******

35 2 0
                                    

Sabahları kalkması ölüm gibi  alarmın sesi ise cehenneme açılan kapı gibi çalarken  tatlı uykumdan uyanıp yorganı araladım lanet olası güneş yine doğmuştu ve benim okula gitmem gerekiyordu küçük bir destekle yorganı kaldırıp doğrula bilmiştim alarmı kapattım ve yataktan çıkıp banyoya yöneldim elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm sandalyenin üzerinde sere serpe duran gömleği kıravatı ve darpaça siyah pantolonu alıp üzerime geçirdim saç fırçamı alıp aynanın karşısına geçtim aşırı kabarmış saçlarımı düzeltmeye çalışırken odadan telefonumun sesini duydum tarağı saçımda bırakarak bir çırpıda odaya girip masa da olan telefonu aldım gelen mesajı bir umutla açtım belki özel biri dir diyerek gelen kutusuna girdim vee gelen sms telefon operatörlerinden di büyük bir hayal kırıklığı daha saçlarımı düzelttim gözlerimi hafif bir renklendirdikten sonra saatte baktım okula gitmek için durağa doğru gitmek için kapıyı çekip evden çıktım bahçe kapısınıda kapattıktan sonra işte mahalledeydim bir sokak yüdükten sonra yine aynı evin bahçesinde dedikoducu teyzeler toplanmış yine mahalledeki kız ve erkekleri çekiştiriyorlardı teyzelerden bir kafasını baktığım yöne çevirerek

-simyaaa nereye gidiyorsun

Sanki nereye gittiğimi bilmiyor gibi her gün aynı soruyu soruyordu hiç bıkmadan 

- okula gidiyorum
Diyerek bir adım attım ki

- iyi bakalım kolay gelsin sana dikkat et kendine
Diyerek tekrar seslendi usulca teşekkür ederek yoluma devam ettm
Sonunda durağa varabilmiştim kenar bir köşe seçip oturdum durakta 3 kişi daha vardı tabi içeri de mahallenin fame çocuğu utku da vardı yine saçları düzenli siyahlar içinde bir çocuk içine giydiği beyaz V yaka tişörtü içindeki kasları belli ediyordu biraz daha aşa ğı indiğimizde kırmızı nike air bir ayakkabı tamamlıyordu onu süzdüğümü Anlar gibi kafasını olduğum tarafa çevirdi gözlerimi yerdeki parke taşlarına sabitledim bakışlarını üzerinde hissede biliyordum içimden "bu çocuk o gozlerini neden buraya dikti "  derken birkaç dakika geçmeden beklediğim otobüs geldi bir oh çekerek bindim katrtı okutup boş bir yer bulup oturdum kulaklığı takıp bir parça açtım yarım saat sonra okul binasına yakın bir sokak başında indim yürümeye başladım çok geçmedende okula geldim sınıfa doğru yönelip kapıya geldim  bulunduğum sıraya oturdum Çantayı bırakıp kitapları çıkarttım okumakta olduğum kitabı da açıp kapağa göz gezdirdim ailem uzakta olduğu için fazla bi sıkıntım olmuyordu ama arada tekrar görmeye gitmem gerekiyordu bu düşüncelerden sıyrılıp okula dönmem gerekiyor du
Zaten çok geçmeden de zil çaldı pff ders kimyaaa ölüm yada yarımkalan uykuya devam edecektim tabihikide uyku derken hoca yıne o uzun boyu ve kel parlayan kafası ile içeriye girdi herzamanki gibi konuyu anlatmaya
Başladı elementler ilk 5 dakikadan sonra ninni gibi gelmeye başlamıştı bile kafamı farkettirmeden sıraya gömdüm çokgeçmeden de uykuya daldım." uzun bir yolda yürüyordum ve etrafımda birçok mağaza ve işyeri vardı nerede olduğumu çözmeye çalışırken bir yere çarpıp yere düştün elimde bulunan kağıtlar yere dağılmıştı bile nereye çarptığımı bilmeden kağıtları toplamaya başlamıştım biriside durumu farketmiş gibi benimle beraber topluyordu sanki bu kişinin kim oldugunu anlamak için sola doğru apalayarak döndün tanımıyordum fakat siması tanıdık geliyordu yemyeşil gözleri biçimli dudakları ve muazzam çene kemikleri vardı baktığımı farkedip 

-kusura bakmayın telefona dalıp sizi farketmemişim bi yerinize bişiy oldumu? 

-yok hayır bişiy olmadı sanırım bende fark etmedim

Dedim ve topladığı kâğıtları bana uzattı ve tekrardan özürdileyip ayağa kalkıp uzaklaştı neye uğradığımı bilemedin ve tekrardan yürümeye başladım bir bank bulup oturdum ve olanları düşündüm " irkilmiştim ve ıslaklıkla kafamı birden kaldırdım ders bitmiş sıra arkadaşım başımdan aşağı buz gibi bir su dökmüştü
Hemde en güzel yerinde ve ben olmayan birinin okadar yakışıklı olmasına hala inanamıyordum arkadaşıma döndüm ve
" tebrikler büyük bir başarıya imza attınız "

İki Kelimemden Biri sensin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin