Başlangıç..

52 5 2
                                    

Merhaba ben Kerem ve bu hikayemde size zombi salgını hükum süren bir dünyada 3 arkadaşın hikayesini anlatacağım...:)


Herşey o yaz günü başlamıştı....


Çocukluk arkadaşım olan Doğukan ve benim ailelerimiz çok iyi anlaşıyorlardı.

her iki aile de okulların tatil edildiği 3 ay içinde çeşitli aktiviteler yapmaya meillilerdi tatil köyü,konserler,deniz,spor dalları vs..

Fakat Doğukan ve benim aklımızda daha değişik şeyler vardı sadece ikimizin içinde olduğu bir ev,geç saatlere kadar dışarıda durabileceğimiz özgürlük ve tabiki de bilgisayar başında sabahlamak...

Tatile gideceğimiz gün gelmişti ve biz kararlıydık gitmeyecektik Doğukan ve ben ailelerimizi karşımıza alıp konuşmaya başladık

''artık biz büyüdük ve kendi başımızın çaresine bakabiliriz'' diyerek isteklerimizi dile getirdik.

Ailelerimiz her ne kadar bunu kabul etmeseler de benim dedem ve Doğukanın babası ''haklılar onar büyüdü ve koca adam oldular bırakın ne isterlerse onu yapsınar'' şeklinde konuşarak ailenin diğer üyelerini de ikna ettiler. (bence daha az masrafa girerler diye böyle birşey dediler ama neyse...)

Çok sevinmiştik,hatta sevinçten havalara uçuyor gibiydik...

Ailelerimizi karşıladıktan sonra akşama doru eve vardık ve artık çok serbesttik kapıyı açıp içeri girdik ardından hemen Doğan'ı aradık,durumu anlattık ve yanımıza gelmesini istedik 

''tamam hemen geliyorum!'' şeklinde yanıt verdi.

Evde rahat bir şekilde koltuklara oturup beklerken televizyonu açtık haber kanalındaki bir sipikerin söyledikleri dikkatimizi çekmişti.

Spiker:''Sayın seyirciler ebola virüsü kontrolden çıktı! geçmiş günlerde tam 300 den fazla mutasyona uğrayarak tehlikenin şiddeti büyümüştü ama bu kadarı da olağan birşey değil son zamanlarda virüsün uğradığı mutasyonlar çok kötü bir sonuç aldı ve bu şey tüm dünyayı etkisi altına alabilecek kadar büyüdü eğer bu haberi izliyorsanız ve dediklerime inanıyorsanız kendinizi şanslı insanlardan sayın. Hemen kendinize bir ilkyardım çantası hazırlayın yemekler,giysiler,hatıralar ve işinize yarayabilecek herşey! bu lanet hastalığın son dönemini yaşayan herkes korkunç,saldırgan ve son derece tehlikeli bir sonuç alıyor''

şeklinde bir açıklama yapmıştı

Doğukan ve ben zaten bu tür şeylere çok ilgi duyup hep araştırdığımız için ciddiye alıp birkaç çantaya konserve,su,yiyecek,giysi,lazer,el feneri,ip ve mutfakta bulduğumuz tüm sağlam ekmek bıçaklarını doldurduk.

Heyecanlıydık ve sürekli ''ya olursa?'' düşüncesiyle saçma planlar kuruyorduk derken zil çaldı ve gelen Doğan'dı çok heyecanlı,korkmuş ve kan ter içinde kalmıştı tabi onu hemen içeriye aldık ve sakinleştirmeye çalıştık neler olduğunu sorduk tahminimizce yine kavga etmişti ve bu sefer çok sağlam bir dayak yemişti...

fakat olan bu değildi ona biraz su içirdikten sonra olanları anlatmaya başladı

Doğan:''be-be-ben yolda geliyordum laz bakkalın oradaki köşeden dönünce birden karşıma üstü başı kan içinde kalmış bir adam belirdi,çok korktum ''yardım edin!''diye bağırarak kaçmaya çalışırken ayağım taşa takıldı ve yüksek bir bahçeye düştüm bir süre yerden kalkamadım kalktıktan sonra da biraz bekledim şanslıyım ki bir merdiven buldum onun yardımı ile bahçeden çıktım ve sizin eve doru koşmaya başladım,geldim ve şuan buradayım...''

Şeklinde olanları anlattı...Doğukan ve ben şaşırıp birbirimize bakmıştık bir anda 

ben Doğukanı yanıma alıp odaya gitmiştim bugünki haberi Doğana anlatıp anlatmamamız gerektiğini tartışıyorduk çok korktuğu için bugün değil de yarın daha sakin bir ortamda anlatmaya karar verdik.

Bu kadar olaydan sonra eğlenemeyeceğimizi biliyorduk ve bu yüzden yatmaya karar verdik ki ne kadar karar versekte korkudan 2,3 saate anca uyuya kalmıştık...

Sabah saatin 6:15'inde sağır eden birkaç silah sesi ve insan çığlıkları ile uyandık ne yapacağımızı şaşırdık tabi spiker'in dedikleri ve dün akşamki olaydan sonra bayağıda korktuk.

Olayı çok hızlı bir şekilde Doğana anlattık,hazırladığımız çantaları çıkarttık ve çok telaşlı bir şekilde koltukların arkasına saklandık.

20,25 Dakika sonra silah sesleri tamamen bitmişti ve neredeyse hiçbir ses gelmiyordu tırsak ama hızlı bir şekilde panjurları,güneşlikleri,açık unuttuğumuz ışıkları kapatmıştık kapının önüne ütü masası,kolduk değneği gibi eşyaları koymuştuk ve çantalarımızı elimizde tutup korkarak ailelerimizi düşünmekten başka birşey yapamıydorduk...

Vebâsal Son...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin