Hiç kimse tarafından sevilmeyen bir kokudur hastane kokusu. Bana göre temiz ve mahsum bir kokudur. O kadar hastaların içinde tek sağlıklı olan bir koku.
Bekleme salonundan içeri girdim. Her zaman boş olan en köşedeki siyah deri koltuğa oturdum. Çevremi izlemeye başladım. Benim gibi kimse yoktu. Herkes hasta yorgun. Bende yorgunum hayattan bezmişim ama bunu dışarı yansıtmıyorum. Kimsenin bana acınacak gözle bakmasını istemem.
Yine yüzünde tebessümle yanıma geldi.-Adı Güneş. Adı gibi güzel bir kız. Etrafa neşe saçıyor. Onu görünce gülümseyesim geliyor-"sıra sizde doktor hanım sizi bekliyor. "
"teşekkürler "
Ayağa kalkıp doktorun odasına doğru yöneldim. Kapıyı tıklayıp gir sesinin gelmesini bekkedim
" gir "
Kapının kolunu yavaşça indirip odaya girdim. Herzamanki gibi bir değişiklik yoktu odada. Heryer bembeyaz. Kapının hemen karşısında beyaz koltuk koltuğun yanında beyaz çalışma masası ve beyaz önlüğüyle Deniz Hanım beyaz perdeler
" Hoşgeldin Barış gel otur"" Hoşbulduk" diyerek yanımda duran Beyaz koltuğa oturdum. Dirseklerimi dizlerimin üstüne koyarak ne diyeceğine odaklandım. Not defterini alıp yanıma adımladı. Sandalyesini çekerek karşıma oturdu.
"kaç haftadır ihmal ediyorsun"
" biliyorum"" bunun sonucunda zararlı çıkacaksın"
"biliyorum""peki o halde başlayalım istersen"
"farketmez"
" her seansta yaptığımız bi ben soracağım sen cevaplayacaksın"
" tamam"
" o zaman soruyorum"
" dinliyorum"
" üzerinden üç sene geçmesine rağmen neden hala onu düşünüyorsun?"
"düşünmüyorum"
" hadi ama Barış senin nasıl bir kız olduğunu tanıdım. Üç senedir beraberiz"
" neden düşündüğümü bilmiyorum"
"sence bu sende bir hırs mı yaptı?"
"hayır"
Her söylediğimi not alıyordu."sana öğrettiğim nefes çalışmalarını yapıyor musun?"
" ara sıra "
" hala umudun var mı? Geri gelecek mi?"
" dönecek"
" geçenki seansta unutacağım diyordun ne değişti?"
"çok soru soruyorsun yeter kafam karışık anlamıyor musun? Nasıl doktorsun sen"
"peki biraz sakin ol"
" sakinim ben"" devam ediyorum"
" et"
"günlüğü yaktın mı?"
" evet"
" doğru yaptın. Onun sende olmamaması iyileşme sürecine etkili olacak"
" hasta mıyım lan ben düzgün konuş"
" sen beni yanlış anladın"
" tamam yeter bugünlük"
" nasıl istersen"
Odadan çıkmak beni rahatlatmıştı. Sanki deliyiz mübarek öyle bi konuşuyor ki altı üstü psikolojik sorunlarımız var.
Eve yürüyerek gitmenin iyi geleceğini düşünerek yürümeye başladım. Birkaç dakika yürüdükten sonra hafif hafif yerler ıslanmaya başladı. Yağmur yağıyordu. Şu kendini mahsum ve saf zanneden kızların sevdiği yağmur. Hiçbir zaman bana keyifli gelmemiştir. Ben daha çok herkesin mutlu huzurlu olduğu güneşli havaları severim. Çünkü o havalarda sadece mutsuz olan benim. Bu konularda çok bencilimdir. Duygularımı paylaşmayı sevmem. Bunları düşünürken epey ıslanmıştım ama eve de varmıştım. Kapıyı açıp banyoya yöneldim o kadar yorgunluğun arkasından bir duş iyi gelebilirdi.
..........
Banyodan çıktıktan sonra kendimi yatağıma attım. Yalnız olnunca hep onu düşünüyorum. Doğrusı ben hep yalnızım.
İlk konuşmamız
İlk göz göze gelmemiz
İlk seni seviyorum diyişi
Şimdi ise sadece söyledikleriyle kaldım. Çok sevmişim ben şuan da çok sevmemin acısını çekiyorum.
Doktora yalan söyledim günlüğü yakmadım ondan tek hatıra kalan şeyi nasıl yakayım. Hemen ayaklanıp çalışma masamın üzerinde olan kutuyu aldım. Yatağa bağdaş kurarak oturdum. Ve kutuyu açtım kutunun içi onun fotoğraflarıyla doluydu bir de günlüğüm vardı. Günlüğü elime alıp sayfaları karıştırmaya başladım. Gözüm 06.05.12 tarihine aldı
Sen ne kadar da tatlı şeysin öyle... Yüzüne baktıkça bakasım izledikçe izleyesim geliyor. Sadece seni izleyerek bile bir sene geçirebilirim.
Bu kız ben miydim şimdiki halimden eser yok önceden hayat dolu toz pembe hayatı olan kızın şimdi simsiyah mutsuz bir hayatı vardı.
Temiz ve o kadar da beyaz cümleler ben bu yüzden beyazı sevmiyorum. Beyaz sadece ona yakışıyor. Beyaz bir ten koyu kahverengi gözler siyah saçlar siyah kaşlar ne de uyumlu değil mi? O gittikten sonra bana sadece siyahlıklar kaldı.
Biz onunla çok tersiz. O beyaz ben esmer, o iyimser ben karamsar
Ben bunlara rağmen hep bekledim. Belki olur da bir gün dönersin diye.
Bak be adam yine seni düşünürken yaşardı gözlerim. Yine kendi kendime konuşmaya başlamıştım. Bunun sonucu pek iyi olmayacak biliyorum. Ya sinir krizi geçireceğim yada kendime zarar vereceğim.
Uyumam gerekiyor. Saat 03.00 olmuş. Ama yatakta o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyorum. Doktorun dediği nefes egzersizlerini yapmaya başladım. Yatakta sırt üstü yattım. Derin nefea alıp yavaş yavaş bıraktım bunu beş altı kez yaptım yedinci sıra gelince uykudan gözlerim kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barış'ın Savaşı
RandomBelkide hepimiz olmayacak hayalin peşine koşuyoruzdur. Sadece farketmiyoruz