4...

16 1 0
                                    

.beraber yürümeye başlamıştık    " bana herzaman koşarmısın" diye sordu
bende   "fırsat buldukça " dedim bi ara sessiz kaldı parka doğru yaklaşmıştık elindeki basketbol topunu tutuşu dikkatimi çekmişti. Aynı şekilde bende bir soru yönelttim.  " sen basketbol oynarmısın "   bana döndü gözlerimin içine baktı o soğuk bakışları sakinleşmişti daha bi sevgiyle bakıyordu öyle bakınca istemsizce gülümsemek geliyordu içimden ama kendimi tutuyordum sesi kendimi güvende hissetmeme neden oluyordu diksiyonu çok güzeldi kelimeleri sıralayış şekli saatlerce oturup onu dinleme hissi uyandırıyordu  sakin ve yumuşak bir şekilde   " evet oynarım ama cok sık değil "  onunla zaman geçirmek istiyordum meydan okuyucu bir ses tonuyla.  ." Ozaman bayım sizi yenmek hiçte zor olmayacak "  sana doğru döndü gülümsedi yine o ukala tavrı takındı.        " bak bu olmadı küçük hanım yeniliceğinden adım gibi eminim bence oynamayalım bile . "     ukala işte nolucak kendimi ezdirmemek için                            " sanmıyorum  " dedim
Bana alaycı katırlarla bakıyordu bunu yapmasına sinir oluyordum     " okadar güveniyorsan kendine ortaya idda atalım he olurmu "     bu biraz fazla olmuştu ama ezik durumuna düşmek istemiyordum     " olur "   dedim    " iddane peki   "    biraz düşündü  cevap verdi   " tama ozaman sen yenersen istediyin birşeyi yaparım ama ben yanersem bi akşam yemeği borçlusun kabulmü"  bu biraz ağır olmuştu ama vazgeçmek yoktu yenersem ilerde işime yaraya bilirdi    " tamam "  dedim sahaya girdik topu ilk ben aldım turnike yapıp ilk sayıyı atmıştım top ona geçmişti topu çecirdi sımaç koydu sayıyı zorlanmadan attı  top yine bendeydi 3lük atmayı denedim potaya deymedi bile topu almıştı almaya çalışıyordum ama hep savunma yapıp beni atlatıyordu sonunda potaya sayıyı gömdü yine o ukala sırıtışını attı topu aldım denemelerim baya gidiyordu nezaman topu alıp potaya gönderiyordu . Sayıların arası bi hayli açılmıştı durdu topu bana verdi   "pes ediyormusun cici kız " yapılacak birşey kalmamıştı sayılar başını alıp gitmişti  istemeyerek te olsa                                    "tamam pes " dedim yine o ukala sırıtışını attı " ozaman nezaman çıkıyoruz yemeğe " dedi  masum masum baktım  " çıkmasak olmaz mı"  topu aldı      "ama oyun bozanlık yapma simya iddayı sen kabul ettin "  of ladım daha sonra       " tamam sen belirle ozaman olurmu "  gülümsedi tamam dedi  " ozaman benim gitmem gerek kızlar uyanmıştır merak etmesinler "  mutlu gibiydi  " peki ozaman görüşürüz "  başımı tamam anlamında salladım eve doğru koştum arkamdan koşup geldi  "suyunu unuttun "  dalgın biri gibi davranıyordum .dönüp        "teşekkür ederim "  diyip uzaklaştım eve girdim kızları uyandırıp  kahvaltıyı hazırladık hava sıcaktı. Kahvaltının sonlarına doğru      "hava sıcakken denize gitsek olurmu evde oturmayalım böyle "  kızlar başını kaldırıp bana baktı sude  "olabilir aslında " dedi  "birkaç arkadaş daha çağırıp eyleniriz" dedi alara   " herkez kabul ettiğine göre 11 gibi çıkalımm"  dedim kahvaltı bitince masayı topladık

