tüm ülkede hatta dünyada ünlü silah tüccarıydı
Ama bir insan ne kadar ünlü olursa ne kadar fazla dostu olursa o kadarda düşmanı olur evet Düşmanları toğrula karşı tek tek bir şey yapamasalarda birlikte yene bilirlerdi mayıs ayının sonlarıydı işler yolunda gidiyor toğrul ve şirketi günden güne güçleniyordu Gece olmuştu
Şirketten ayrılıp eve gitmek isteyen toğrulun şirketine japon silah tüccarları baskın yapıyor ve çatışma başlıyor saat gecenin 1 i iki tarafda öldürmek için silah çekmişti ve her iki tarafında silahları son teknolojiydi toğrulun yanına bir el bombası düştü dostu ve sağ eli olan nihat kendini bombanın üzerine atarak arkadaşını kurtardı ama kendisi param parça oldu toğrul parçalanmış arkadaşını sürükleyerek arabasının arkasına getirdi.
-Nihat abi sana türk sözü veriyorum kanın yerde kalmıyacak
Çatışma sırasında toğrulun telefonu çaldı arıyan karısı zeynepti
Elleri arkadaşının kanına boyanmış vaziyette telefonu açar
-Evet alo zeynep noldu?
+zamanı geldi doğuruyorum ambulans çağırdım en yakın hastaneye götürüyorlar artık yoldayız o seslerde ne? Yoksa çatışmadamısın?
-hayır hayır tatlım bir silahı test ediyoruz
+bana yalan söyleme toğrul sesin titriyor çatışmadamısın dedim?!
-gidin geliyorum
+soruma ceva.....
Telefonu kapatıp tüm gücüyle düşmana taraf koşar ve işte o an düşman kurşunlarıdan biri toğrulun alnını delip geçer ve her şey orada da durur zaman bile durmuşdu öldüyünü zann eden toğrul ellerinin siyah bir duman gibi dağıldığı gördü ve bağırmağa başladı
-Noluyor buda ne
Hayret içindeydi şok olmuştu
Toğrul tüm bedeninin karalmasına ve duman gibi dağılmasına sebep japonların silahları olduğunu sandı
Japonlarsa toğrulun böyle kurşun geçirmeyen yeni bir teknolojik silah kullandığını sandılar ve korkarak arabalarına binip orayı terk ettiler japonlar gider gitmez artık tüm bedeni karalan toğrul bir kaç saniye sonra tamamen başka bir yerde olduğunu fark etti
-Ne buda ne burası neresi
Zaman ve mekan Astral seyahetdeydi kendisi anlamasada.
Yaşlı KayrQloun göründü sonsuz zaman boşluğunun ufuğunda
-Hey sen kayrklounmuydun neydin senmisin?
+evet benim nasılsın toğrul?
-kötü değildim sen gelene kadar bende bir yıldır gözükmüyo nereye gitti acaba diyordum kendime artık rüyalarıma bile gelmez oldun
+evet seni unutmuşdum çünki sen 9 ay önce tüm gücünü oğluna verdin
-Ne? Ne diyosun sen güçmü oğlummu?
+evet sana ya kendin kabul edersin yada senden sonra gelen tüm neslin sülalen bu laneti taşıyacak demişdim
-Lanet olsun allah kahr etsin
+üzülme zaten ömrüne az kaldı 15 yıl sonra görüşürüz
-Hey ne 15 yıl ne diyorsun sen, heeey yaşlı bunak senin ananı lanet olsun