Daha sonra çantayı hazırlayıp salona geçtim kızlar içeride hazılanıyorlardı herkez tam olunca arabanın anahtarlarını alıp bi çırpıda arabaya yerleştim kontağı çevirip çalıştırdım kızlar gelince sahil e doğru yola çıktık pilaj ın olduğu yere doğru yürüdük kıyı ya gelince bir şezdonk seçip uzardım etrafı süzüyordum sakin bir yerdi barkaç adımda denize ulaşabiliyorduk kulaklığımı taktım kitabımı çıkarttım okuyamıyorudum  sağa sola bakınıp duruyordum yaklaşık 4 m ileride bir çift vardı kız sarışın dı yan tarafta uzanan kişi gözükmüyordu onları izliyordum şezdong da yatan çocuk kalkıp arka kafeden garsona eli ni kaldırıp içecek istedi daha sonra kıza doğru döndü harika cidden burdada kurtulamıyoru şu çocuktan derken sesli söylemişim ama fark eden birisi olmamıştı deniz in yanında ki kız kimdi ve neden yanında duruyordu dik dik bakıyordum hareketlerini sayıyordum ve kız ile baya da samimiydi yerimden kalkıp kafeteryaya yöneldim çağırılan garsonu buldum içeceklerin bulunduğu tepsi tezgahdaydı masardan birinden tuzluğu alıp iki içeceğede tuzu doldurdum çıkarken  soğuk bir kola alıp yerime geçtim  benden sonrada çıkan garson içecekleri servis edip geri döndü şimdi izlemesi daha zevkli olmuştu yanındaki kız bardağı alıp  ağzına ğötürecekken deniz birşey söyledi bardağı masaya bıraktı telefonunu aldı birşeylere baktı yerine koydu bu seferde deniz bardağı aldı bir yudum aldı püskürttü oh olsun sana kim o kız güldüm kahkağalara boğuldum fark edilmemek için denize girdim yüzerek o tarafa doğru gittim selfie çekiyorlardı kız öne geçmiş deniz de gülüyordu kulaç atıp onları ıslatmak geliyordu içimden ama yapamıyordum dibe daldım birkaç metre yüzdüm sonra dönüp bidaha baktım ben çıkarken onlar denize doğru gittiler kız vatoz balığı gibi  yapışmıştı çocuğa  gitcen saçından tutup gömcen suya sonra tutup çıkarcan denizi sudan oturtcan yanına pfff sinir sinir bakıyordum karşıdan beni görmüştü elini kaldırdı gel gel işareti yaptı ne var anlamında başımı salladım tekrar gelmemi belirttim sırf kıza inat onlara doğru yüzdüm deniz e doğru gittim yanında durdum  " selam " dedim  yanındaki kız bana bakarak   " merhaba " dedi deniz de bana bakıyordu " simya sizi tanıştırayım bu benim kız kardeşim cağnan cağnan bu da simya "  cağnan bana bakarak gülümsedi   memnun oldum " dedi  yerin dibine gimiştim o an kardeşiydi ve ben sevgilisi sanmıştım basit bir gülümseme atabilmiştim sadece  uzaktan bakılınca öyle durması ilginçti  ona doğru ilerledim " bu şekilde tanışmamız hoş olmadı bi akşam telafi edelim "  diyip masum bir gülüş daha attım  arkamdan sudenin bağrışını duydum yanına çağırıyordu gitmem gerektiğini söyleyip kıyıya kadar yüzdüm şezdonguma oturup kurulandım sude " ortadan kaybolup durmadan iyi olur dedi " onayladığımı belirten bir biçimde kafamı salladım saat çok geç diyildi kızlarla birlikte arkadaki kafenin oyun salonuna girdik bilardo için sıra alıp masamızı seçtik bir süre oynadıktan sonra dışarıya çıkıp eşyaları toplamaya başladık akşam üstüydü hava hafif penbeydi deniz İn olduğu tarafa bakındım ama kız kardeşe yanında yoktu çantama havluları tıkıştırıp arabaya doğru gittim bagaja eşyaları yerleştirdim
Gere de bişey unutup unutmadığıma dair kontrol etmek için geri döndüm aynı yerinde duruyordu  bişey kalmadığından emin olup dönerken deniz seslendi          " simya. " ona doğru döndüm tekrar seslendi. "Gidiyormusun ?"  Aynı sestonu ile " evet " diye yanıtladım tekrar seslendi   " bu akşam " dedi ney bu akşamdıki söylediğini anlamamıştım ona doğru yaklaşıp  " ney bu akşam "  gözleri olduğundan daha koyuydu birazda kızarık ama hoş duruyordu " yemek bekliyorum arkadaki kafe uygun mu?. " 
Tabihiki ya iddayı bana kitlemişti bir an önce bu borcumu ödemezsem sonra sıkıntı olabilir diye düşündüm  " olur " diyip arabaya doğru yürüdüm arka koltuğa geçip eve doğru gidiyorduk yol boyunca düşündüm deniz bayar ve ben yemek inanılmaz ve garip geliyordu önce rüyanda gördüğün birini buluyorsun sonra tanımaya çalışıp akşam yemegi yiyorsun kulağa güzel geliyordu herdüşüşümde düşmemi engelleyen koruyucu meleğim ile güzel bir akşam hoş tu eve gelince çantaları bir köşeye fırlattım ne dolaptan yazlık beyaz askılı bir elbise çıkartıp üzerime geçirdim bu çok sade olmuştu mavi papatyalı bir taç buldum koluma küçük ince bir bileklik  boynuma  çok ince altın sarısı bir kolye taktım mavi converse giyip evden çıktım söylediği sahil kenarı lokantaya geldim ve bir sms geldi " nerdesin??"  Sms  cevap verdim " lokantanın önünde " ön kapıya doğru yürüdüm kapıdaydı bana bakıp gülümsedi aynı sekilde ben de gülümsedim

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İki Kelimemden Biri sensin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin